New York içeriklerimizin yanında bir de konaklamayla ilgili tavsiyelerimizin yer aldığı bir yazı yazmaya karar verdik. Nitekim “New York’ta nerede kalınır?” sorularıyla sıkça karşılaşıyorduk.
New York‘ta konaklamak için birçok seçenek var, bu şehir otellerle donatılmış! Seyahat edenler için şüphesiz en uygun bölge Manhattan. Burada yer alan otellerde konaklarsanız çoğu turistik mekana, restoranlara veya ulaşım araçlarına kolayca ulaşabilirsiniz. Merak etmeyin, yazımın devamında birçok otel tavsiyem olacak.
New York Otel Fiyatları
New York’ta otel fiyatları 50-300€ skalası arasında. Her bütçeye uygun bir otel olduğunu söylemek mümkün. Biraz daha bütçe dostu otel arayacak olursanız merkezden uzaklaşmanız gerekebilir. Eğer New York gezilecek yerler arasında herhangi bir ulaşım sorunu yaşamadan, güvenli bir konaklama tercih ediyorsanız minimum günlük 80€ gözden çıkarmalısınız. Önerdiğimiz otellerin tamamının konumu çok iyi olmakla birlikte yüksek puan alan ve hizmet kalitesi üst seviye olan oteller. Bu yüzden rezervasyon yaparken aklınızda soru işareti kalmasına gerek yok!
Times Meydanı’nın yakınında yer alan ve biraz daha orta menzil eğilimi butik Casablanca Hotel Times Square de tercihleriniz arasında olabilir!
Orta Seviye (Sizin İçin Özel Seçim) Oteller
Harika lokasyona sahip, zaman zaman yaptığı kampanyalarla çok uygun fiyatlar sunan ve kaliteli hizmet veren iki tane otel tavsiyem var.
414 Hotel: Times Meydanına oldukça yakın olan bu otel 3 yıldızlı. Özel bir avlusu var ve kendinizi rahat hissetmeniz için herşey düşünülmüş.
414 Hotel by booking.com
Hilton Garden Inn: Empire States Binasının çok yakınında bulunan Hilton’un 3 yıldızlı oteli. Hilton kalitesinde bir otelde bu kadar uygun fiyata konaklamak pek de mümkün olmasa gerek. Kesinlikle tavsiye ediyoruz, hem konum açısından hem de fiyat!
Hilton New York by booking.com
Bütçe Dostu Oteller
En merkezi bölgelerden sadece birkaç blok ötede kaliteli ve ucuz oteller bulmak oldukça kolay. Bazı popüler, mütevazı fiyatlı otel seçenekleri arasında Chrysler Binası’nın ve Büyük Merkez Terminalinin hemen doğusunda bulunan Hampton Inn Manhattan bulunmaktadır. Seton Hotel, şirin ve butik bir otel. Chrysler Binası’nın güneyinde kısa bir yürüyüş mesafesinde. Seaton yakınlarında, daha modern Pod 39 Hotel yer almaktadır. Tüm bu oteller konforlu ve uygun fiyatlı bir konaklama imkanı sunmaktadır.
Hampton Inn by booking.com
New York’ta Ev Kiralamak
New York’ta ev kiralamak, kendi evinizde konaklamak isteyebilirsiniz. Bunun için emlakçılarla uğraşmak sizin için zaman kaybı olabilir. Birçok prosedürün uygulandığı emlakçılar ek komisyon da talep etmektedir. Bu yüzden ev kiralamanın en kolay ve kullanışlı yolu Airbnb kullanmak. Airbnb kullanırken konum olarak önerdiğimiz Manhattan’ı seçip, kişi sayınıza göre filtreleme yapabilirsiniz. Eğer buraya tıklayarak üye olursanız hemen kullanabileceğiniz 100 TL indirim fırsatından da yararlanabilirsiniz!
Eğer New York’ta araba kiralamak gibi bir düşünceniz varsa kiraladığınız evin garajı olmasına dikkat edin. Çünkü New York’ta park yeri bulmak bazen bir işkenceye dönüşebiliyor.
Hollanda’yı gezmek sadece başkent Amsterdam’ı gezmek değildir. Yel değirmenlerden muhteşem köylere, eşsiz tarlalardan lale bahçelerine… Hollanda’da görmeye değer birçok yer bulunuyor. Bunların arasından en önemli 10+1 tanesini Hollanda gezilecek yerler yazımızda bir araya getirdik!
10- Gouda
Gouda, çok sayıda eski binaya ve güzel kanallara sahip tipik bir Hollanda şehridir. Büyük demiryolu ve otoyol bağlantıları sayesinde günlük gezi için popüler bir destinasyon. Şehir; peynirleri, leziz gofretleri ve mumlarıyla ünlüdür. Gouda’daki 2 önemli turistik yer: 15. yüzyıldan kalma güzel belediye binası ve St. Janskerk’teki muhteşem cam pencereler.
9- Rotterdam
Bir zamanlar sadece 13. yüzyıldan kalma bir balıkçı köyü olan Rotterdam bugün Hollanda’nın en modern şehirlerinden biridir. Amsterdam gibi bisiklet dostu olan Rotterdam, keşfedilmeyi bekleyen birkaç tarihi bölgeye sahiptir. Popüler Delfshaven bölgesinde düzenlenen festivaller ve karnavallar her yıl Avrupa ülkelerinden ziyaretçilerin gelmesini sağlıyor. En popüler ziyaretçi noktaları: Dali, Van Gogh, Bosch ve Rembrandt’ın şaheserleri de dahil olmak üzere Orta Çağdan modern zamana kadar uzanan sanat eserlerinin sergilendiği Boijmans Van Beuningen Müzesidir.
8- Groningen
Bu kültürel açıdan çeşitlilik gösteren üniversite şehri her ne kadar küçük olsa da Hollanda’da sanat, iş ve eğitim ile ilgili iki önemli koleje sahip. Groninger Müzesi, Hollanda’nın en yenilikçi ve en modern yapıtlarından biridir. Groningen’de müzik ve tiyatro bol miktarda bulunur ve birçok kafesinde canlı müzik & eğlence bulunur. Yüksek öğrenci nüfusu nedeniyle gece hayatı da oldukça hareketlidir.
7- Haarlem
6- Utrecht
Ortaçağ tarihi, Utrecht mimarisinde çok belirgindir. Şehrin en benzersiz özelliği, Ren Nehri’nin şehir merkezinin her noktasına ulaşıyor olmasıdır. Utrecht Üniversitesi’nin Hollanda’nın en büyük üniversitesi olduğu iddia edilmektedir. 200 yıllık yapısal bir başarı olan Saint Martin’in Gotik Katedrali mutlaka görülmeli. Mimarlık ve müze tutkunları Dom Tower’ı, Rietveld Schroder House’u ve Museum Speelklok’u kaçırmamalıdır.
5- Maastricht
Güney Hollanda’da bulunan Maastricht, Saint Servatius Kilisesi ve Saint Jan Katedrali’nin ihtişamıyla biliniyor. Eski surlar ve kanallar da şehre ayrı bir atmosfer katar. Sonbahar ve kışın yerel halkın gerçekleştirdiği festivallere yoğun ilgi vardır. Şehrin merkezinde birçok ilginç ve ilgi çekici kafe bulunur.
4- Den Haag (Lahey)
Hollanda’nın en büyük üçüncü şehri. Lahey, Den Haag’ın sadece şehirdeki bir bölümü. Fakat en önemli bölümü olduğu için şehir Lahey olarak da biliniyor. Büyükelçilikler ve Kraliyet Sarayı burada bulunduğu için Hollanda adına oldukça önemli bir şehir.
3- Delft
Markt Meydanı’ndaki Rönesans tarzı Belediye Binası’ndan kentin geleneksel Hollanda kanallarına ve mimarisiyle ilgi çeken Delft, eski ve modern görünümünü bir arada tutmaya çalışan bir şehirdir. Bu bozulmamış kasaba, Amsterdam’daki yoğun caddelerden farklı bir hava solumak isteyenler için ideal bir günlük varış yeridir. Popüler yerleri arasında The Prinsenhof Müzesi yer alıyor. Bu müze, Seksen Yıl Savaşının hikayesini anlatıyor ve birçok ilginç sanat eserine de ev sahipliği yapıyor.
2- Leiden
Leiden’in eski yel değirmenleri, ahşap köprüleri, yemyeşil parkları ve ağaçlarla kaplı kanalları burayı harika bir şehir haline getiriyor! Bu güzel kanallarda yapacağınız bir tekne yolculuğu, unutulmaz bir deneyim yaşatır. Leiden’de bilim ve doğa tarihinden, yeldeğirmenleri ve Mısır tarihi eserlerine kadar keşfedebilecek birçok müze bulunur. Hortus Botanicus, geniş botanik bahçelerine ve dünyanın en eski akademik gözlem evine sahip.. Ziyaretçiler ayrıca, 16. yüzyıldan kalma St. Peter Kilisesi’nin güzel mimarisini de es geçmemeli!
Avrupa’nın en popüler turistik yerlerinden biri olan Amsterdam; parti atmosferi, özgür yaşamı ve Red Light District ile ünlüdür. Kanalları ve bu kanalları bağlayan köprüleri şehri eşsiz bir atmosfere büründürüyor. Ayrıca birbirinden değerli müzeler ve yapıtlar da burada yer alınca Amsterdam, Avrupa’nın en önemli şehirlerinden biri olma özelliğine tabi ki sahip oluyor! Anne Frank Evi, Van Gogh Müzesi ve Rijksmuseum tarih ve sanatseverler için en popüler duraklar arasında. Muhtemelen Hollanda gezilecek yerler arasında ilk adımınızı buraya atacaksınız, ama yukarda bahsettiklerimizi de tekrar düşünün derim!
Bonus: Giethoorn
Amsterdam’dan tren ve otobüs ile gidilebilen bu köy sadece 1.5 saat uzaklıkta. Köye herhangi bir motorlu araçla girmek yasak. Yemyeşil alanın içerisinde bulunan akarsularda ulaşım sandallarla yapılıyor. Müstakil evleri birbirine bağlayan köprüler, muazzam bir güzellik içerisinde. Henüz teknolojinin girmediği bu köy tam da hayalinizdeki evleri içeriyor. Amsterdam’a gitmişken buraya uğramadan dönmek olmaz!
Danimarka’nın başkenti Kopenhag, ülkenin en büyük şehridir. İskandinavya’nın en rahat başkenti olan Kopenhag’da belirgin bir Avrupalı hissi, samimi bir sokak hayatı ve benzersiz bir kafe kültürü vardır ki bu da sizi tekrar tekrar buraya dönmek istemenizi sağlayacak. Şehirde en yaygın kullanılan ulaşım aracı bisiklettir. Bir bisiklet kiralayarak Kopenhag gezilecek yerler listesini tavaf etmek yapılması gereken ilk atraksiyondur. Şehrin en önemli noktalarından Nyhavn’un renkli kıyı evleri, kanal ve iskele çevresinde oluşan atmosfer sembolik hale gelmiştir. Çevrede bulunan kafe ve barlar akşam saatlerinde kattığı havayla burayı daha özel kılar. Kopenhag’da, dünyaca ünlü Noma da dahil olmak üzere çok sayıdaki ünlü restorana ev sahipliği yapar.
Şehrin mutlaka görülmesi gereken yerlerinin yer aldığı bu yazının yanı sıra, yerlilerden öğrendiğimiz ve kesinlikle ilginizi çekecek Kopenhag’da Görülmesi Gereken 10 Alternatif Yer yazımızı da okuyabilirsiniz.
Kopenhag Gezilecek Yerler Haritası
1- Tivoli Bahçeleri
1800’lü yıllarda kurulan Tivoli Bahçeleri tarihi bir eğlence parkı. Açık havada hizmet veren yüzlerce eğlence aracının yanı sıra halkın vakit geçirmeyi sevdiği birçok yeşillik alan ve bahçe bulunuyor içeride. Yalnız dikkat edilmesi gereken nokta; buranın her tarihte açık olmadığıdır. Eğer kış aylarında Kopenhag’a gidiyorsanız muhtemelen şehrin en turistik noktasını göremeden dönebilirsiniz. Tivoli Bahçeleri yaz aylarında 6 Nisan – 24 Eylül tarihlerinde açık. Halloween için 13 Ekim – 5 Kasım, Christmas için ise 18 Kasım – 31 Aralık tarihlerine kadar hizmet veriyor. İçeride büyüleyici, irili-ufaklı birçok eğlence makinasının yanı sıra ışıklı gösteri ve alan bulunuyor. Bunların hepsi açık bir alanda. Eğer bahsettiğimiz tarihlerde şehri ziyaret ediyorsanız, burası Kopenhag gezilecek yerler listenizin ilk başlarında bulunmalı.
2- Christiansborg Sarayı
Christiansborg Sarayı, 800 yılı aşkın tarihe sahiptir. Saray günümüzde Parlamento, Başbakanlık Ofisi ve Yüksek Mahkeme’ye ev sahipliği yapmaktadır. Buna ek olarak birkaç bölüm hala Kraliyet Evi tarafından kullanılmaktadır. 1167 yılında Piskopos Absalon’un şehrin en eski surlarını yaptırdığı siteyi işgal altına alarak piskopos kalesinin kalıntıları ve ortaçağ kalesi mevcut saray yapım aşamasında keşfedildi. Artık ziyaretçiler tarafından görülebilir.
3- Danimarka Ulusal Müzesi
Tivoli’den on dakikalık bir yürüyüşle sizi Danimarka tarihine ve kültürüne ilgi duyan herkes için görülmesi gereken bir cazibe merkezi olan Ulusal Müze’ye (Nationalmuseet) ulaşabilirsiniz. Müzede bazı etkileyici rünik taşlar sergileniyor ve Danimarka tarih koleksiyonunda, 2000’den fazla yaşında olan bir güneş arabası (bir araba şeklindeki kült objesi), Romanesk ve Gotik kilise parçaları, Danimarka porselen, gümüş ve antik koleksiyonlar yer alıyor. Danimarka ve Vikinglerin tarihini yansıtan birçok bilgi ve eserin yer aldığı bu müzeye giriş ücreti 75 DKK.
4- Nyhavn Limanı
Kopenhag denildiği zaman karşınıza çıkan ilk görüntü muhtemelen Nyhavn Limanına aittir. Limanın çevresinde bulunan renkli binalar şehrin en önemli ve bilinen turistik noktası. Eskiden ticari amaçla kullanılan liman günümüzde çevresini kaplayan restoran, cafe ve barlarlara dolu. Kopenhag’a gidenlerin ilk olarak adım atması gereken bu harika bölgede bol bol fotoğraf çekme hissiyatına kapılacaksınız. Ayrıca kanal turları da buradaki limandan başlamaktadır.
5- The Round Tower
1642’de bir gözlemevi olarak inşa edilen bu kule 36 metre yüksekliğinde. Günümüzde ünlü Danimarka gökbilimcisi Tycho Brahe ile bağlantılı küçük bir koleksiyonu sergiliyor. Kopenhag şehrinin muhteşem panoramik manzarası için ziyaret edilebilir. Kale içine bakabileceğiniz yer 25 metrelik yükseklikte duran bir cam zemindir.
6- Amalienborg
Kopenhag’ın en değerli sarayı. Günümüzde hala kraliyet ailesi Amalienborg sarayında yaşamını sürdürmektedir. Sarayın önündeki askerlerin nöbet değişimi şehrin en büyük turistik aktiviteleri arasında sayılır. Sarayın içi ziyaretçilere açık. Danimarka politika ve tarihi hakkında bilgiler için ziyaret edebilirsiniz.
7- Küçük Deniz Kızı Heykeli (Kastellet)
Şehrin sembolü haline gelmiş olan Küçük Deniz Kızı Heykeli, gerçekten çok küçük. Eğer kış aylarında Kopenhag’ı ziyaret ediyorsanız eksi derece soğukta, Nyhavn bölgesinden 15 dakikalık bir yürüyüşün ardından bu heykele ulaşabilir, ardından -bizim gibi- bir hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz. 1913’te Edvard Eriksen tarafından yapılan bronz heykel, Hans Christian Andersen’in masallarından birine dayanıyor. Masalda denizin derinliklerinden çıkan bir denizkızının hikayesinden bahsedilmiş olup bu Edvard’ı oldukça etkilemiştir. Buna istinaden Edvard bu heykeli tamamlayıp Kopenhag’a hediye etmiştir.
8- City Hall Square
Kopenhag Belediye Sarayı’nın yer aldığı bu meydan şehrin önemli bir noktasıdır. Muhteşem bir şehir manzarası için sarayın tepesine çıkılabilir. Saray heykel ve tablolarla süslenmiştir. Ana girişteki Dünya Saati, 1955 yılında Jens Olsen tarafından tasarlanmış ve inşa edilmiş.
9- Rosenborg Sarayı
Günümüzde Danimarka’nın en büyük kültür hazinelerine ev sahipliği yapan saray, aslında Christian IV tarafından bir zevk sarayı olarak inşa edilmiştir. 1720 yılına kadar kraliyet ailesi burada yaşamıştır ve bu tarihten sonra yaz tatilinde kullanılır. Kale ve içinde bulunan eserler 1838 yılında bir müze haline getirilmiştir. Binalarda Danimarka taç mücevherleri ve kraliyet yasaları vardır. Barok resepsiyon odası olan Mermer Oda ve 1871-1940 yılları arasında kullanılan Taç Destekçisi Şövalyeleri’nin yanı sıra 1693 yılından bu yana duvarları süsleyen meşhur Rosenborg Tapestries’e de özel bir ilgi duyulmaktadır.
10- Danimarka Ulusal Galeri
Danimarka Ulusal Galerisi, 1700’lerden günümüze kadar dünyanın en büyük ve etkileyici eserlerini sergiliyor. Önemli noktalar arasında Hollandalı Masters, Edvard Munch ve Picasso’nun eserlerinin yanı sıra tarihi 150 yıla uzanan Danimarka ve Nordik sanat sergisi yer alıyor. Doğal ışık, galeriyi harika bir ambiyansa kavuşturan üst katlara taşmaktadır. Tüm koleksiyonları keşfetmeden önce iyi bir rota çizdiğinizden emin olun. Galerinin içinde bulunan kafe ve çevresi, dinlenmek için muazzam huzur dolu bir atmosfere sahip.
11- Louisiana Museum of Modern Art
Louisiana Museum of Modern Art, Kopenhag’ın 40 km kuzeyinde bulunuyor ve trenle ulaşım sağlanıyor. Lousiana’yı ziyaret ettiğinizde her zaman güncel ve yenilikçi çağdaş sanatın yanı sıra modernist klasiklerle karşılaşacağınıza emin olabilirsiniz. 3000’in üzerinde eseri olan etkileyici sürekli koleksiyonunun yanı sıra müzede her yıl 8-12 özel sergi bulunuyor.
12- Christiana
40 yılı aşkın bir süre önce bir hippy yerleşimi olarak başlayan bu eşsiz ve tartışmalı alan ilk önce bir sosyal deney olarak belirlendi. Şimdi ise oturanların tamamının mülkiyetine ait. Christiania, Danimarka’nın en sevilen turistik yerlerinden biridir ve her yıl bu “freetown”, bir milyon ziyaretçiyi ağırlamaktadır. Kuşkusuz, herkesin beğenisine göre olmayabilir, ancak işleyen bir alternatif toplumdur. Burada insanlar kendi kurallarına göre yaşar. Arabalar yasaklanmıştır, bisikletler ana ulaşım aracıdır ve atlar serbest dolaşıma tabidir. Öne çıkan özellikler el yapımı evler, binalar ve sıcak yaz günlerinde çocukların birbirlerine sıçramasıyla hareketlenen büyük göl. Küçük dükkanlar ve kafelerde özel Christiania para birimi kullanılmaktadır. Tamamen farklı bir deneyim sunacak olan bu bölgeyi kesinlikle Kopenhag gezilecek yerler arasına eklemenizi öneriyorum.
13- Strøget Alışveriş Bölgesi
Christiansborg’tan yaklaşık beş dakika yürüme mesafesinde sizi çeşitli butikler, kafe ve restoranların bulunduğu Strøget’in kalabalık alışveriş bölgesi bekliyor. 1800’lü yıllardan bir takma ad olan Strøget, Belediye Sarayı Meydanı’ndaki (Rådhuspladsen) başlayan ve Kongens Nytorv’da biten birbirine çapraz birkaç yoldan oluşur. Kuzeydeki bazı bitişik sokaklarda yaya kaldırımları kaldırılmıştır. Max Mara, Prada, Louis Vuitton ve Hermès gibi uluslararası markalı mağazalar, Kongens Nytorv yönüne bakan caddenin sonunda yer almaktadır. H&M, Weekday ve Zara gibi daha uygun fiyatlı alışveriş mağazaları için Strøget’i Belediye Binası Meydanına doğru takip edin.
Bonus: Kopenhag Sokakları
Bu şehir her zaman kasvetli havasıyla ziyaret edenleri büyülemiştir. Kış aylarında inanılmaz bir soğukla karşılaşabilirsiniz. Ocak ayında ziyaret etmek ve tüm soğuğu hissederek şehri gezmek gibi bir hata yaptık. Fakat şehrin belki de en yalın halini gördüğümüzü düşünüyoruz. Kopenhag’ın her sokağı kendine özgün grafitileriyle, renkli binalarıyla ve şirin cafeleriyle büyülüyor. İşte öne çıkan sokak & cadde önerilerimiz: Jægersborggade, Istetgade, Pilestræde, Elmegade, Grønnegade ve Sønder Boulevard. Kopenhag gezilecek yerler arasında dolaşırken bu sokaklardan geçmeye özen gösterirseniz yolculuğunuz daha renkli geçebilir!
Kopenhag’da Nerede Kalınır?
Kopenhag’da kalmak için en iyi yer, önemli cazibe merkezlerinin çoğunun yoğunlaştığı Old Town çevresidir. Old Town merkezi, heykelleri, tarihi yapıları ve Arnavut kaldırımlı sokakları ile Kongens Nytorv halk meydanıdır. Çevredeki önemli turistik mekanlar ünlü Stroget alışveriş merkezi ve Nyhavn Kanalı’dır. Meatpacking Bölgesi olarak da bilinen popüler Vesterbro bölgesinde daha uygun fiyatlı konaklama olanakları bulunabilir. Aşağıda, Kopenhag gezilecek yerler listesini kolayca tamamlamanız için merkezi yerlerde yer alan tavsiye ettiğimiz birkaç otel bulunmaktadır:
Nimb Hotel: Tivoli Bahçeleri’ne bakan harika bir konumda, Town Hall’a sadece kısa bir yürüyüş mesafesindeki butik Nimb Hotel; lüks, ayrı ayrı tasarlanmış oda ve süitler sunmaktadır.
Modern Kopenhag Marriott Hotel, şehrin limanında, Tivoli Bahçeleri’nden kısa bir yürüyüş mesafesinde ve Kongens Nytorv bölgesine birkaç kilometre uzaklıkta önemli bir kıyı şeridinde yer almaktadır.
Crowne Plaza: Orestad bölgesinde ve Scandinavia’nın en büyük alışveriş merkezinin bitişiğindeki Crowne Plaza, sürdürülebilir ilkeler kullanarak tasarlanmış ve geniş manzaralı geniş odalar sunan eşsiz bir otel. Metro durağı otelin hemen dışında ve Old Town 10 dakikalık yürüyüş mesafesindedir.
Orta Seviye Oteller – Özel Seçim
Andersen Boutique Hotel: Vesterbro semtinde yer almaktadır. Belirli bir check-in ve check-out zamanı yerine, bu otel, varışınızdan bu yana 24 saat boyunca kiralama imkanı sunmaktadır.
Axel Guldsmeden Hotel: Balinese esintili bir dekora ve rahat bir oturma alanına sahip harika bir avluya sahiptir.
Absalon Hotel: Ana tren istasyonunun yanında bulunan ve modern 161 odalı Absalon Hotel, çeşitli geniş odaları ile elverişli bir konuma sahiptir.
Bütçe Dostu Oteller
Hotel Rye: Kısa bir süre önce yenilenmiş olan Hotel Rye’de ücretsiz kahvaltı sunulmaktadır ve Kastellet ve Küçük Denizkızı heykelinin yakınındadır.
Wakeup Copenhagen: İki yatak odalı süitler, aileler için mükemmel olan Wakeup Copenhagen, sahilden bir blok ötede ve Tivoli Bahçeleri’ne yürüyerek 10 dakika mesafededir.
Hotel Nebo: Merkezi bir konumda yer alan, uygun fiyatlı ve sade odalar için tren istasyonuna kısa bir yürüyüş mesafesindeki bu oteli deneyebilirsiniz.
Kopenhag gezilecek yerler yazımızın sonuna geldik. Görüşlerinizi yorum olarak bizimle paylaşabilirsiniz.
Seyahat ederken yaşanılan en güzel hislerden biri şaşkınlık unsurudur. Kopenhag’a doğru yola çıkmayı planlıyorsanız, Küçük Denizkızı Heykelini veya Strøget’ı (turistler tarafından işgale uğrayan alışveriş bölgesi) atlayın ve bu keyifli şehrin sunduğu sayısız alternatif cazibe merkezine odaklanın. Kopenhag yerlilerinden, favori alternatif noktalarından 10 tanesini sizler için öğrendik ve keşfettik.
Şehirde mutlaka görülmesi gereken 13 yer için şu yazımızı ziyaret edebilirsiniz: Kopenhag Gezilecek Yerler
1- Assistens Kirkegard
Danimarkalılar için önemli bir mezarlık olmasına rağmen, Assistens, beklediğiniz kadar saygı gerektiren ve kasvetli bir yer değildir. Kopenhag’ın hareketli ve gürültülü Nørrebro semtinde bulunan bu küçük cennet, huzurlu bir şekilde kitap okuyabileceğiniz, yerlilerle birlikte ızgara yapabileceğiniz veya zaman geçirebileceğiniz gözlerden uzak noktalarla doludur.
2- Yer altı eğlencelerine hazırlanın: Bolsjefabrikken
Terk edilmiş bir depoda barındırılan ve gönüllüler tarafından işletilen bu alternatif kültür kurumu, genç sanatçıların, müzisyenlerin ve yetenekli insanların çalışmalarını teşvik etmeyi amaçlıyor. Bolsjefabrikken’in etkinlikleri arasında; Ludomanic Pazartesi (tahta oyunları ve masa tenisi oynayabileceğiniz kafe geceleri), cumartesi günleri yeraltı konserleri ve çeşitli atölye çalışmaları yer alıyor. Danimarkalı orta ve alt kesimin doyasıya eğlendiği bir geceye şahitlik etmek istiyorsanız burası tam size göre.
3- Floss’ta birkaç kokteyl için.
Kopenhag’ın kalbindeki dağınık, dumanlı, küçük ve samimi pub, 90’lı yılların başından beri yerel rock, punk grupları, sanatçıları ve yazarlar için 1 numaralı yer. Eski duvarları ve dumanlı atmosferi ile meraklı müşterilerine farklı bir konsept sunuyor. Otantik yerel bir deneyimin yanı sıra nispeten ucuz biranın tadını çıkarmak için harika bir yerdir. İpucu: happy hour, her gün 10-11 pm.
4- Christiania efsanesini keşfedin.
Kopenhag’ın özerk mahallesi olan Christiania, şehrin en ilginç ve en popüler yerlerinden biridir. 1971’de bir grup hippi tarafından eski bir askeri üs üzerinde kuruldu. Öncelikle sosyal bir deney amacıyla müdahale edilmeyen bu alan zamanın ilerlemesiyle özerk bir mahalle haline geldi. Özgür ve yasak karşıtı bir yaşamın olduğu bölgede araçla dolaşmak yasak. Ana ulaşım aracı bisiklet olurken fotoğraf çekmek pek hoş karşılanmıyor.
5- Doğaya geri dönün: Nokken
Limandan ve Amager Fælled’in yeşil alanıyla çevrili şehir merkezinden çok uzak olmayan, bahçeleri, hobbit tarzı kulübe ve evlerin bulunduğu büyüleyici bir gizli vaha sizi bekliyor: Nokken. Kalabalık sokaklardan, tezgahlardan ve şehir merkezindeki insan heykellerinden uzak durmak istiyorsanız, Nokken’in rahat havası duyularınızı nazikçe besleyecek ve doğaya daha da yakınlaştıracaktır.
6- Bir Danimarkalı gibi yaşayın: Nemoland
Nemoland, kaçırılmaması gereken eşsiz bir deneyimdir. Bu tuhaf açık hava mekânında piknik masaları, çeşitli bitkiler ve marijuana türleri bulunur. Uluslararası bir karışımla burada karşılaşabilirsiniz. Bu nedenle açık hava barından kendinize soğuk bir Christiania birası ısmarlayın ve yerlilerin arasına karışın. Yaz aylarında çok daha canlı olan bölge güneşli bir öğleden sonra, özellikle pazar günleri açık havada sahnelenen ücretsiz canlı konserlerle harika bir atmosfere bürünür.
7- Kafe-sinema’da ufak bir film arası verin: Vester Vov Vov
Yakın zamanda restore edilmiş bu küçük sinema, ülkedeki en eski kafe-sinemadır ve hala sınırlı dağıtımla niş filmler sergiler. Fuaye kafesi, antika Fransız mobilyalarıyla doludur. Çeşitli kahveler, çaylar, biralar ve şaraplar sunar. Yüksek kaliteli sanat filmleri ve belgeselleri görmek istiyorsanız buraya gelin ve bu küçük boy hayatı canlı tutmaya yardımcı olun.
8- Yerel kültürü kucaklayın: Huset-KBH
Bar, kafe ve sinema içeren bir binada yer alan Huset, canlı müzik ve film gösterimlerinden tiyatroya, stand-up komedi ve şiire kadar çeşitli sanat etkinlikleri düzenleyerek yılda bin etkinliğe ev sahipliği yapar.
9- Kopenhag underground sanat deneyimine ne dersiniz: Warehouse9
Bu minik performans alanı ve sanat galerisi; çağdaş sanat, müzik ve şiir üzerinde yoğunlaşıyor. Burası şaşırtıcı derecede tuhaf partiler ve olaylarla ana akımlardan oldukça uzak. Amaçları, belirlenmiş sınırlara meydan okumaktır. Bu nedenle, LGBT topluluğundan sanatsal ifadeler ve perspektifler arıyorsanız ya da yerli yeraltı sanat sahnesindeki keskin kültürel deneyimler için burada bulunmak isteyebilirsiniz.
10- Kopenhag sokak lezzetlerini keşfedin.
Hem mide hem de cüzdanınız bu yeni açılan sokak gıda pazarını ziyaret ettiğiniz için teşekkür edecek. “Paper Island” (Papirøen) üzerindeki bir depoda bulunan pazar, dünya çapında uygun fiyatlarla taze, sağlıklı ve lezzetli yiyecekler sunmaktır (Tezgahlarda en az bir yemek 50 DKK karşılığında satılmaktadır). Küba sokak yemeklerinden pizzaya ve panini’ye kadar, Kopenhag’da yemek yeme alternatiflerine farklı bir boyut getiren bu pazar, şehrin fahiş fiyatlı restoran ve kafelerinden kaçmak ve yerel lezzetleri keşfetmek için oldukça ideal. Limandaki konumu, güneşli havada açık öğle yemeği için mükemmel bir bonus.
Kopenhag genellikle Dünya’nın en mutlu şehri olarak kabul edilir. Yemekleri sayesinde olabilir mi? Danimarka’nın başkenti Kopenhag, gerçek bir gastronomik metropole dönüşme evresinden geçmiştir. Kopenhag’da ne yenir sorusuna ülkenin 10 geleneksel lezzetini paylaşarak cevap vereceğim. Şık Nordik restoranlarından, cazip sokak lezzetlerine, şu anda Kopenhag’daki en fazla öne çıkan, heyecan verici ve cazip 10 yiyecek:
1- Smørrebrød
Danimarka’da öğle yemeği yemenin en geleneksel yolunu mu arıyorsunuz? Haşlanmış yumurta, füme somon ve dilimlenmiş turp gibi gıdalardan yapılan ve çavdar ekmeği üzerine toplanan soslarla ortaya çıkan harika bir açık sandviç: Smorrebrod. Eskiden Danimarkalı çiftçi ve fabrika işçileri için uygun fiyatlı bir öğle yemeği tercihi olan bu sandviç zamanla çok farklı bir konuma sahip oldu. Adam Aamann 2006’da Aamanns Takeaway’i açana kadar mütevazi bir sandviçi olarak bilinen Smorrebrod, bir sanat eseri haline geldi. Günümüzde hem geleneksel hem de modern mekanlarda öne çıkan bir öğle yemeği seçeneği.
2- Organik Hotdog
Kopenhag meydanlarında ve sokaklarında sıkça karşınıza çıkacak olan fast-food arabaları genellikle organik sosisli satışı gerçekleştiriyor. 1900’lü yılların başında başlayan bu gelenek yüzyılın ortalarına doğru etkisini oldukça artırdı. Günümüzde şefler Danimarka’nın orijinal sokak lezzeti haline gelmiş sosislileri hem daha sağlıklı hem de daha ilginç hale getirmek için birçok yöntem deniyor. Kopenhag’ın pahalı restoranlarında fazla para harcamak istemeyenler için de hem lezzetli hem de ucuz bir sokak lezzeti. İpucu: Pølse Kompagniet’te Niels Bjørndahl; klasik, chorizo sosis, soğan ve lahana turtayı içeren “New York tarzı” olmak üzere dört organik hotdog versiyonu satıyor! Denemenizi mutlaka öneririm.
3- Danimarka Ulusal Yemeği
Birçok et yemekleri olsa da, maydanoz soslu kızarmış domuz eti ve patates (stegt flæsk med persillesovs og kartoffler) Danimarka’nın ulusal yemeğidir. Tuz ve biber ile hazırlanan domuz eti parçaları, neredeyse canlılaşıncaya kadar kızartılıyor, ardından patates ve maydanoz sosu ile servis ediliyor.
4- Çavdar Ekmeği
Çavdar ekmeği veya rugbrød, geleneksel Danimarka ekmeğidir. Ünlü açık sandviçleri yaparken kullanılır ve çoğunlukla öğle yemeğinde yenir. Rugbrød çavdar unu, çeşitli tohumlar ve mayalardan oluşur. Beyaz ekmeğin aksine sağlıklı bir seçimdir.
5- Frikadeller
Frikadeller; balık, domuz eti veya sığır eti karışımından yapılan bir kızarmış köftedir. Patates ve maydanoz sosu ile yenir. Balık frikadeller genellikle soğan ile birlikte tüketilmektedir. Tahmin edebileceğiniz üzere balıkla yapılanı en fazla tüketilenidir.
6- Herring
Kopenhag restoranlarında, Herring (ringa balığı) sıklıkla soğutulmuş, marine edilmiş veya dumanda pişirilmiş bir şekilde servis edilirken, aynı zamanda füme, kızartılmış veya fırınlanmış olarak da görülebilir. Genellikle soğan ve bazen haşlanmış yumurta (veya çiğ yumurta sarısı) yanında öğle yemeği olarak tercih edilir. Her zaman tereyağlı ekmek ile birlikte yenilmektedir.
7- Grod (Porridges)
Yulaf ezmesi gibi patatesler ve Øllebrød denilen geleneksel lâhana böreği özellikle kahvaltılarda sık tercih edilir. Çavdar ekmeği, hvidtøl, su ve şekerle pişirilen ve sütlü veya bazen çırpılmış krema ile servis edilen Øllebrød, pek çok restoranın kahvaltı menüsünde bulunur. Danimarkalıların çoğunun kahvaltı esnasında bu yiyeceği tercih ettiğini göreceksiniz.
8- Wienerbrød
Danimarka pastaneleri ve hamur işi yiyecekleriyle oldukça popülerdir. Danimarka’da bir güne başlamak için en iyi yol Wienerbrod yemektir. “Viyana ekmeği” anlamına gelir ancak Danimarkalılar bu yiyeceği tamamen kendi tarzında yapar. Tatlı ve kremalı versiyonları en çok tercih edilendir.
9- Tarteletter
Tereyağı, un ve sütten yapılmış basit bir sos ile tavuk harika bir şekilde servis edilir. Her Kopenhag restoranı genellikle sunar. Öğle yemeği için güzel bir tercih olabilir. Sosunuzu istediğiniz şekilde söyleyebilirsiniz.
10- Krebinetter
Krebinetter, yağlı ve oval biçimde yapılan bir çeşit domuz köftesidir. Çıtır kıvama gelene kadar tavada kızartılır ve tipik olarak patatesler ve haşlanmış sebze ile servis edilir. Çok fazla beğenilse de Kopenhag’da her restoranda bulunmuyor. Eğer hangi restoranda yediğimi unutmamış olsaydım tavsiyelerime eklerdim, umarım karşınıza çıkar!
Kopenhag’da ne yenir yazımın sonuna geldim. Karnımızı doyuracak kadar bilgiye sahip olduysak sizi Kopenhag gezilecek yerler yazıma alabiliriz!
İnanılmaz sahilleri, bozulmadan bu günlere kadar gelebilen adaları ve insanlığı varoluşuyla yakın bir maziye sahip tarihi yapısının yanında gezilecek turistik mekanları ve yemekleriyle en yakın komşularımızdan olan Yunanistan’a seyahat planlıyorsak mutlaka vize almamız gerekmektedir. Yanıbaşımızdaki Atina, Selanik, Halkidiki gibi yerleri görmek istiyorsanız veya Avrupa’ya seyahat planınız varsa Yunanistan, vize için güzel bir tercih. Çünkü Yunan Konsolosluğu Avrupa’da Türklere en kolay Schengen vizesi veren kurum. Yunanistan vizesi hakkında tüm bilgilere bu sayfadan ulaşabilirsiniz.
Schengen vizesiyle gidebileceğimiz Yunanistan’dan istersek diğer Avrupa ülkelerine de geçiş yapabilme şansımız bulunuyor. Tabi bunun için bize verilen vizenin “multi” yani çok girişli olması gerekiyor. Eğer tek girişli vize verilirse sadece Yunanistan’a giriş yapabiliriz.
Dikkat! Schengen vizesini hangi ülkeden aldıysanız ilk olarak o ülkeye giriş yapmanız gerekiyor. Örneğin Yunanistan’dan vize alıp hiç Yunanistan’a gitmeden Fransa’ya giderseniz sorunla karşılaşma ihtimaliniz yüksek. Bu yüzden ilk olarak Yunanistan’a giriş yapıp ardından Avrupa’ya istediğiniz gibi seyahat etmenizi tavsiye ediyoruz.
Öncelikle vize almadan önce bilmeniz gereken geçerli bir pasaportunuzun olması gerektiğidir. Vize başvurusu yapabilmeniz için pasaportunuzun başvurunuzdan itibaren en az bir yıl geçerli olması şartı var.
Yunanistan başvuruları için yaşadığınız yere en yakın Yunanistan hükümeti adına çalışan merkezleri tercih etmeniz gerekiyor. Bu merkezler İstanbul da ikamet edenler için Kosmos Vize Hizmetleri olurken, bu merkez aynı zamanda Artvin, Ordu, Sakarya, Giresun, Sinop, Zonguldak Düzce, Bartın, Bayburt, Bolu, Çanakkale, Gümüşhane, Karabük, Kastamonu, Kocaeli, Rize, Samsun, Trabzon, ve Yalova’da da bulunuyor. Diğer şehirlerde ikamet edenlere ise VFS Vize Merkezi hizmet veriyor. Sekiz farklı şehirde hizmet veren bu şirkete başvurular en yakın merkeze olacak şekilde gerçekleştiriliyor. Bu merkezler, Bursa, Antalya, İzmir, Ankara, Edirne, Bodrum, Marmaris ve Gaziantep’te bulunuyor.
Kosmos Vize Adresi: Ergenekon Mah. Cumhuriyet Cad. No:139 Harbiye/Şişli İSTANBUL Telefon: 0212 296 10 00
Yunanistan Vizesi Gerekli Evraklar
Öncellikle henüz bitiş tarihine 90 günden daha uzun bir süre olan bir pasaport gerekiyor. İlginç bir nokta da pasaportunuzda KKTC’ye girip çıktığınıza dair bir damga bulunmaması gerekiyor. Eğer uygun bir pasaportunuz yoksa mutlaka yenisi ile değiştirerek başvuruyu yapmalısınız. Seyahatinizi planlarken en az başvuru tarihinizden 15 gün sonrasını tercih etmelisiniz. Ve tabii ki Euro bölgesi olduğundan Schengen vize başvuru formunu doldurmalısınız. Diğer istenen evraklar ise şöyle;
Nüfus cüzdanınızın fotokopisi
2 Tane biyometrik olarak çekilmiş fotoğraf
Seyahatinizin tamamını kapsayacak şekilde oluşturulmuş sağlık sigortası
Sadece gidiş değil aynı zamanda dönüşünüzü de kapsayacak bilet rezervasyonlarınız
Konaklama yapacağınızın otele ait rezervasyonlarınız
Çalıştığınız şirketten alınacak düzenli gelirinizi belirleyecek evraklar
Çalıştığınız yerden alınacak izin belgeleri
Mali durumunuzun yeterli olduğunu kanıtlayacak son 3 aya ait banka dökümü
Tam teşekküllü vukuatlı nüfus kaydı örnekleri
Eğer mevcutsa evinizin, arabanızın ve diğer taşınmaz gayri menkullerinizin tapuları ve ruhsatları
Seyahatinizin hangi amaçla gerçekleştiğini ifade edeceğiniz dilekçe
Tüm evraklarınız eksiksiz ise ilgili merkezlerden randevu alarak başvurunuzu gerçekleştirebilirsiniz. En güncel Yunanistan vizesi için Yunanistan Ankara Büyükelçiliği’ni arayabilirsiniz. Hem yatırılması gereken harçlar hem de istenilen evraklarda zaman zaman farklılıklar olabilmektedir. Yaklaşık 15 gün içerisinde gelecek olan yanıtı bekleyebilir ve artık seyahat hazırlıklarına başlayabilirsiniz.
Yunanistan Vize Ücreti
Kosmos Vize ile başvuru yapacaksanız genel vize ücretinin yanı sıra Kosmos Vize’ye hizmet bedeli ödemeniz gerekiyor. Genel Vize ücreti 252 TL, Vize Merkezi Hizmet Bedeli ise 84 TL. Yani toplamda 336 TL başvuru ücreti ödenmesi gerekiyor. Bu bahsettiğim ücret turistik vize başvurusu yapanlar için. Diğer vize tiplerinin ücreti ise şöyle:
Milli Vize (D Kategori): 756 TL
Milli Vize (D Kategori) Tek Giriş: 157 TL
D-tipi Erasmus: 378 TL 0-12 Yaş Arası Başvurular: Ücretsiz
Yunanistan Vizesi Kaç Günde Çıkar?
Başvurularımdan edindiğim tecrübelere göre ortalama 1 haftada çıkmaktadır. Fakat siz yine de seyahatinizden 15 gün önce başvurun. Bazı tatil dönemlerinde çok yoğun olduğu için süreç daha da uzayabiliyor.
Yunan Adaları Kapıda Vize
Eğer sadece Yunan Adalarını gezmek gibi bir planınız varsa bu vize tam size göre. Bodrum’da veya Marmaris’te tatil yaparken bir farklılık yapıp Yunan Adalarına feribotla geçmek isteyebilirsiniz. Veya bu yaz tatilinizi Yunan Adalarına ayırmak isteyebilirsiniz. Bunun için geliştirilen sistemde alacağınız kapıda vize sadece Yunan Adalarını kapsamaktadır. Schengen değildir. Süresi ise 15 gündür ve tek girişlidir. Yani Yunan Adalarından döndükten sonra tekrar geri gidemezsiniz. Kapıda vize hizmeti veren birçok aracı firma bulunuyor. Bunlardan birini tercih edip gerekli evrakları teslim ettikten sonra 4-5 gün içinde vizenizi alabilirsiniz. Gerekli evraklar:
En az 6 ay geçerli pasaportun aslı ve işlenmiş sayfaların fotokopisi
2 adet yeni çekilmiş biyometrik fotoğraf (Schengen kuralları geçerli)
Elektronik ortamda doldurulmuş vize başvuru formu (Aracı firmadan isteyebilirsiniz.)
Konfirmasyonlu otel rezervasyonu formu (Günübirlik seyahatlerde otel rezervasyonuna gerek yok)
Gidiş-dönüş gemi bileti (Feribot vs.)
Güncel banka hesap cüzdan fotokopisi (Yeterli paranızın olup olmadığını kontrol ettikleri için içinde minimum 2-3 bin TL bulundurmanızı öneririz.)
Vize ve acente hizmet harcı
Yunanistan’a varıştaki bekleme süresi ile ilgili yolcu beyanı (Aracı firmadan isteyebilirsiniz)
Çin Halk Cumhuriyet’ine bağlı, özerk bir bölge olan Hong Kong, büyüleyici bir finansal merkez olarak lüks alışveriş ile öne çıkan seçkin bir yer olarak biliniyor. Fakat burası kültür ve tarih zenginliğiyle doludur ve etkileyici bir siluet sunar. Hong Kong’un tarif edilemez bir enerjisi var. Milyonlarca insan, kusursuz bir şekilde bu şehre yayılmış ve hayatını sürdürmekte. Eski bir tapınak, en yeni elektronik cihazları satan bir dükkan veya daha önce hiç denemediğiniz sokak lezzetleri yolda yürürken karşılaşabileceğiniz seçeneklerden sadece birkaçı. Kültürel, sanatsal, tarihi ve eğlenceli birçok noktayı Hong Kong gezilecek yerler yazımızda bir araya getirdik.
Çin’in Özel İdari Bölgesi olan Hong Kong, antik Çin kültürünün yanı sıra Çin’den bağımsız olarak kendi tutum ve tarihinin etkileriyle ilginç bir yaşam sunmaktadır.
Hong Kong Gezilecek Yerler – Görülmesi Gereken Noktalar
Hong Kong’un her sokağı, caddesi, geleneksel marketi görmeye değer. Bizden çok farklı bir kültüre sahip bir kültürle karşılaşacağınız için göreceğiniz her nokta ilginizi çekecek. Fakat biz, görmeden dönmemeniz gereken 18 noktayı sizler için bir araya getirdik.
1- Victoria Zirvesi
Victoria Peak’taki silueti görene kadar Hong Kong’u gördüm demeyin. Gökdelenleri, hareketli şehri ve çevredeki adaları görmek için burayı mutlaka ziyaret edin. Park alanının etrafında dolaşmak için bir iki saat ayırın. Gece gökyüzüne karşı sergilenen muhteşem silüeti gördüğünüzde gözlerinize inanamayacaksınız. Tepeye çıkmak için Peak Tramvayını kullanmak güzel bir deneyim olacaktır. Çıktığınızda ziyaret etmeniz gereken en önemli yerlerin başında ise Peak Kulesi geliyor. Harika bir manzara için Hong Kong gezilecek yerler listenizde mutlaka olması gereken, bizim listemizde zirvede olan bir yer!
2- Wong Tai Sin Tapınağı
Wong Tai Sin Tapınağı, Hong Kong’un en yeni ve aynı zamanda en ilginç yerlerinden biridir. Kowloon’da bulunan bu orijinal tapınak 1920’de inşa edilmiş özel bir yapıydı. Daha sonra ziyaretçilerin bugün gördüğü şey 1968’de yeni bir binayla değiştirilerek oluşturuldu. Tapınak, tanrı Wong Tai Sin’i onurlandırmak için inşa edilmiştir. Her sonbaharda Wong Tai Sin’in tapınağında bir festival yapılır. Tapınak kompleksi, Üç Azizler Odası, İyi Dilek Bahçesi ve Konfüçyüs ile onun 72 öğrencisine ayrılan başka bir salon da dahil olmak üzere birçok binadan oluşur. Tapınak falcılarıyla ünlüdür. Konuklar genellikle tapınağın bakımı için küçük bir bağış bırakır.
3- Tsim Sha Tsui
Tsim Sha Tsui, Kowloon’un güneyindeki alışveriş ve eğlence merkezidir. Bölge, Hong Kong’un kalbinde konuşan bir kültür ve ticaret eritme potası olarak da tanımlanabilir. Nathan Road, büyük restoranlar, butikler ve diğer benzersiz dükkanları bulacağınız bölgede ilgi çekici birçok yer bulunuyor. Bölgenin güney ucunda, Hong Kong’un simgesi olan eski Kowloon-Canton Demiryolu ve Saat Kulesi bulunuyor. Tsim Sha Tsui Kültür Kompleksi, ülkenin önde gelen kültür merkezidir ve Hong Kong Uzay Müzesi ve Hong Kong Sanat Müzesi gibi turistik mekanlar da burada yer alır. Hong Kong gezilecek yerler listenizde olmasa bile buradan mutlaka geçeceksiniz.
4- Avenue of Stars
Tsim Sha Tsui’de iken, Avenue of Stars’ı ziyaret etmeyi unutmayın! 2004 yılında açılan ve Tsim Sha Tsui kıyısında yer alan bu gezi yolu, Hollywood’da Walk of Fame benzeri Çinli sanatçılara adanmış yıldızlara sahiptir. (Bölgede Çinli yıldızların imzaları ve kendilerine ait el izleri bulunur.) Yıldızlar Caddesi, bölgedeki az sayıdaki açık alanlardan biri olduğu için yürüyüş ve koşu için popüler bir yer. Bazı akşamlar limanın karşısına çıkan Symphony of Light gösterisini izlemek müthiş bir deneyim olabilir. Gösteriye eşlik eden müziği duyabileceğiniz bir yer bulmaya dikkat edin!
5- Ocean Park
Ocean Park, 5.5 metre çapında dünyanın en büyük akvaryum kubbesine sahiptir. Akvaryum deneyimi, 400 türden binlerce balık, Reef Tüneli ve deniz yıldızlarıyla etkileşime geçme şansı verir. Ziyaretçiler pandaları görebilmek için tura katılabilir. Ayrıca Kuzey ve Güney Kutbuna odaklanan özel programlar da bulunmaktadır. Ocean Park Hong Kong’un diğer popüler tema parkıyla yarışır: Disneyland!
6- Tian Tan Buda (Büyük Buda)
Bu 34 metrelik yüksek “Büyük Buda”, heykeli Lantau Adası’nın Po Lin manastırının üzerinde oturuyor. Budanın dünyadaki türünün en büyük ayaklı heykeli olduğu düşünülüyor. Tamamlanması tam 12 yıl sürmüş. Erken kalkanlar bir rahibin rehberliğinde günün ilk ışıklarında ilk önce Lantau Tepesine tırmanabilir, güneşin manastır çevresindeki deniz ve adaların üzerinde nasıl yükseldiğini izleyebilirler.
7- Temple Street Night Market (Gece Pazarı)
Temple Street Night Market, Hong Kong’daki bir gece pazarıdır. Satıcılar elektronik eşyalardan kıyafetlere, takılardan geleneksel Çin el sanatlarına kadar her şeyi satarlar. Alışverişten ara vermeniz gerektiğinde, bir falcı ile oturabilir ya da sanatçılardan geleneksel Kanton operasını dinleyebilirsiniz.
8- Tai O Balıkçı Köyü
Tai O köyüne bir ziyaret, Hong Kong’un başka hiçbir yerinde bulamayacağınız bir deneyim sunuyor. Kalabalık şehir, pazarlar ve parklardan çok uzak bir şekilde, Tai O daha sessiz ve daha geleneksel bir hayat tarzıyla yaşayan insanlara ev sahipliği yapmaktadır. Lantau Adası’nda bulunan Tai O’da yaşayan Tanka halkı, bir balıkçı topluluğu. Köylüler, köyün etrafında tekne gezileri düzenliyorlar. Yerel pazarları ziyaret edebilir ve taze deniz ürünlerinin tadına bakabilirsiniz. Hong kong gezilecek yerler arasına eklemenizi tavsiye ettiğim bu köy yerel halkın yaşantısını en güzel sunan yerlerden biri.
9- Disneyland
Çin’de kurulan ilk Disney tesisi olan Hong Kong Disneyland, 12 Eylül 2005’te açıldı ve bölgenin en önemli turistik yerlerinden biri haline geldi. Tesiste iki otel ve dinlenme noktası bulunur. Benzersiz bir şekilde yerel geleneklere göre tasarlanmış bir yerdir. Park son zamanlarda Toy Story Land (2011), Grizzly Gulch (2012) ve Mystic Point (2013) olmak üzere üç yeni temanın eklenmesiyle önemli bir genişlemeye imza attı. Ziyaretçiler Iron Man ile bir Disney parkında Marved temalı bir yolculuğa çıkabilir!
10- Repulse Bay
Hong Kong tam olarak plaj tatiliyle anılmaz. Ancak gezi esnasında kim küçük bir güneş ve kum arasını tercih etmez ki? Repulse Körfezi’ndeki plaj, ülkede en popüler olanıdır ve burada geçirilen bir gün, Hong Kong’un kendine özgü lüks tarzıyla tamamlanmaktadır. Ziyaretçiler, Hong Kong Life Saving Society kulübündeki geleneksel Çin mimarisini görebilir.
11- Man Mo Tapınağı
Hong Kong’un en eski tapınağı olma özelliğine sahip Man Mo; Edebiyat Tanrısı Man Tai ile Savaş Tanrısı Mo Tai adına yaptırılmıştır. İsmi de buradan gelir. Yoğun bir tütsü kokusunun hakim olduğu tapınakta dua edenler bir tütsü yakıp bırakır. Edilen duaların genel amacı eğitim ve kariyer konularıyla alakalıdır.
12- Po Lin Manastırı
Po Lin Manastırı, Hong Kong’un Lantau Adası’ndaki Ngong Ping Yaylası’nda bulunan Budist bir manastırdır. Manastır, 1906 yılında Çin anakarasında Jiangsu Eyaletinden gelen üç rahip tarafından kuruldu ve başlangıçta sadece “Büyük Mekân” (Büyük Çaylı Tai Mao Pung) olarak biliniyordu. 1924 yılında bugünkü adıyla değiştirildi. Ana tapınak, Buddha’nın üç bronz heykelini barındırıyor. Bu üç heykel geçmiş, şimdiki ve gelecek hayatları temsil ederken birçok Budist kutsal yazıtı bulunuyor.
13- Nan Lian Bahçesi
Nan Lian Bahçesi, Hong Kong’da bulunan bir klasik Çin bahçesidir. Bahçe 3,5 hektarlık bir alana sahiptir. Tang Hanedanlığı tarzında tepeler, ağaçlar, kayalar ve ahşap yapılarla tasarlanmıştır. Bahçe 14 Kasım 2006’da halka açıldı.
14- Kowloon Yarımadası
Kowloon, Hong Kong’un güneyini oluşturan yarımadadır. Bu bölgede Nathan Caddesi ön plana çıkarken Kowloon Park olmak üzere görmeye değer birçok park bulunur. İnanılmaz bir kalabalığın yaşadığı bu yarımadadaki her sokak ilginizi çekebilir.
15- Hong Kong Uzay Müzesi
Hong Kong Uzay Müzesi iki tematik sergi salonuna sahiptir: Uzay Bilim Salonu ve Zemin ve Birinci Kattaki Astronomi Salonu. Sergiler, ziyaretçilere eğlenceli ve eğitsel yöntemlerle bilgiler aktarıyor.
16- Geleneksel Marketler
Hong Kong gezilecek yerler listenizde en az bir tanesinin bulunması gerektiğine inandığım, keşfetmeniz gereken birçok geleneksel market bulunuyor. Daha önce hiç tatmadığınız yemeklerden ucuz antikalara, elektronik eşyalardan hediyelik ürünlere bir sürü çeşit bulabileceğiniz marketler şu şekilde:
Ladies Market
Cat Street (Lascaw Row)
Seafood Street Market
Ap Liu Street
18- Hong Kong Tarih Müzesi
Hong Kong Tarih Müzesi, Hong Kong’un tarihi ve kültürel mirasını koruyan bir müzedir. Tsim Sha Tsui, Kowloon, Hong Kong da müzenin yanında yer alır. Müzenin koleksiyonlarında doğal tarih, arkeoloji, etnografya ve yerel tarih ele alınmaktadır.
Hong Kong gezilecek yerler listemizin ilk 18 maddesinde bu önemli yerler yer alırken vaktiniz olursa aşağıdaki yerleri de gezebilirsiniz.
Hong Kong’da Gezilecek Diğer Yerler
Hong Kong, büyük bir yer. Bu yüzden gezilecek yerlere doymayanlar için ekstradan tavsiyelerim var. Lantau Adası, Ngong Ping 360, Lamma Adası, Cheung Chau, Madame Tussauds Müzesi, Bilim Müzesi, Tsing Ma Köprüsü, Flagstaff Evi, Kowloon Park ve Sky 100 görmeye değer yerler.
Hong Kong’da Nerede Kalınır?
Hong Kong’da konaklama için birkaç tavsiyeyi ciddiye almanızda var. Bazı bölgeler güvenli olmamakla birlikte ulaşım konusunda sıkıntı çıkarabilir. Bu yüzden merkezi konumlarda yer alan otelleri önermekle birlikte kaldığınız zaman hem hizmetten hem de lokasyondan memnun kalacağınız otelleri paylaşıyorum.
The Mira Hong Kong: Kowloon’da, meşhur Nathan caddesi üzerinde yer alan bu otel 5 yıldızlı. Konumu ve hizmeti harika olmasına rağmen diğer 5 yıldızlı otellerden daha ekonomik. Alışveriş ve gezmek için güzel lokasyona sahip bu oteli kesinlikle öneriyorum.
The Salisbury – YMCA of Hong Kong: Yine Kowloon bölgesinde bulunan bu otel 4 yıldızlı. Tsim Sha Tsui MTR İstasyonu’na 5 dakikalık yürüme mesafesinde. Otelin odaları geniş olmakla birlikte verilen hizmet güzel. Fiyat & performans oranından dolayı tavsiye ediyorum.
Bridal Tea House Hotel: Yaumatei MTR İstasyonu’ndan 5 dakika yürüme mesafesinde olan bu otel Kowloon’da. 3 yıldızlı fakat konumuna rağmen oldukça ekonomik.
Tarihi yapısı ve antik mimarisiyle büyük ilgi çeken İtalya, avrupa da en çok turist çeken ülkelerden biridir. Özellikle antik yapılarıyla İtalya’nın başkenti Roma, rönesansın doğduğu yer olan Floransa ve romantizm deyince herkesin aklına gelen Venedik gibi turistik yerlerin çok olması bir çok kişinin “İtalya vizesi nasıl alınır” diye sormasına neden oluyor. İtalya’dan daha önce vize almış biri olarak, izlenmesi gereken noktaları aktaracağım.
İlk önce şunu belirtmek gerekir; İtalya gibi Avrupa kıtasının Euro bölgesinde yer alan ülkeler için Schengen vizesi gerekiyor. Bu vizeyle bütün Euro bölgesindeki ülkelere hiç bir denetim veya kontrole gerek kalmaksızın seyahat edilebiliyor. (Tabi aldığınız Schengen vizesinin çok girişli olması şartıyla.)
Dikkat!
Burada dikkat edilmesi gereken konu ilk olarak vizeyi aldığınız ülkeye giriş yapmak. Örneğin İtalya’dan çok girişli Schengen vizesi aldıysanız, İtalya’nın herhangi bir şehrine giriş yapıp ardından istediğiniz Schengen bölgesine geçiş yapabilirsiniz. Farklı bir ülkeden giriş yapıp İtalya’dan çıkış yapsanız da olur. Fakat hiç İtalya’ya gitmeden başka bir Schengen ülkesine giderseniz problem çıkma ihtimali var. Bu riski almamanızı öneririm.
Geçmiş zamanlarda vize alabilmek için o ülkenin konsolosluğuna gitmeniz ve gerekli işlemleri oradan halletmeniz isteniyordu. Bu durum randevu tarihi bulmayı zorlaştırıyordu. Günümüze geldiğimizde ülkeler artık belirli şirketler ile anlaşma yapmış ve bu sorumluluğu onlara yüklemiş durumdalar. İtalya vizesi alabilmek için görüşmeniz gereken şirket ise iData. Gereken tüm evrakları iData merkezine bırakıp konsolosluğa ulaşmasını sağlayabilirsiniz.
iData Nerede?
İtalya vizesi için iData İstanbul Harbiye ve Kadıköy şubelerine gidebilirsiniz. Bursa ve Trabzon şehirlerinden de İtalya vize başvurusu yapılabilmektedir.
iData Harbiye Adresi: İnönü Mah. Cumhuriyet Cad. No:123 Giriş Kat Harbiye/Şişli – Başvuru SaatleriHaftaiçi 8:00-12:30 / 13:30-17:30, Cumatesi kapalıdır.
iData Kadıköy Adres: Caferağa Mah. Arayıcıbaşı Sok. Cazım Bey Apt. No:11 Giriş Kat Bahariye/Kadıköy Başvuru Saatleri: Haftaiçi 8:00-12:30 / 13:30-17:30, Cumartesi kapalıdır. İtalya VIP: Haftaiçi 8:00-18:30, Cumartesi kapalıdır.
İtalya Vizesi İçin Gerekli Evraklar
En baştan hatırlatmakta fayda var ki, eksik evrak durumunda işleminizi başlatmıyorlar ve evrakları tamamlayarak tekrar randevu almanızı istiyorlar. (Eğer kısa sürede edinebileceğiniz bir belge eksik ise gün içinde teslim etme şansınız var.)
İlk önce başvuru formuyla başlayabilirsiniz. iData İtalya vizesi başvuru formunu indirmek için tıklayın.
Geçtiğimiz son 10 yıl içerisinde aldığınız ve geçerlilik süresinin bitmesine 3 aydan fazla zaman olan pasaport
2 tane biyometrik fotoğraf
Mutlaka ingilizce olarak çıktısını alıp dosyaya eklemeniz gereken seyahat sürenizi kapsayan seyahat sigortası
İtalya’da konaklayacağınız otelde yaptırdığınız rezervasyon çıktıları (Booking.com üzerinden yapılan çıktılar kabul ediliyor.)
Uçak biletinizi satın aldığınıza veya rezervasyon yaptığınıza dair belgeler
Son 3 aya ait bankalardan alacağınız hesap hareketleri belgesi (İmza sirküleri gerekiyor)
Maaş bordrosu gibi son 3 aya ait düzenli gelirinizi kanıtlayabileceğiniz belgeler. Hesabınızda minimum 3.000 TL göstermenizi tavsiye ediyorum. (Eğer öğrenciyseniz ailenizden birini sponsor göstermeniz gerek. Öğrenci vizesi nasıl yazılır yazısından tüm diğer detayları görebilirsiniz.)
Çalıştığınız yerden alacağınız onaylı izin belgesi
SGK’dan alacağınız hizmet dökümü belgesi ve işe giriş bildirgesi
Çalıştığınız yerin ticari sicil gazetesi fotokopisi ve oda kaydı belgesi
Şirketin yine vergi levhası
Vize ücreti
Parmak izi (Başvuru merkezinde alınıyor)
Kolezyum, Roma
İtalya Vizesi Ücreti
Vize ücreti: 212 TL
iData Hizmet Bedeli: 87 TL
Yani toplamda 299 TL ödeme yapmanız gerekiyor. Bu bedeli iData merkezinde nakit olarak vermek zorundasınız.
İtalya Vizesi Kaç Günde Çıkar?
Tüm evrakları hazırlayıp iData şirketine gidip işlemlerinizi yaptırdıktan sonra bekleme süreci başlıyor. Evrakları teslim etme ve parmak izi verme süresi yarım saati geçmiyor. Ardından size verilen takip numarasıyla vizenizin durumunu beklemeye başlıyorsunuz. İtalya seyahatinizden en az 15 gün önce başvuru yapmanızı tavsiye ediyorum. Vize ortalama 1 haftada çıkıyor. Fakat resmi tatillerde veya yaz döneminde yoğunluğa göre bu süre değişiklik gösterebiliyor. Genellikle seyahatinizdan 2-3 gün önce vize sonucunuz iletiliyor.
Hong Kong inanılmaz bir yer ve Asya’ya açılan kapı. Hemen hemen her yerel İngilizce konuşuyor, bu yüzden Asya’ya ilk kez seyahat edecekler için mükemmel bir başlangıç noktası. 7 milyondan fazla nüfusa sahip olan Hong Kong’da yaşanılan bölge bazen sınırlı bir hale gelebiliyor.
Bütçeniz ne olursa olsun, Hong Kong’da kalmak için en iyi yer kişiden kişiye göre değişir. Her bölgede artı ve eksileri vardır, ancak şehir gelişmiş toplu taşıma araçlarına sahip olduğundan, nerede kaldığınız çok fazla önemli değildir. Yazımın devamında konaklamak için en iyi bölgeleri ve otel tavsiyelerime ulaşabilirsiniz.
Kowloon bölgesi konaklamak için ideal.
Hong Kong’da Nerede Kalınır? Bölge Tavsiyeleri
Merkez: Central, şehrin en popüler yerlerinden ikisi olan Lan Kwai Fong ve Victoria Peak’ın yakınında bulunduğu için cazip bir yerdir. Lan Kwai Fong, gurbetçilerin ve yerli halkın içki içmeye, eğlenceye ve yemeğe çıktığı yerdir; Victoria Peak, kentin nefes kesen manzaralarını sunar. Man Mo Tapınağı, Mid-Levels Yürüyen Merdivenleri ve Uluslararası Finans Merkezi, yakınlardaki diğer önemli turistik mekanlar arasındadır. Her zaman kalabalık olan bu bölge konaklamak için oldukça güvenlidir. Ekonomik oteller için biraz daha merkezden uzaklaşmak gerekebilir.
Tsim Sha Tsui: Kowloon’da yer alan Tsim Sha Tsui (yaygın olarak TST olarak bilinir), turistler için popüler bir mekandır. En önemli özelliği Hong Kong’un silüetinin çarpıcı manzaralarını sunan Victoria Limanı’na olan yakınlığıdır. Yakındaki diğer ilgi çekici yerler arasında neon işaretleri, restoranlar ve alışveriş seçenekleri ile ünlü Nathan Caddesi yer almaktadır. Hong kong gezilecek yerler yazımızda bahsettiğimiz mekanlara kolayca erişebileceğiniz bu bölgede konaklamanızı öneririz.
The Mira Hong Kong (5 yıldız): Lüks ve konforlu bir hizmet sunan bu otel şehrin en işlek caddesi Nathan’da bulunuyor. 5 yıldızlı otelde aradığınız herşeyi bulabilirsiniz.
Hotel Stage (4 yıldız): Bu otel Hong Kong’da sunmuş olduğu harika hizmet ve uygun fiyatla biliniyor. Eğer yer bulabilirseniz çok şanslısınız, bu harika otelde konakladığınıza pişman olmayacaksınız!
Hotel Stage by booking.com
The Shai Red Hotel (3 yıldız): Jordan İstasyonundan 5 dakikalık uzaklıkta olan bu otel’de Hong Kong’u çok iyi bir şekilde hissedebilirsiniz. Ekonomik olmakla birlikte hizmet de gayet iyi.
Hong Kong Ucuz Oteller
3D Inn Hong Kong – Dragon: Tsim Sha Tsui MTR İstasyonuna 3 dakikalık yürüme mesafesinde. Tek yıldızlı ve oldukça ekonomik olan bu otelin lokasyonu oldukça iyi. Eğer konaklamaya fazla bütçe ayırmak istemiyorsanız burası tam size göre.
Bridal Tea House Hotel: Yaumatei MTR İstasyonu’ndan 5 dakika yürüme mesafesinde olan Bridal Tea 3 yıldızlı. Fakat çoğu otelden daha ucuz olduğu için önerilerimiz arasında yer alıyor.
Hong Kong’da Ev Kiralamak
Hong Kong seyahatiniz esnasında ev kiralamak istiyorsanız sizin için en iyi tercih Airbnb. Yukarıda önerdiğim bölgelerde kolaylıkla ev veya oda bulabilirsiniz. Airbnb’ye kayıt olarak hemen kullanabileceğiniz 100 TL bonusu buraya tıklayarak kullanabilirsiniz.
Avrupa’nın en küçük yüz ölçümüne sahip olan ülkesi Hollanda, aynı zamanda gelişmişlik bakımından en üst sıralarda yer almaktadır. Özellikle tarımda yapmış olduğu atılımlarla adından sıkça söz ettiren, sadece Konya ovası büyüklüğündeki arazilerinden elde ettiği ürünleri dünyaya pazarlayan ve bir yandan da dünyanın en turistik ülkelerinden biri haline gelmeye başaran Hollanda’ya gitmek için Schengen Vizesi gerekiyor. Özellikle Amsterdam için Hollanda’yı ziyaret etmek isteyenlerin sayısı bir hayli fazla.
Amsterdam
Biz, bu yazımızda turistik amaçlı bir seyahat gerçekleştireceğinizi düşünerek 90 günden az olacak bir seyahat için Hollanda vizesi nasıl alınır, bunun esaslarını belirteceğiz.
Günümüzde Hollanda konsolosluğu artık bireysel başvuruları kabul etmeyerek danışmanlık şirketlerinin başvurularda aracı olmasını istemektedir. Vizeye Vfs Global aracılığıyla başvurmanız gerekiyor. Hollanda vizesi için başvuru yapan kişiler için parmak izi işlemleri zorunlu tutulmaktadır. Pasaportunuzun ise en az 90 gün daha kullanılabilir ve 2 sayfasının boş olması gerekmektedir.
Nereden Başvurabilirim? Vfs Global toplam 8 şehirden başvuru alıyor. İstanbul(2), Ankara, Bodrum, Antalya, İzmir, Gaziantep, Bursa ve Edirne’den başvurularınızı gerçekleştirebilirsiniz.
İstanbul’da bulunan iki şubeden biri Harbiye’de, diğeri ise Altunizade’dedir.
Vfs Global Harbiye
Hollanda Vizesi Ücreti
Hollanda turistik vizesi için istenen ücret 237 TL. Ayrıca 86 TL Vfs Global tarafından hizmet harcı alınmaktadır. Yani başvuru için ödemeniz gereken toplam ücret 323 TL.
Son güncelleme Mart, 2017
Hollanda Vizesi için Gerekli Evraklar
Seyahatinizden sonra en az 90 gün geçerli pasaportunuzun aslı
Pasaportun işlem görmüş her sayfasının fotokopisi
Kesinlikle doğru bilgilerden oluşan ve eksiksiz doldurulmuş başvuru formu
İki adet biyometrik özelliğini taşıyan fotoğraf
En az 30.000€ tutarında teminatı olan seyahat sürenizi kapsayacak kaza ve sağlık sigortası poliçesi
Vize ücreti
Uçak bileti rezervasyon çıktıları
Otel rezervasyon çıktıları
Eğer başka schengen ülkelerine de geçiş yapılacaksa seyahat planınızı aktaran bir belge
Çalışanlar için şirket belgeleri (SGK işe giriş bildirgesi, izin belgesi, 4A hizmet dökümü, maaş bordroları)
Yukarıda yer alan maddeler tüm başvuru türleri için istenen kesin evraklardır. Bunların dışında turistik amaçlı seyahat edecek olanlardan başvuranın durumuna göre aşağıda ki belgeleri de hazır bulundurmaları istenmektedir.
Bu seyahati sağlayacak ekonomik güce haiz olduğunu kanıtlayacak banka hesap hareketleriniz ve üzerinize tapusu olan taşınmazların belgeleri
Eğer çalışmıyorsanız, sizi finanse eden kişinin gerekli evrakları
Seyahatinizde konaklamayı planladığınızın otelin ve seyahatinizi gerçekleştireceğiniz uçak biletinizin rezervasyonu
Eğer öğrenciyseniz sponsor dilekçesi (Detaylar için Öğrenci vizesi yazımızı okuyun.)
Eğer gerçekleştireceğiniz bu turistik seyahat Avrupa vatandaşı olan bir aile üyenizin yanına olacaksa, bu kişinin bütün bilgileri içeren ve kullanılmış sayfalarının da olduğu pasaport fotokopisi, evlilik cüzdanı veya doğum kayıt örneği gibi aile yakınlığınızı belgeleyecek olan evraklar istenmektedir. Yine söylediğimiz gibi evrak türleri ve çeşitleri dönemsel olarak farklılıklar gösterebileceğinden mutlaka aracı kurum veya konsolosluklar ile görüşülerek kesin bilgiler alınmalıdır.
Hollanda Vizesi Kaç Günde Çıkar?
Vizeye seyahatinizden en az 15 gün önce başvurmanız gerekmektedir. Nitekim vize de ortalama 10-15 günde yani seyahatinize kısa bir süre kala çıkar. Genellikle bir haftada çıkması beklenen vize yoğunluğa göre ikinci haftaya sarkabilir. Bu gibi durumlarda paniğe kapılmanıza gerek yok. Seyahatinizden en geç bir gün öncesine kadar pasaportunuzu teslim almış olacaksınız.
Vizenizi aldıktan sonra Hollanda’da ilginizi çekebilecek yerlerin tamamına Hollanda gezilecek yerler yazımızdan ulaşabilirsiniz.
Belçika’nın başkenti Brüksel, Belçika Kraliyet Ailesi’nin merkezi ve Avrupa Birliği’nin de başkentidir. Brugge ve Gent’ten farklı olarak daha turistik bir şehir olmakla birlikte Belçika’nın başlıca ekonomik ve eğitim merkezi olarak bilinir. Brüksel’de Belçika yaşamı için restoran ve kafe kültürünü gözlemleyebileceğiniz birçok mekan bulunuyor. Müze ve sanat galerilerinin yanı sıra eski mimarinin bazı harika kalıntıları hala bu şehirde korunmaktadır. Brüksel gezilecek yerler listemize ünlü çikolataların sunulduğu cafeleri eklemeyi de unutmayalım!
Brüksel küçük ve samimi bir şehir. Gezilecek en önemli yerleri 14 maddede toparlayabiliriz fakat Brüksel Gezi Rehberi kategorimize giderek şehirdeki diğer yapılacak şeyler, tavsiyeler ve ipuçlarımıza ulaşabilirsiniz!
Brüksel Gezilecek Yerler
1– Grand Place
Brüksel eski kentinin kalbinde, kentin ana meydanı Grand Place olarak bilinir. Avrupa’nın en iyi korunan yerlerinden biridir. Meydandaki ihtişamın büyük kısmı zarif Gildehuizen’in (guild evleri) eşsiz mimarisinden kaynaklanmaktadır. Çoğu 1696-1700 yılları arasında Barok tarzda inşa edilmiştir. İlk olarak 11. yüzyılda kurulmuş ve kısa süre sonra kentin politik ve ekonomik merkezi haline gelmek üzere gelişen bu merkez, şehrin en önemli turistik noktası. Meydanın en tanınmış binası, 1402 yılında inşa edilen Hôtel de Ville (Belediye Sarayı)’dır. İçinde birkaç ihtişamlı oda bulunmaktadır.
2- Mannekin Pis
Brüksel’in en tanınmış simgelerinden olan Manneken Pis, genellikle çok sayıda turist tarafından ziyaret edilir. Geçmişi 1388 yılına kadar uzanabilse de, halk arasında “Brüksel’in en yaşlı vatandaşı” olarak adlandırılan küçük çocuk figürünün kökeni hakkında pek bir şey bilinmiyor. Manneken, bununla birlikte, çeşitli efsanelerle anılır. Birisine göre çeşme, bir yıkımı önleyen cesur bir bebek için yapılan anıt. Brüksel’deki önemli kutlamalar, etkinlikler ve festivaller sırasında heykel ilgili etkinliğin kostümünü giyer, bunun için şehirde oldukça ünlüdür.
3- St. Michael ve St. Gudula Katedrali
Michael ve St. Gudula’ya (Brüksel’in koruyucu azizleri) ithaf edilen bu Gotik kilise ilk olarak 1225 yılında kurulmuş ancak bitmesi 15. yüzyıla kadar sürmüş. Katedralin cephesi ikiz 69 metrelik kulelerle taçlandırılmış. Güzel biçimli iç mekan büyüleyici şekilde döşenmiş. İç mekanda ilginizi ilk olarak Bernard van Orley tarafından hazırlanan seçkin vitray pencereler çekecek.
4- Belçika Karikatür Müzesi
Victor Horta tarafından tasarlanan bu muhteşem bina 1906’da yapılmış. Dünyaya Şirinler ve Tenten’i kazandıran ülkedeki çizgi film ve çizgi romanların tarihine adanmış harika bir müze! Müzede Belçika ve Fransız çizgi romancılar tarafından 200 orijinal çizgi roman çizimi sürekli olarak sergileniyor.
5- Brüksel Kraliyet Sarayı
Brüksel’in en önemli yapıtlarından biri olan Brüksel Kraliyet Sarayı, Belçikalı kraliyet ailesinin resmi ikametgahı olarak kullanılıyor. Binanın tepesinde bulunan bayrak egemenliği temsil eder. Nöbet değişimi her gün yaklaşık 2.30’da gerçekleşir. Sarayın etrafında bir kültürel yapı topluluğu bulunmaktadır. Palais des Académie ve Palais des Beaux-Arts (Paleis voor Schone Kunste) Victor Horta verilebilecek iki güzel örnektir.
6- Belçika Kraliyet Güzel Sanatlar Müzesi
Belçika Kraliyet Güzel Sanatlar Müzesi (1875-81) dünyanın en büyük ve en iyi sanat galerilerinden biridir. Müze 1797 yılında kuruldu. Başlangıçta sadece Lorraine Charles’ın eski sarayında bulunan bir koleksiyonu sergiliyordu. Bu, 1846 yılında yeni kurulan Musées Royaux’a devredildi.
7- Atomium
Mannekin Pis ile birlikte Atomium, Brüksel’in en tanınmış noktalarından biridir. Mimar André Waterkeyn tarafından tasarlanan 102 metrelik yüksek çelik ve alüminyum yapı 1958 Brüksel Dünya Sergisi için inşa edilen demir kristalinin 165 milyon kez büyütülmüş halini temsil ediyor. Brüksel gezilecek yerler listenizde olmazsa olmaz olan bu yapıtı mutlaka görmelisiniz.
8- Royal Museum of the Armed Forces and Military History
Müze, dünyanın en büyük askeri müzelerinden biridir. Binlerce silah, üniforma, döküman ve araç-gereç sergileniyor. Orta Çağlardan silah ve zırhlar, Napolyon ve Fransız İmparatorluğu hakkında güzel bir koleksiyon, 1831-1914 yılları arasındaki Belçika ordusu, Kral Leopold I ve Leopold II’ye ayrılmış vitrinler, silah teknolojisinin gelişimi, zırhlı araçlar ve savaş gemileri da görülebilir diğer eserlerdir.
9- Mont des Arts
Mont des Arts, “sanat tepesi” anlamını taşıyan, Brüksel kentinin merkezinde yer alan tarihi bir mekandır. Mont des Arts, Brüksel’in en iyi manzaralarını sunar. Buradan Grand Place’deki Brüksel Belediye Sarayı’nın ünlü kulesi çok net ve güzel bir şekilde görülür. Güneşli bir günde Koekelberg Bazilikası ve Atomium bile görülebilir.
10- Notre-Dame du Sablon
15.-16. Yüzyıl Notre-Dame du Sablon Kilisesi (Zavel’e Onze Lieve Vrouw), Belçika’daki en güzel gotik mimariye sahip kiliselerden biri olarak kabul ediliyor. Kilisenin iç kısmı olağanüstü vitraylı camından dolayı nefes kesicidir. Thurn ve Taxis ailenin mezar şapeli ve Luc Fayd’herbe’nin çalışması ilginçtir.
11- Parc du Cinquantenaire
Parc du Cinquantenaire, ülkenin 50. yıldönümünü anmak için 1880 yılında kurulan bir parktır. Parkta bulunan anıtın iki kanadı, Fransız mimar Charles Girault tarafından tasarlanan muazzam bir zafer kemeri ile birbirine bağlanmıştır.
12- Belçika Çikolata Köyü
Belçika Çikolata Köyü, çikolata üretimini anlatan en büyük müzelerden biridir. 900 m²”den daha fazla alana sahiptir. Müze turunda çikolata üretim aşamaları, kullanım alanları, tarihi, yararları, ekonomisi ve çeşitliliği açıklanmaktadır. Brüksel gezilecek yerler listenize ekleyerek biraz da keyif yapabilirsiniz!
13- Basilica of the Sacred Heart
Paris’teki Sacré-Coeur Bazilikası‘ndan esinlenerek yapılan Basilica of the Sacred Heart Koekelberg bölgesindeki yavaşça eğimli bir tepenin üzerindedir. İkiz kuleler ve 80 metre yüksekliğindeki bakır kubbesiyle ön plana çıkar. Bazilika’nın kubbesi, kentin manzaralarını sunan halka açıktır. Üstelik bazilikaya giriş ücretsiz!
14- La Cambre Abbey
La Cambre Manastırı, kentin gürültüsünden uzakta yürüyüş için iyi bir seçimdir. 18. yüzyıldan kalma manastırı çevreleyen bahçeler halka açıktır. İyi havalarda piknik yapılabilir veya parkın ortasında uzanarak dinlenebilirsiniz.
15- Mini Europe
Avrupa Birliğinin başkenti Brüksel’de Avrupa’nın önemli eserlerinin minyatürünün yer aldığı bir yer bulunuyor. 300’den fazla önemli eserin minyatürünü görebileceğiniz bu park her yaştan kesime hitap ediyor.
Brüksel’i Keşfetmeye Devam Edin!
Brüksel'de Ne Yenir?
Geleneksel yemek tavsiyelerimizi bu yazıdan okuyun!
Türkiye’den en çok işçi göçünün olduğu Avrupa ülkesi olan Almanya, 80 milyonluk nüfusuyla Avrupa’nın en büyük nüfusa sahip ikinci ülkesidir. Turistik amaçlı seyahatlerin çoğu akraba ziyareti olmasının yanında gezilip görülebilecek bir çok tarihi yapıya da sahiptir. Avrupa’nın turizm başkenti olması nedeniyle bir çok kişi “Almanya vizesi nasıl alınır” diye merak etmektedir.
Almanya vizesi alınırken bilinmesi gereken en önemli nokta, Schengen vizesine ihtiyacınızın olduğudur. Bu vize ile tüm Euro bölgesinde ki ülkelere rahatlıkla seyahat edebilirsiniz. Tabi verilecek vizenin multi (çok girişli) olması gerekmektedir. Tek girişli vize alırsanız sadece Almanya’ya giriş çıkış yapabilirsiniz.
Almanya vizesi alırken öncelikle hangi tür vizeye ihtiyaç duyduğunuzu belirlemeniz gereklidir. Almanya turistik vizesi, oturma vizesi, ticari vize, çalışma vizesi ve aile ziyareti gibi seçeneklerden birini tercih etmek zorundasınız. İstediğiniz vize çeşidine göre hazırlamanız gereken evraklar da değişkenlik gösterecektir. Almanya’ya bir akraba veya aile ziyareti nedeniyle gidiyorsanız, onların göndereceği bir davet mektubu değerlendirmeyi yapacak olan makama daha çok güven verecektir. Hem de sizin başvurunuzun sonuçlanma süresini ve gelecek olan yanıtın olumlu olmasını sağlamaya yardımcı olacaktır. Bu yazımızda turistik amaçlı seyahat edecekler için bilgiler yer almaktadır.
Almanya Vizesi Nereden Alınır?
Vize başvurularınızı Alman konsolosluğu tarafından yetkilendirilmiş iData merkezlerinden gerçekleştirebilirsiniz. Eskiden Alman konsolosluğunda yapılan ve büyük uğraşlar gerektiren bu süreç artık iData ile daha kolay. iData ile vize başvurusu yapmak için öncelikle internet üzerinden randevu almanız gerekiyor. Ardından aşağıda paylaştığımız gerekli evrakları tamamlayarak iData merkezlerinden size en yakın olanına gidebilirsiniz.
iData merkezi İstanbul’da 2 tane olmak üzere toplamda 8 tanedir. İstanbul Harbiye’de olan merkez olarak bilinir ve VIP hizmet de buradan sağlanır.
iData Harbiye
iData Harbiye Adres: İnönü Mah. Cumhuriyet Cad. No:123 Giriş Kat Harbiye/Şişli –
Almanya Vize Ücreti
Almanya vize başvurusu için ödemeniz gereken ücret 60€. iData hizmet bedeli ise 26,30 Euro. Yani toplamda 86,30 Euro vize başvurusu esnasında ödemeniz gerekmektedir.
Almanya Vizesi için Gereken Evraklar
Öncelikle Almanya Vizesi alabilmeniz için kullanım tarihin bitmesine 90 günden daha uzun bir süre olan pasaportunuzun olması gerekir. Her kişi için aynı evraklar gerekmeyebilir. Kişiden kişiye evraklar değişkenlik göstermektedir. Almanya’nın vize başvurularında en çok dikkate aldığı konulardan biri sizin ekonomik durumunuzdur. Bu nedenle ekonomik durumunuzu ortaya koyan belgeler büyük önem arz etmektedir. Çalışan bir bireyseniz çalıştığınız iş yeri ile ilgili bir çok belge talep edilecektir. Ayrıca seyahatiniz gerçekleştirirken kalacağınız otel rezervasyonunuz ve uçak rezervasyonunuz sizden talep edilecektir. Belgelerin listesi:
Eksiksiz doldurulmuş başvuru formu
Pasaport (Vize talep süresinden sonra en az 3 ay daha geçerli olmalı)
Pasaportun işlem görmüş tüm sayfalarının fotokopisi
2 adet biometrik fotoğraf
Seyahat sürenizi kapsayacak seyahat sağlık sigortası
Vize harcı ve iData hizmet bedeli
Yukarıdaki belgelerin yanı sıra aşağıdaki belgeler de istenmektedir:
Son 3 aya ait banka hesap özeti (Hesabınızda minimum 3.000 TL göstermenizi öneririm)
Son 3 aya ait maaş bordrosu
Diğer gelir belgeleri (Varsa araç ruhsatı, ev tapusu vs…)
Ayrıca çalışanlar çalışma belgesi, izin belgesi, SGK hizmet dökümü ve SGK işe giriş bildirgesi sunmalı. Bunları şirketinizden temin edebilirsiniz.
Eğer öğrenciyseniz ailenizden birini sponsor olarak göstermeniz gerekiyor. Detaylı bilgileri Öğrenci vizesi nasıl alınır yazımdan okuyabilirsiniz.
Berlin
Almanya Vizesi Kaç Günde Çıkar?
Almanya vizesi ortalama 7-10 gün içerisinde sonuçlanır. Yoğunluğa göre bu süre artabilir veya azalabilir. Yani vizenizi 3 günde de alabilirsiniz, 20 günde de. Resmi tatillerden önce başvurursanız bu süre 20 güne kadar uzayabiliyor. Bu yüzden seyahatinizden en az 15 gün önce vizeye başvurmanızı öneririm.
Vizeyi aldıktan sonra Berlin’de gezmeniz gereken yerleri görmek istiyorsanız Berlin gezilecek yerler yazımızı okuyabilirsiniz!
Singapur, üst düzey alışveriş merkezleri, lüks oteller ve restoranlardan çok daha fazlasını sunuyor. Kuralcı ve yasaklarıyla sürekli gündeme gelse de tropik iklimi ve farklı kültürüyle ilgi odağı olmayı başarıyor. Üstelik Singapur’un vizesiz ülkeler arasında yer alıyor olması bir diğer avantaj.
Singapur, rahat ve kolay ulaşım sağlayan mükemmel bir toplu taşıma sistemine sahiptir. Metro haritasını bir kez anlayabildiğinizde, şehrin tamamını kolayca gezebilirsiniz. Ülkede hemen hemen herkes İngilizce bilir, nitekim sokak tabelaları, işaretler ve göstergeler de İngilizcedir. Aslında Singapur, Güneydoğu Asya‘da gezinmek için en kolay ve en rahat ülkelerden biridir.
Singapur Gezilecek Yerler Listesi
Burada şehirdeki en popüler, mutlaka görülmesi gereken 12 yeri, yazının devamında ise daha fazla vakti olanlar için ekstradan görmeye değer noktaları da paylaştım.
1- Marina Bay Sands
Singapur denildiği zaman akla ilk olarak gelen ve ihtişamın simgesi olan Marina Bay Sands, içerisinde birçok olanağı sunuyor. Daha çok tepesindeki 340 metrelik açık hava terasıyla büyülese de içinde büyük bir otel, devasa bir kumarhane, alışveriş merkezi, müzeler, sergiler, tiyatro salonları, sinemalar ve diğer sosyal alanları barındırıyor. Muhtemelen daha önce sosyal medyada gördüğünüz dünyanın en üst seviyesindeki havuz ünvanına sahip “sonsuzluk havuzu” gökdelenin en üstünde ve havuzun içinden muazzam Singapur manzarasını sunuyor. (Bu havuzu kullanmak sadece Marina Bay Sands Otel müşterilerine mahsus.) Ancak havuzun hemen yanında yer alan seyir terası herkese açık. Eğer otelde konaklama durumunuz yoksa en azından bu seyir terasını Singapur gezilecek yerler listenize eklemenizi öneririm. Giriş ücreti 23 Singapur Doları.
Infiniy Pool, Marina Bay Sands Hotel
Marina Bay Sands otelinde rezervasyon yapmak için tıklayın.
2- Singapore Flyer
Dünyanın en büyük dönme dolabı Singapore Flyer’den şehrin muhteşem manzarasını deneyimleyebilirsiniz! Sadece Singapur siluetini değil, Endonezya Bahreyn Adaları’na ve Malezya’nın Johor Boğazı’na kadar uzanan bir manzaranın keyfini çıkarmak için şımartılmanızı sağlayacak birkaç farklı paket arasından seçim yapmanız gerekecek. Aralarından seçim yapabileceğiniz birçok farklı bilet paketi var ve her biri ekstra olarak Journey of Dreams sergilerine ücretsiz giriş imkânı sunuyor. Turun her biri 30 dakika sürmektedir. Sabahın erken saatlerinden başlayıp gece geç saatlere kadar çalışan dönme dolap, şehre de harika bir hava katar.
3- Gardens by the Bay
Doğa yeşilinin keyfini çıkarmak ve şehir telaşından bir anlığına dahi olsa kaçmak için mükemmel olan Gardens by the Bay mutlaka Singapur gezilecek yerler listenizde olmalı. Enerji verimliliğini en doğal yöntemlerle ve harika renklerle bir araya getiren alanda birden fazla park bulunuyor. Dünyanın en yüksek iç şelalesini görmek ve biyolojik çeşitlilik hakkında biraz bilgi edinmek için Cloud Forest Dome bölümünü ziyaret etmenizi şiddetle önermekle birlikte Supertrees ve Flower Dome bölümlerinde de zaman geçirmeniz gerektiğini düşünüyorum.
4- Botanik Bahçeler
Gardens by the Bay ile karıştırılmaması gereken bu bahçeler size tamamen farklı bir deneyim sunuyor. Singapur, botanik bahçeleri ile ilk kez UNESCO Dünya Mirası listesinde yer aldı. Şehir bazen temiz ve konforlu olmasına rağmen sizi boğabilir, işte bu durumda Singapur’un vahşi mirasını koruyan botanik bahçeleri size iyi gelecek en iyi nokta olacaktır! Gerçekten de, kentin olgun ağaç türlerini korumaya yönelik bir çabanın parçası olarak düzenlenen bölümlerde çeşitli ağaçlarla karşılaşabilirsiniz. Etkileyici orkide bahçesini de ziyaret etmeyi unutmayın.
5- Chinatown
Chinatown’da kendinizi Çin’de gibi hissedeceksiniz. Geleneksel Çin dükkanlarından otantik Çin yemeklerine, parlak kırmızı fenerlerden sokak lezzetlerine kadar herşeyin bulunduğu bu bölge oldukça dinamik. Bölgedeki etkileyici ve güzel Sri Mariamman Hindu tapınağını görmek isteyebilirsiniz. Görmeye değer başka bir tapınak ise Buddha Tooth Relic tapınağıdır. Yeterince erken kalkarsanız sabah davulu gösterisine eşlik edebilir veya kaleyi izledikten sonra akşam saatlerinde kapanış törenine şahitlik edebilirsiniz.
6- Küçük Hindistan ve Arap Caddesi
Singapur’un en heyecan verici yönlerinden biri bölgelerin çeşitliliği. Evet, ülke bir alışveriş cenneti olarak anılabilir ancak bu bölgelerde eski gelenekler, lezzetli yemekler ve yerel kültürler bulabilirsiniz. Hint toplumu Singapur’da zengin bir tarihe sahiptir ve bu bölge 200 yılı aşkın bir süredir mevcut. Bugün mahalle geleneksel tatillerin kutlandığı, gelişen, renkli ve hareketli bir yer olarak ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Bölgedeki Sri Veeramakaliamman Tapınağı’nda ibadet ve etkinlikleri izlemek hoşunuza gidebilir!
Arap caddesinde (Arap mahallesi olarak da biliniyor), 1825 yılında inşa edilmiş tarihi Sultan Camii gezilecek yerlerin başında geliyor. Camide ibadete izin verilmiyor ancak dış yapıdaki altın kubbeler ve mimari mutlaka görülmeli. Ayrıca sayısız alışveriş mağazası ve restoran olduğu için kendinize mutlaka bir aktivite bulabilirsiniz.
7- Raffles Hotel
Bu bina dünyanın en büyük 19. yüzyıl otellerinden biridir ve bir zamanlar film yıldızı olan Charlie Chaplin‘in yanı sıra Rudyard Kipling ve Joseph Conrad gibi edebi sanatçılar tarafından ziyaret edilmiştir. 1887’de inşa edilen Raffles Hotel, yüzyılı aşkın bir süredir Singapur’un simgesi olarak hizmet veriyor. Klasik mimari ve tropikal bahçeler, zarif bir ortam sunmakla birlikte Singapur’un zengin tarihinin başka bir yönünü ortaya çıkarır.
8- Changi Müzesi
Changi Şapeli ve Müzesi, Japon işgalinde mağdur olanların öyküsünü anlatıyor. Müzede şu an İmparatorluk olan Changi Hapishanesi’ndeki 50.000’den fazla sivil ve askere yazılan mektupları, fotoğrafları, çizimleri ve kişisel efektler sergileniyor. Müzenin avlusunda bulunan Changi Şapeli, II. Dünya Savaşı sırasında inşa edilen şapellerden birinin kopyası. Japonların egemenliği altına girmeyeceklerini temsil eden bir anıt olarak korunuyor. İsteyen ziyaretçiler rehberli bir tura katılabilir ve Changi tutsaklarının savaş zamanı deneyimlerini içeren kulaklıklardan edinebilir.
9- Singapur Hayvanat Bahçesi
Dünyanın en iyi yağmur ormanı hayvanat bahçesi olarak adlandırılan Singapur Hayvanat Bahçesi oldukça etkileyici bir yer. Tesis bünyesinde bulunan hayvanlara yemyeşil bitki örtüsü, iyi bir yaşam alanı ile iyi muamele sunuyor. Hayvanat bahçesinde en çok ilgiyi orangutanlar görüyor. Ayrıca büyük bir şempanzeler, zebralar, komodo ejderhası, köstebek fareleri, beyaz kaplanlar, kangurular ve birçok başka hayvan var.
10- Fort Canning Park
1859 yılında inşa edilen bu kale, Singapur’un savunması için oldukça önemli bir yerdi. Günümüzde orijinal bina modern sahne sanatları gruplarını ağırlamaktadır. Park düzenli olarak piknik, konser, tiyatro gösterileri ve festivallere ev sahipliği yapar. Parkta bulunan diğer turistik mekanlar arasında Singapur’un erken tarihine ait kalıntılar ve Sir Stamford Raffles’ın kişisel bungalovları yer almaktadır.
11- Sentosa Adası
Singapur’un eğlence adası olarak bilinen Sentosa Adası’na ulaşım yaklaşık 40-45 dakika sürer. Asya’nın popüler eğlence merkezlerinden biri olarak milyonlarca turisti ağırlar. Adadaki Singapur’un sembolü olarak bilinen Merlion heykeli gezilecek yerlerin başında gelir. Ancak asıl eğlenceyi hissedebileceğiniz Universal Studios, Tiger Sky Tower, Wave House, iFly ve macera parkları sizin için inanılmaz bir deneyim olacak.
12- Orchard Road
Her zaman üst düzey mağazalara ev sahipliği yaptığı için Orchard Road, alışveriş çılgınlığına başlamak için harika bir yerdir. 30’dan fazla alışveriş merkezinin bulunduğu bölgede aradığınız şeyin en iyisini bulmama olanağınız yok. Ayrıca dört sinema salonu bulunmaktadır. Bütün bu mağazalardan paranız artarsa, uluslararası mutfaklardan yemek yiyebileceğiniz çok sayıda restoran da mevcut.
Singapur’da Gezilecek Diğer Yerler
Bu muhteşem şehirde geçirecek vaktiniz daha fazlaysa aşağıda bahsettiğim üç yeri de Singapur gezilecek yerler listenize eklemenizi öneriyorum.
Clarke Quay: Eskiden ticaret merkezi olarak bilinen Clarke Quay, günümüzde daha renkli bir konsepte sahip. Bu nedenle Orchard Road’da uzun bir alışverişten sonra buradaki deniz kenarı restoranlarında veya eğlenceli barlar tercih edilebilir. Nehir turları da buradan kalkıyor.
Asian Civilisations Museum: Bu müze Singapur’u şekillendiren Asya kültürü üzerine araştırmaları sergiliyor.
Pulau Ubin (Granite Island): Bu parklara düzenlenen turlara genellikle “Singapur’un eski hayatına yolculuk” olarak adlandırılıyor. Köylerin bulunduğu ve yerel halkın hala geçimlerini balıkçılıkla sürdürdüğü samimi bir ada.
Singapur gezilecek yerler yazımın sonuna gelirken şehirde gezmenizi kolaylaştıracak, güzel konuma sahip birkaç otel tavsiyesinde bulunmak istiyorum.
Singapur’da Nerede Kalınır?
Singapur’u keşfetmek oldukça kolaydır, bunu sağlayan gelişmiş bir metro sistemi var. Aşağıda listelediğim otellerin çoğu şehir merkezinde, alışveriş ve gezi için harika bir alan olan popüler Orchard Road üzerinde veya yakınında bulunmaktadır.
Raffles Hotel: Singapur’un en ünlü tarihi oteli Raffles Hotel, yukarıda bahsettiğimiz üzere Singapur gezilecek yerler listesinde de bulunuyor. Bu önemli otelin hizmeti ve kalitesi de kusursuz tabi ki. Raffles Hotel’de Rezervasyon Yapmak İçin Tıkla!
Marina Bay Sands Hotel: Yine yukarıda bahsettiğim, Singapur gezilecek yerler listesinde bulunan Marina Bay Sands Hotel’de konaklayarak sonsuzluk havuzunda yüzebilir, muhteşem fotoğraflar çekebilir ve harika manzaralara şahitlik edebilirsiniz. Marina Bay Sands Hotel’de Rezervasyon Yapmak İçin Tıkla!
Bir ülkenin yerel yasalarını bilmek sizi para cezası veya hapse girmekten kurtarabilir. Yasaklar ülkesi olarak bilinen Singapur’da birbirinden ilginç kurallar var ve bunlara farkında olmadan dahi uymazsanız yüksek para veya tutuklanma cezasına çarptırılabilirsiniz.
Singapur yasakları arasında en ilginç 15 tanesini bir araya getirdik:
1- Sakız satmak & çiğnemek
Singapur’da en ilginç yasaklarından biri. İlk kez sakız satıcılığından yakalanan birisi 100 bin dolar veya iki yıla kadar hapis cezasıyla karşılaşabilir. Ülkede sakız alabilmenizin tek yolu doktor tarafından bir reçeteye sahip olmanız. Sakızı markette veya büfelerde zaten bulamazsınız, çünkü sadece eczanelerde var.
2- Herhangi bir müzik enstrümanıyla birini rahatsız etmek
Singapur’da halka açık yerlerde herhangi bir müzik enstrümanını kullanmak yasak. Bunun için devlet tarafından resmi izne sahip olunması gerekiyor. Eğer bunu izinsiz bir şekilde yapan olursa insanları rahatsız ettiği düşünülerek 1.000$’a kadar para cezası kesiliyor.
3- Halk trafiğini engelleyici oyunlar veya uçurtma uçurmak
Bir uçurtmayı uçurmak ya da kamusal bir yolda insanların yürümesine engel olacak bir oyun oynanması durumunda 5.000 dolara kadar para cezası alabilirsiniz.
4- Şarkı söylemek
Herhangi bir kamusal alanda müstehcen şarkı sözleri olan bir şarkıyı söylerken yakalanırsanız, üç aya kadar hapis, para cezası veya ikisini birden içeren bir cezayla karşılaşabilirsiniz.
5- Tükürmek
Belki de Singapur’un en güzel ve mantıklı cezalarından biri. Kafelerde, marketlerde, yemekhanelerde, okulda, tiyatroda, kamu binalarında, toplu taşıma araçlarında veya kamuya açık herhangi bir yerde tükürmenin cezası 1.000$
6- Uygunsuz cisimlerin dağıtımı & satışı
Singapur’da “uygunsuz, müstehcen” sayılan (cinsel obje veya illegal herhangi birşey içeren) materyallerin dağıtımı yasaktır. Fotoğraf, DVD veya kitap farketmez, herhangi bir ihlalin cezası hapis veya para cezasıdır.
7- Başkasının Wi-Fi bağlantısını kullanmak
Singapur’da “Bilgisayarın Kötüye Kullanımı ve Siber Güvenlik Yasası” adı altında başka bir kişinin Wi-Fi ağını kullanmak bilgisayar korsanlığı olarak tanımlanır. Yaparken yakalanırsanız üç yıl hapis cezasına çarptırılabilirsiniz.
8- Tuvaleti temiz bırakmamak
Halka açık bir tuvaletin temiz bırakılması çoğu yerde bir ahlak kuralı olsa da Singapur’da buna karşı fiili bir kanun var. Tuvaleti temiz bırakmadan ayrılıp yakalanırsanız yaklaşık 150$ para cezasına çarptırılırsınız.
9- Evde çıplak dolaşmak
Evinizde çıplak dolaşırken perdeleri açık bırakmanın cezası 2.000$ veya üç ay hapis! Halka görünür bir yerde çıplak kalmak Singapur’a göre toplumsal rahatsızlık olarak kabul ediliyor.
10- Güvercin beslemek
Bizim için Eminönü’nde bir sembol haline gelen güvercinlere yem atmak, beslemek eylemi Singapur’da para cezası içeren bir yasak. Eğer bunu yaparken yakalanırsanız 500$ para cezasıyla çarptırılırsınız.
11- Etrafı kirletmek, çöp atmak
Yine herhangi bir ülkede ahlak kuralı olan çöp atılmaması gerçeği Singapur’da yasal bir kural olarak karşımıza çıkıyor. Eğer herhangi bir yeri kirlettiğiniz tespit edilirse cezası 1.000$.
12- Graffiti, duvarları boyamak
İlk olarak 1994’te Amerikalı bir gencin “kamu mallarına zarar verme” gerekçesiyle cezalandırıldığı bu yasa dahilinde herhangi bir görselin halka açık duvarlara uygulanması da yasak.
13- Uyuşturucu kullanmak -ülkeye girmeden önce bile-
Singapur’da uyuşturucu bulundurma cezası 20.000$ veya 10 yıla kadar hapis. Bazı durumlarda (uyuşturucu miktarı yeterince yüksekse) ceza idama bile dönüşebilir. Singapur yetkilileri, herhangi bir izin gerektirmeksizin uyuşturucu testi yapma hakkına sahiptir. Bu nedenle ülkeye girmeden önce alınan herhangi bir uyuşturucu ülkede yapılacak testler için oldukça risklidir.
14- Eşcinsellik
Singapur’da eşcinsel kişilerin ilişki yaşamasının cezası iki yıl hapis.
15- Trafik kurallarına uymamak
Özellikle yayaların trafik kurallarına uymaması durumunda 20$’dan 100$’a kadar para cezası mevcut. Kırmızı ışıkta yayaların yürümesi, yürünen mesafeye göre cezayı belirliyor.
Türkiye’den umumi (bordo) pasaporta sahip bireylerin hiçbir vize işlemine tabi olmadan, sadece pasaportla gidebileceği birçok ülke bulunmaktadır. Bazı ülkelerde ise kapıda vize alınması gerekiyor. Vize istemeyen ülkeler ve kapıda vize isteyen ülkeler sayesinde hiçbir vize prosedürüyle uğraşılmasına gerek kalmadan sadece pasaportla bu ülkeleri gezmek hem maliyet hem de zaman açısından büyük tasarruf. Özellikle Schengen Vizesi çoğu vatandaşımızın yurtdışına çıkmasını engelleyen önemli faktörlerden biri. Bu yazımızda sizi vize maliyetinden kurtaran, belge işleriyle uğraştırmayan, pasaportunuzu ve çantanızı alıp keşfe çıkabileceğiniz vizesiz ülkeler listesini aktaracağım.
Vizesiz ülkeler listesini 3 aşamada aktarabiliriz:
Herhangi bir vize talebinde bulunmayan ülkeler
Kapıda vize alınabilen ülkeler
Pasaportsuz gidilen ülkeler
Pasaportsuz hangi ülkelere gidebilirim?
1- Gürcistan: Doğu sınır komşumuz olan Gürcistan’a gitmek için T.C. kimliğine sahip olmanız yeterli. 2- Ukrayna: 2017 yılında yapılan yeni anlaşmayla birlikte Ukrayna’ya da kimliğinizle giriş yapabilirsiniz. 3- KKTC: Yavru vatan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne girmek için de herhangi bir belge ibraz etmenize gerek yok.
Vize İstemeyen Ülkeler Listesi
Hiçbir şekilde vizeyi düşünmeden, pasaportunuzla birlikte sadece sırt çantanızı veya bavulunuzu alıp gidebileceğiniz vize istemeyen ülkeler listesini kıta kıta aktarıyorum. Kapıda vize alınabilen ülkeler listesi ise yazının devamında. Parantez içerisinde yer alan gün süreleri, vizesiz olarak kalabileceğiniz gün sayısıdır. Eğer bu sayıdan fazla kalmanız gerekiyorsa Türk konsolosluğu ile iletşime geçip ülkenin şartlarını öğrenmeniz gerekiyor.
Aşağıdaki haritada tüm vizesiz ülkelerin konumunu görebilirsiniz.
Avrupa Kıtası Vize İstemeyen Ülkeler
Arnavutluk (90 gün)
Bosna Hersek (90 gün)
Karadağ (90 gün)
KKTC (Sınırsız)
Kosova (90 gün)
Makedonya (90 gün)
Sırbistan (90 gün)
Ukrayna (60 gün)
Moldova (90 gün)
Belarus (30 gün)
Azerbeycan kapıda vize isteyen Avrupa ülkelerindendir.
Bahreyn, Doğu Timor, Endonezya, Ermenistan, Kamboçya, Makao, Maldivler, Nepal, Sri Lanka, Tayvan ve Umman kapıda vize isteyen Asya ülkeleridir.
Amerika Kıtası Vize istemeyen Ülkeler
Arjantin (90 gün)
Bahamalar (240 gün)
Belize (90 gün)
Bolivya (90 gün)
Ekvador (90 gün)
El Salvador (90 gün)
Guatemala (90 gün)
Haiti (90 gün)
Honduras (90 gün)
Kolombiya (90 gün)
Kosta Rika (30 gün)
Nikaragua (90 gün)
Panama (180 gün)
Paraguay (90 gün)
Peru (90 gün)
Şili (90 gün)
Uruguay (90 gün)
Venezuela (90 gün)
Dominik Cumhuriyeti kapıda vize isteyen Amerika Kıtası ülkesidir.
Afrika Kıtası Vize istemeyen Ülkeler
Botsvana (90 gün)
Fas (90 gün)
Güney Afrika Cumhuriyeti (30 gün)
Madagaskar (90 gün)
Mauritius (30 gün)
Senegal (Sınırsız)
Seyşeller (90 gün)
Tanzanya (90 gün)
Tunus (90 gün)
Kapıda Vize İsteyen Ülkeler
Azerbeycan: 2 vesikalık fotoğraf ile Haydar Aliyev Bakü Havalimanı’ndan kapıda vize alınması gerekmektedir. Eğer ülkeye karayoluyla veya başka bir yolla girecekseniz Azerbeycan Konsolosluğuna gidip bu vizeyi almanız şart.
Bahreyn: 15 günlük vize sınır kapısında alınmalıdır. Gerektiğinde bu süre 15 gün daha uzatılabilmektedir.
Doğu Timor: 30 gün vize sınır kapısında 30$ karşılığında alınabilir. Vize süresi istenildiği takdirde 90 güne kadar uzatılabilir.
Ermenistan: Bordo pasaporta sahip kişiler sınırda 120 gün vize alabilir. Diğer pasaport tipleri sınırda vize alamadığından dolayı Türkiye’deki konsolosluktan başvuru yapması gerekmektedir.
Kamboçya: Sınır kapısında 30 gün vize 30$ karşılığında alınabilir.
Kenya: Kenya için e-vize gerekmektedir. İnternetten yapacağınız başvuru iki iş günü içerisinde onaylandıktan sonra alacağınız çıktıyla birlikte ülkeye giriş yapabilirsiniz. Ücreti 50$. Başvurmak için tıklayın.
Kuveyt: 90 gün vize havaalanında ücretsiz bir şekilde alınabilir.
Komor Adaları: 90 gün vize havaalanında ücretsiz bir şekilde alınabilir. Yanınızda iki adet fotoğraf bulundurmanız gerekiyor. Ayrıca konaklama, mali ve diğer belgelerinizi de talep etme ihtimalleri bulunduğu için hazırlıklı olmanızı öneririm.
Madagaskar: 90 gün vize havaalanından alınabilir. 1 aylık 35€, 3 aylık 70€
Mali: 90 gün vize havaalanından ücretsiz bir şekilde alınabilir.
Mozambik: 30 gün geçerli vize havaalanından 84$ karşılığında alınabilir. Ayrıca uçak bileti gidiş-dönüş, otel rezervasyonu, en az altı ay geçerli pasaport ve mali durumunuzu gösterir belge istenmektedir.
Myanmar: 28 gün geçerli vizeyi online olarak almanız gerekmektedir. Vizenin ücreti 85$.
Nepal: 15, 30 veya 90 gün sınırdan belirli bir ücret karşılığında alabilirsiniz.
Samoa: 60 gün süreli vize havaalanından alınabilmektedir. Ücreti 34$
Sri Lanka: İnternetten e-vize alınması gerekmektedir. 30 günlük alabileceğiniz bu vizenin ücreti 30$. Başvurmak için tıklayın.
Senegal: İnternetten alacağınız e-vize ile sınırsız kalabilirsiniz.
Sudan: 30 gün süreli vize havaalanından 105$ karşılığında alınabilir.
Tacikistan: 60 gün süreli vize havaalanından alınabilir.
Tanzanya: 90 gün süreli vize 50$ karşılığında sınırdan alınabilir.
Togo: Belirli bir ücret karşılığında kapıda vize alınabilir.
Tonga: 31 gün geçerli vize sınırda alınabilir.
Umman: 30 gün geçerli vize sınırdan alınabilir.
Zambiya: 30 gün geçerli vize sınırdan alınabilir.
Zimbabwe: İnternetten e-vize alınması gerekmektedir. Başvurmak için tıklayın.
Paylaşılan listeler tamamen konsolosluk ve diğer internet kaynaklarından alınan bilgilerle hazırlanmıştır. Ülkelerin vizeniz olsa dahi sizi almama veya ekstra belge talep etme hakları bulunmaktadır.
Vizesiz seyahat etmenin rahatlığı ve kolaylığı şüphesiz çoğu gezgini cezbetmektedir. Özellikle öğrenciler için vize almak çoğu zaman maliyet getirdiği için zor bir işlem haline geliyor. Eğer çalışansanız çalıştığınız yerin belgelerini bir araya getirmenin yanı sıra kendi mali durumunuzu gösterir birçok belge, uçak biletleriniz ve konaklama bilgilerinizin paylaşılması şart. Bunların hepsinin hem zaman, hem para hem de enerji kaybı olduğunu düşünürsek vizesiz ülkeler bizim için bir adım öne çıkıyor. Pasaportumuzu ve sırt çantamızı alıp gidebileceğimiz ülke sayısı her ne kadar az olsa da tamamını bu listede paylaştık. Özellikle yakın olmasından dolayı Sırbistan, Karadağ, Bosna Hersek, Kosova ve Makedonya popüler vize istemeyen ülkeler arasında yer alıyor. Karadağ’ın muhteşem doğası, Sırbistan’ın ucuz ve eğlenceli gece hayatı, hatta imkanı olanlar için Singapur ve Tayland’ın tamamen farklı kültürü keşfedilmek için sizi bekliyor.
Singapur küçük ama ihtişamlı ve etkileyici bir ülke. Daha çok lüks alışveriş merkezleri, otelleri ve yapıtlarıyla ön plana çıktığını Singapur gezilecek yerler yazımda bahsetmiştim. Burada konaklama ucuz değil. Ucuz konaklama için hostel yatakları gecelik ortalama 15-17 Singapur Doları. Birçok pansiyonda ücretsiz Wi-Fi, ücretsiz kahvaltı ve bazılarında ücretsiz nevresimler sunulmaktadır. Klima, özel banyo, ücretsiz Wi-Fi gibi özelliklere sahip ortalama bir otelde konaklamanın bedeli ise 45 Singapur Dolarından başlıyor. En büyük otellerin maliyeti ise 80-110 Singapur Doları arasında. Airbnb‘de ise geceliği ortalama 22 Singapur Doları olan evin bir odasını veya 85 Singapur Dolardan başlayan fiyatlara komple kiralık daire bulabilirsiniz.
1 Singapur Doları = 2.60 TL
Bu bilgileri bilerek otel rezervasyonu yapmanızda fayda var. Diğer ülkelere oranla burada konaklamanın pahalı olduğundan bahsetmiştim. Ancak tasarruf edebileceğiniz bazı yöntemlerle bütçenizi yormadan gezmeniz de mümkün. Couchsurfing seçeneği de aklınızın bir köşesinde olsun!
Singapur Otel Tavsiyeleri
Tavsiye edebileceğim oteller listesini üç aşamada ele alabilirim. Lüks oteller, orta seviye oteller ve bütçe dostu oteller. Ayrıca yazının devamında Airbnb seçeneğini de okuyabilirsiniz.
Marina Bay Sands Hotel: Singapur’un simgesi haline gelen, gidildiği zaman görülmesi gereken ilk yerlerden biri olan Marina Bay Sands’in içinde bulunan otel nefes kesici bir manzaraya sahip. Normalde ücretli olan seyir terasına otelde kaldığınız süre içerisinde istediğiniz gibi girebilir, ayrıca sonsuzluk havuzunu da kullanabilirsiniz. Devasa bir kumarhane, sergi ve ArtScience Müzesi’ne de giriş imkanınız olur. Singapur‘un harika manzarasını sonsuzluk havuzundan izlerken muazzam fotoğraflar çekmek istiyorsanız en azından bir gün bu otelde konaklamanızı tavsiye ederiz. Ayrıca otel geleneksel Singapur ve Çin yemeklerini sunan bir restorana sahiptir. Bu otel sadece bir konaklama noktası değil, şehrin en önemli turistik yerlerinden biri.
Infiniy Pool, Marina Bay Sands Hotel
Grand Hyatt:Scotts Caddesi üzerinde bulunan 5 yıldızlı Grand Hyatt harika bir konuma sahip. Açık ve kapalı havuzunun yanı sıra masaj ve spa paketleriyle ziyaretçilerine iyi bir konaklama vaat ediyor. Yerel lezzetlerin yanı sıra dünya mutfaklarından birçok yemeğin sunulduğu restoran, fitness salonu, sauna, spa, buhar odası gibi özelliklere sahip. Kaliteli bir konaklama ve iyi bir konum arıyorsanız burası tam size göre.
The Ritz-Carlton, Millenia Singapore:Marina körfezinde yer alan The Ritz-Carlton otelin odaları muhteşem manzaralara sahip. Bazı odalardan şehri tepeden izleme imkanınız varken bazılarından Singapore Flyer’ı izleyebilirsiniz. Çoğu turistik noktaya yürüme mesafesinde olan otelin geniş odaları, lüks hizmeti ve kaliteli özellikleriyle manzaralı odaları bir araya gelince tavsiyelerimiz arasında kendine yer buldu.
The Ritz-Carlton, Millenia Singapore by booking.com
Orta Seviye Oteller – Özel Seçim
Wanderlust Hotel: Tarihi bir binada, Küçük Hindistan bölgesinde yer alan Wanderlust, iş ve dış mimarisiyle etkileyici bir yapıya sahip. 4 yıldızlı otele turistik bir noktada olmasından dolayı ulaşım oldukça kolay. Odaların samimi ve rahat oluşunun yanı sıra kahvaltısı harika!
Lloyd’s Inn Hotel: Beyaz tasarımıyla harika görüntülere sahip bu butik otel 3 yıldızlı. Orchard Caddesi’ne kısa bir yürüyüş mesafesinde olmakla birlikte çoğu turistik noktaya kolay ulaşım imkanı sağlıyor. Fiyat/performans açısından harika bir seçenek olduğunu söylemeden geçemeyeceğim.
Holiday Inn Singapore Orchard City Centre: Aslında lüks hizmeti ve çatı havuzuyla oldukça yüksek fiyatlarda hizmet vermesi beklenen bu otel diğerlerine oranla biraz daha düşük fiyat sunduğu için orta seviye oteller listemizde yer alıyor. Meşhur Orchard Caddesi’ne çok yakın olan bu otelin çatı havuzunda keyif yapabilir, spa ve fitness özelliklerinden yararlanabilirsiniz.
Bütçe Dostu, Ucuz Otel ve Hosteller
Victoria Hotel: Merkezi bir konumda olan bu otel 2 yıldızlı. Toplu ulaşım araçlarına 5 dakikalık yürüme mesafesinde. Gözünüz sadece klasik bir otel odası arıyorsa burada geceliği ortalama 50-60$’a kalabilirsiniz.
Champion Hotel: Biraz daha uygun otel arayanlar için Champion Hotel güzel seçenek. İki yıldızlı otelde ortalama 30-40$ karşılığında çift kişilik oda bulmanız mümkün. Çalışanların ilgisinden memnun kalan ziyaretçiler bunu sıkça dile getirmiş. Konumu ve fiyat/performans oranı iyi olduğu için önerdiğimiz oteller arasında.
Five Stones Hostel: Rengarenk odaları ve tertemiz nevresimleriyle bu hosteli önermezsem olmaz! Çok uygun fiyatlara, yeni insanlarla tanışmak isteyen gezginler için güzel bir seçenek. 10-20$ karşılığında bir yatak kiralayabilir, Singapur seyahatiniz esnasında oldukça ekonomik fiyatlara konaklamış olabilirsiniz.
Singapur’da Ev Kiralamak – Airbnb Seçenekleri
Singapur’da Airbnb için seçenek her ne kadar fazla olsa da kiralama bedelleri otel fiyatlarıyla neredeyse eşdeğer. Evin paylaşımlı bir odası için istenen ücret ortalama 20-30 Singapur Doları. Komple ev kiralamak istiyorsanız ödemeniz gereken minimum gecelik ücret 85 Singapur Doları. Eğer iyi bir konumda ev bulabilirseniz ve kalabalık seyahat ediyorsanız Airbnb sizin için iyi bir seçenek olabilir. Buraya tıklayarak üye olursanız 100 TL bonus da kazanabilirsiniz!
Singapur pahalı bir şehir. Lüks oteller, alışveriş merkezleri ve restoranlar bazen bütçenizi zorlayacak seviyede olabilir. Özellikle sırt çantalı gezginler ve az bütçeyle seyahat edenler için Singapur’da ucuza gezmek ve para tasarrufu yapmak için yöntemleri bir araya getirdim.
Singapur küçük bir şehir olduğundan dolayı bol bol yürümenizi öneririm. Yürüyerek yeni yerler keşfetmek, her sokakta farklı bir binayla veya dükkanlarla karşılaşmak ayrı bir deneyim olacaktır. Taksiden uzak durup toplu ulaşım araçlarını tercih edin. Eğer kalacağınız yere toplu ulaşım ile ulaşmanız gerekiyorsa Singapore Tourist Pass alarak ulaşımı daha uyguna getirebilirsiniz. 1 günlük Singapore Tourist Pass ücreti 10$. Gün sonuna kadar sınırsız toplu ulaşım araçlarını kullanabiliyorsunuz. İki günlük 16$, üç günlük 20$. Tekli bilet seçeneğinden çok daha karlıya geliyor. Bu kartı alabileceğiniz noktaları haritada görmek için tıklayın.
Ucuz yiyecekler tercih edin. Küçük Hindistan ve Chinatown bölgelerinde birkaç dolara ucuz yiyecekler bulabilirsiniz. Eğer geleneksel ve farklı lezzetler arıyorsanız Smith Street bölgesine bir göz atın. Aynı yiyecekler burada 5-6$ daha ucuza satılıyor.
Küçük Hindistan
Singapur’da alkol pahalı. Bu da alkole biraz limit koymamıza neden oluyor. Ancak Happy Hour düzenleyen mekanların belirli saatlerinde orada olursanız ücretsiz ikramlarla veya indirimli fiyatlarla karşılaşabilirsiniz. Mekanların tabelalarında veya menülerinde happy hour saatlerini ve günlerini görmeniz mümkün.
Singapur’da konaklama da pahalı. Bu yüzden Couchsurfing tercih edebilirsiniz. Couch ararken biraz daha özenmeniz gerekiyor. Buradaki couch’lar otellerin pahalı olduğu için tercih edildiklerinin farkında. Bu yüzden kendinizi biraz daha samimi ve farklı gösterirseniz seçilme olasılığınız artar ve otellere yüksek paralar ödemezsiniz. Yine de konaklamayı otellerde veya ev kiralayarak tercih etmek isteyenler için yazım: Singapur’da Nerede Kalınır, Otel Tavsiyeleri
Ucuz bir hostel: Five Stones
Ücretsiz şehir turlarına katılın. Bazı şirketler uzman rehber dahilinde ücretsiz şehir turu düzenliyor. Bunlardan bir tanesi Footprints. Singapur’un kültürü, tarihi ve sanatı hakkında bilgi almak için güzel bir fırsat.
Singapur’da musluktan su içebilirsiniz. Gayet temiz ve sağlıklı olan musluk suyu sayesinde marketlerdeki pahalı sulara para harcamanıza gerek yok.
Doğayı keşfedin. Singapur’da ücretsiz girebileceğiniz birçok park bulunuyor. Bukit Timah Nature Reserve ve Botanik Bahçeler buna örnek.
Ücretsiz etkinliklere katılın. Her cuma, cumartesi ve pazar akşamı Esplanade salonunda ücretsiz rock konseri düzenleniyor. Her akşam 8:00 – 9:30 arasında Marina Bay Sands çevresinde su ve ışık gösterisi de var.
Singapur’u keşfetmeye aşağıdaki yazılarımdan devam edebilirsiniz!
Komşu Yunanistan yaz sezonunda muhteşem adalarıyla binlerce turisti ağırlıyor. Masmavi plajlara sahip adaların turistik özelliklerinin de bunda katkısı çok fazla. Santorini, Mykonos, Rhodos gibi dünyaca ünlü adalar her kesimin ilgisini çekerken diğer tatil destinasyonlara oranla ucuz olması da cezbedici özellikler arasında. Bizim için ulaşımın da gayet kolay olduğu Yunan Adaları bu yaz tatili için düşünebileceğiniz güzel bir destinasyon. Yunan Adalarına giriş yapabilmeniz için Schengen vizesi veya Yunan adalarına özel kapıda vizeye sahip olmanız gerekmektedir. Aşağıdaki yazıdan Yunanistan vizesi hakkında tüm detaylara ulaşabilirsiniz.
Yunan Adalarına Bodrum veya Marmaris üzerinden feribot ile gidip diğer adalara da yine deniz ulaşım araçlarıyla geçiş yapabilirsiniz. Birçok tur firması birden fazla adayı kapsayan Yunan Adası turları düzenliyor. Bu turlar sayesinde gemiyle birlikte adaları gezebileceğiniz gibi bireysel olarak da bilet alarak feribotla ulaşımı sağlayabilirsiniz. Bir diğer ulaşım seçeneğimiz ise uçak. Büyük sayılabilecek adaların çoğunda havalimanı olduğu için uçak seyahatini de tercih edebilirsiniz. Yaz sezonunda çok yüksek fiyatlarla karşılaşacağınız için Atina‘ya gidip deniz ulaşımını tercih ederseniz daha ekonomik bir şekilde adalara ulaşımı sağlayabilirsiniz.
En Güzel Yunan Adaları
Yunan Adaları arasında Santorini, Mykonos, Rodos, Kos, Paros, Samos, Korfu, Girit, Naxos, Patmos, Folégandros, Lefkada, Midilli, Sakız, Milos, Sömbeki, Kelemez, Taşoz, Zakintos gibi birbirinden güzel adalar bulunuyor. Bunların arasından en güzel 15 tanesini sizlerle paylaşacağız.
1- Santorini
Derin mavi denizlerden yükselen bu muhteşem ada, güzel ve büyüleyici evleriyle harika bir görüntü sunuyor. Bazı bilim adamları bunun efsanevi Atlantis adası olduğuna inanıyor, çünkü bu ada 4000 yıl önce ani bir volkanik patlamayla meydana gelmişti. Santorini’ye varmanın en heyecan verici yolu feribot veya tekneyle adanın o muhteşem görüntüsüne yaklaşmak.
Santorini Adası
Yunan Adaları arasında en popüleri, dünyaca bilineni. Santorini’de görülmesi gereken ilk yer olan Oia Köyü, Ege Denizi’ndeki küçük bir cennet parçasıdır. Her fırsatta çarpıcı manzaralar sunan bu mavi ve beyaz renklerine sahip kasaba yanardağ havzasının hemen kenarında. Oia Köyü’nün neredeyse her noktası bir kartpostal veya resim görüntüsüne benziyor. Şirin küp şeklindeki evler ve denizin yamacında yüksek tepelerde bir araya toplanmış mavi kubbeli kiliseler, sakin ve derin mavi sulara bakmaktadır. Yollar yerine köyün dik merdivenleri ve dar Arnavut kaldırımlı sokakları var. Oia Köyü’nün merkezi noktaları geleneksel restoranlar, el işi takılar, hediyelik eşyalar, giyim ve aksesuar satan küçük butikler ile dolu. Akşamları romantik bir atmosfere ortaya çıkıyor. Yunan sirtakisiyle yavaş bir akşam yemeği veya şirin bir tavernada eğlenceli bir gece yapılması gereken şeyler arasında yer alır. Santorini’ye birçok turist meşhur günbatımının harika görüntüsü için gelir. Panoramik terası olan bir restoran bulun ve yemeğinizi gün batımına denk getirin, inanın hayatınızın en güzel görüntülerinden biriyle karşılaşacaksınız!
Santorini’nin merkezi Fira’dır. Her ne kadar Oia Köyü’nden daha az modern ve daha az büyüleyici olsa da, şehrin kayalık üstleri üzerinde yer alan tarihi bölümü eşsiz güzellikte. Dik yamaçlardaki evler, pek çok otel, restoran ve kafe sansasyonel manzaralı teraslara sahip. Fira’da Akrotiri arkeolojik alanından çıkarılan eserleri gösteren, Prehistorik Thera Müzesi’ne sahiptir. Akrotiri’nin antik kalıntıları halka açıktır. Santorini’deki en gözde turistik mekanlar, volkanik siyah kumlu sahile sahip Kamari Plajı ve taze deniz mahsulleri sunan, harika deniz kenarı tavernaları ile ünlü Ammoudi Limanı‘dır.
2- Mykonos
Eğlenmeyi seven, güneşsiz yapamayanlar için Mykonos bir cennettir. Ege Denizi’ndeki bu güzel ada, birçok gözde restoran, taverna ve eğlence mekanlarıyla Yunan Adaları arasında en mutlu tatil mekanı ünvanına sahip. Çoğu turist, Temmuz’dan Ekim’e kadar güzel plajları ve sıcak havası için Mykonos’u seçer. Mykonos, Paradise Beach‘teki plaj kulüpleri ile de ünlüdür. Super Paradise Plajı ve Elia Plajı, adanın en iyi plajları olma özelliğine sahip. Ayrıca tekneyle erişilebilen üç plaj daha var.. Elia Plajı’nda harika manzaralı bir terasta Yunan yemeklerinin tadını çıkarabileceğiniz Elia Restaurant adlı mekana gitmenizi kesinlikle öneriyorum.
Mykonos
Adanın en turistik yeri Mykonos Town olarak adlandırılan merkez bölgesidir.. Bu tarihi bölge Arnavut kaldırımı sokakları ve eşsiz mimariye sahip evleriyle bir labirenti andırır. Teraslı kafe ve küçük tavernalar dar sokaklarda samimi bir görüntü sergiliyor. Yerel giyim butikleri, kuyumcu dükkanları ve esnaf mağazalarının keşfedilmesi yapılması gereken aktivitelerden. Panagia Paraportiani Kilisesi‘ni gördüğünüzden emin olun! Ayrıca tepedeki yeldeğirmenleri fotoğraf çekilmek için harika bir seçenek.
Mykonos’ta kalırken önemli bir gezi durağı da Delos Adası’dır. Mykonos’tan hızlı tekne ile gidebileceğiniz Delos’a rehberler eşliğinde turlar düzenleniyor. Delos Adası, Yunanistan‘ın en önemli arkeolojik alanlarından biridir. Günümüzde adada yaşayan insan yoktur ancak bir zamanlar maneviyat ve ticaret merkezi olmuştur. M.Ö. yedinci yüzyılda Delos kutsal bir ada olarak kabul ediliyordu. Mitolojiye göre ikiz tanrı Apollon ve Artemis’in doğduğu yerdir. Adanın en ünlü antik kalıntıları Delos’un Aslanları ve Kutsal Göl üzerindeki mermer heykellerdir.
3- Crete (Girit)
Girit, Yunan Adalarının en büyüğüdür. Adadaki tarihi Hanya Kasabası, adanın zengin ve farklı mirasını ortaya koyuyor. Sarımcı caddeleri, zarif Venedik konakları, görkemli kiliseler ve etkileyici çeşmeler adaya renk katıyor. Adanın güneydoğu kesiminde eski bir Yahudi mahallesi yatıyor ve eski Türk mahallesinde Osmanlı yönetimi sırasında izin verilen tek Hıristiyan kilisesi Aghii Anargiri var. Görülmesi gereken diğer yerler Aghios Fragkiskos Kilisesi ve Folklor Müzesi‘dir.
Girit’in en büyük bölgesi dokuzuncu yüzyıla dayanan Arap, Venedik ve Osmanlı medeniyetlerinden etkilenen Heraklion’dur. Araplar tarafından yaptırılan surlarla çevrili olan kasaba, tarihi anıtların merkezidir. 16. yüzyıldan kalma Venedik Loggia’sı, 14. yüzyılda Saint Mark Kilisesi, Morosini Çeşmesi, 13. yüzyıldan kalma Agios Markos Kilisesi ve Agios Petros & Pavlos Manastırı bulunmaktadır. Heraklion’un yaklaşık 5 kilometre uzağındaki Knossos Sarayı, Minos Uygarlığı’na başkentlik yapmış antik kentin en önemli eseridir.
Girit engebeli dağların ve muhteşem kumsalların doğal manzarasına sahiptir. Adadaki muz, zeytin bahçeleri ve portakal ağaçları harika bir doğal görünüm verir. Doğa yürüyüşleri için görkemli Lefka Dağlarına gidebilirsiniz.
4- Rodos
Güzel çiçeklerinden dolayı “Güller Adası” olarak bilinen Rhodes, büyüleyici tarihi mekanları, ilginç antik kalıntıları ve muhteşem kumsallarıyla ön plana çıkıyor. “Şövalyeler Adası” olarak da bilinir. UNESCO tarafından korunan Rodos, Malta’dan Saint John Şövalyeleri Meclisi’nin temelleri üzerine kuruldu. Kasabayı ziyaret ettiğinizde kuleler, duvarlar ve surlarla çevrili olduğunu göreceksiniz. Şehir surları içinde M.Ö. 3. yüzyıldan Afrodit Tapınağı’nın kalıntıları bulunmaktadır. Ayrıca Rodos limanında bir zamanlar M.Ö. üçüncü ve ikinci yüzyıllarda bulunan Tanrı Helios’un heykelinin bulunduğu yerde o muhteşem görüntüyü hayal etmeye çalışın. (Bu heykel adada o kadar ihtişamlı big görüntüye sahipti ki, eski dünyada yedi harikadan biri olarak seçilmişti.)
Rodos Helios Heykeli
Lindos’un şirin sahil köyü, 15. yüzyıldan kalma Panayía Kilisesi ve tepedeki Akropolis görmeye değer yerlerden. Kumlu plajları ve sahil şeridi köyün turist çekiciliğini arttırıyor.
Rodos diğer adalara ulaşım için de sıkça tercih edilen bir aktarma noktasıdır. Simi Adası, feribotla yaklaşık bir saat uzaklıkta. Ayrıca Patmos(Batnaz), Santorini ve Mykonos’a da ulaşım kolaydır. Üstelik Marmaris ve Bodrum’dan da Rodos’a feribot kalkmaktadır.
5- Korfu
Doğal güzellikleriyle ön plana çıkan Korfu, kristal berraklığında sularıyla harika bir tatil destinasyonu. Özellikle İngiliz turistlerin favoru Yunan Adası olma özelliğine sahip. En popüler plajı bünyesinde barlar ve kafeleri barındıran Kavos‘tur. Su sporlarıyla ünlü Issos plajı, ailelere hitap eden Sidar plajı ve Ypsos plajı diğer yüzülebilir ve iyi olanaklara sahip plajlar arasında.
Korfu
Korfu ayrıca kültürel açıdan da zengindir. Güzel bir şekilde korunmuş olan Korfu Town (eski kent meydanı), UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndedir ve Venedik döneminden kalma birçok tarihi binaya sahiptir. Arnavut kaldırımlı sokakları ve bahçelerinin yanı sıra Rönesans sarayları, Barok kiliseler ve klasik villalar ilgi çekici. Adada gezilecek diğer yerler: Artemis Tapınağı’ndan eserler sergileyen arkeoloji müzesinin bulunduğu Agios Spyridon Kilisesi ve dini eserlerin sergilendiği Bizans Müzesi‘dir.
6- Naxos (Nakşa)
Güzel plajları ve büyüleyici köyleri ile ünlü olan Náxos, en yeşil adalardan biridir. Etkileyici dağların yemyeşil vadilerle ortaya çıkardığı görüntü mest eder. Adanın merkezi Hóra; Venedik konakları, Katolik kiliseleri ve heybetli bir eski kaleyle turistlerin ilgisini çeker. Yüzyıllarca süren geleneklerin hala korunduğu Naxos’un dağ köylerini ziyaret etmeden dönmeyin! Bir diğer kasaba Apérathos; şirin evler, meydanlar ve dar sokaklarıyla küçük ve samimi bir yerdir. Filoti Köyü ise adanın en büyük Bizans kilisesi olan Panayia Protothroni’ye sahip. Sagri‘de de kiliselerin yanı sıra Yunan Adaları’na özgü yel değirmenleri daha bulunuyor. Sagri yakınlarında, turistler M.Ö. 6. yüzyıldan kalma Apollo Tapınağı bulunuyor.
Naxos
Adanın Apérathos köyünden Moutsouna Plajı’na kadar muhteşem yürüyüş parkurları var. Birçok köyde yerliler gelenekleri koruyor ve festival düzenliyor. Yaz mevsimi bölgesel festivaller ve kültürel etkinlikleri görmek için en iyi zaman.
7- Samos (Sisam)
Ormanlarla kaplı yemyeşil ada Samos, Tanrıça Hera’nın doğduğu yerdir. Ada antik dönemin en önemli kutsal alanlarından birine sahip: Heraion Tapınağı. Burası Hera’ya adanmış bir kutsal alan olarak kabul görüyor. Ayrıca UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer almaktadır. Bölgede birçok heykel var ancak hepsi orjinalin kopyası. Orijinal heykeller Samos Müzesi‘nde sergilenmektedir. Samos’taki bir diğer şaşırtıcı arkeolojik bölge – yine UNESCO tarafından listelenen- altıncı yüzyıldan kalma, Antik dünyanın 8. harikası olarak kabul edilen Eupalinos Tüneli‘dir.
Samos
Sámos adası doğal harikalara ve ilham verici yürüyüş parkurlarına sahip. Kerkis Dağı doğa yürüyüşü için eşsiz bir yer olmakla birlikte nadir rastlanan bitki türleriyle ve kuşlarla karşılaşma şansı sunar. Deniz kenarında dinlenmek için, Marathocampos’taki plajlar mükemmel olanaklara sahiptir.
8- Patmos (Batnaz)
Patmos, Yunanlılar tarafından “Kutsal Ada” olarak anılır. UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi’ne alınmıştır. Tarihte Antik Romalılar bu adayı sürgün yeri olarak kullanmış. Patmos kasabasında Aziz Yuhanna Manastırı, altıncı yüzyıldan -el yazmasının parçaları da dahil olmak üzere- yaklaşık 2.000 eski kitaptan oluşan bir koleksiyona sahip olan kütüphanesi ile ünlüdür. Manastır Kilisesi (Katholikón) freskleri dikkat çekici güzellikte.
Patmos
Patmos Adası ayrıca sahili, doğa yürüyüşleri ve huzurlu bir tatil isteyenler için idealdir. Adanın büyük kısmı çarpıcı doğal manzaralar sunuyor. Plajda eğlenceli vakit geçirmek isteyenler su sporu ve restoranlar ile ünlü Kámpos plajını tercih edebilir. Bir diğer popüler plaj da Grikos Köyü‘nün içinde yer alan plajdır. Ada merkezinde birçok geleneksel pastane ve kafenin yanı sıra deniz kenarındaki tavernalar sirtaki eşliğinde taze balık ve mezeleriyle eşsiz bir Yunan gecesi sunuyor.
9- Paros
Paros
Muhteşem doğa manzarası, güzel plajlar ve samimi köyler, Kiklad Adaları’nın kalbindeki Paros Adası’na pek çok ziyaretçiyi çekmektedir. Paros’un merkezi Parikia, tipik Yunan evleri, şık köşkleri ve Panayia Ekatontapyliani’nin önemli altıncı yüzyıl Kilisesi ile şirin bir köydür. Kilise, adadaki çeşitli kiliselerden ve manastırlardan sanat eserleri sergileyen Parikía Bizans Müzesi‘ni barındırıyor. Arkeoloji Müzesi, adanın tarihi eserlerini görmek için gitmeye değer. Paros’taki diğer kayda değer köyler arasında büyüleyici bir limana sahip bir kent olan Násosa‘dır. Nasosa’da yüzmek için Loyarás plajı ve Písso Livádi plajı tercih edilebilir. Adada birçok doğal yürüyüş parkuru var. Paros’ta geçirecek çok vaktiniz varsa küçük Antiparos adasına feribot ile günübirlik gidebilirsiniz.
10- Folégandros
Folegandros
Henüz turistler tarafından istila edilmemiş, Yunan Adaları arasında saklanan Folégandros Adası, Milos ile Santorini arasındadır. Bu romantik ada muhteşem bir doğa güzelliğine sahip. Adanın merkezi Hóra sıcak ve samimi evleriyle tam bir tatil köyünü andırır. Denizden 200 metre yükseklikte bir kayalığın üzerinde olan Venedik Kalesi, harika bir deniz manzarası sunar. Adadaki görülmesi gereken bir diğer yer de Meryem Ana Kilisesi’dir. Restoranlar, butik oteller ve alışveriş dükkanlarıyla dolu olan güzel manzaralı Karavostası‘nı da ziyaret etmeyi unutmayın.
11- Lefkada
Lefkada
Lefkada Adası kırsal yaşam tarzını koruyan, diğer Yunan Adalarına göre daha az turistik bir adadır. Çoğu turist adayı berrak denizi için tercih eder. Lefkada çevresindeki en iyi plajlar merkezden 45 kilometre uzaklıktaki Porto Katsiki ve 30 kilometre uzaklıktaki Egremni Plajı‘dır. Adanın deniz yamacında bulunan şirin balıkçı köyü Poros, yöresel yemekler sunan sahil kenarı restoran ve tavernalarıyla muhteşem anlar yaşatabilir.
12- Lesvos (Midilli)
Lesvos
Girit ve Rodos’tan sonra Yunanistan’ın en büyük üçüncü adasıdır. Hareketli bir yaşama ev sahipliği yapan bu adada limanın çevresinde birçok restoran ve taverna bulunur. Limanın hemen yanında bulunan Ermu Caddesi adanın en hareketli yeri. Burada alışveriş dükkanlarıyla birlikte şehir yaşantısına geri dönmüş hissedebilirsiniz. Adanın en popüler plajı ünvanına Vatera sahip. Melinda, Tarti, Anaksos ve Petra plajları da yüzmek için ideal.
13- Chios (Sakız)
Sakız Adası
Çeşme’den yirmi dakikalık bir feribot yolculuğuyla ulaşabileceğiniz Sakız Adası her yaz Türk akınına uğrar. Haliyle adadaki çoğu esnaf Türkçe bilir. Adanın ismi, adayı çevreleyen sakız ağaçlarından gelir. Oldukça büyük bir coğrafyaya hakim, şehir merkezinde kendinizi bir adada değil, şehirde hissedebilirsiniz. Ancak hala gelenekselliğini koruyan köyleri ziyaret ederseniz, Sakız Adası’nın orjinalliğine ulaşabilirsiniz. Pirgi Köyü bunlar arasında en etkileyicisi. Yunan Adaları arasında en yakın olanlarından biri.
Bodrum’dan karşıya baktığınızda görebildiğiniz bu ada feribotla sadece yarım saat uzaklıkta. Bodrum’dan günübirlik seferlerin düzenlendiği adayı bu kısa sürede keşfedebileceğinizi pek düşünmüyoruz. Bu yüzden en az birkaç gününüzü buradaki tarihi yerlere ve berrak plajlara ayırmalısınız. Adaya iner inmez geniş bir sahil şeridiyle karşılaşacaksınız. Sahilde bulunan restoranlarda Yunan yemeklerinin lezzetine baktıktan sonra limanın yakınındaki Hipokrat Ağacı‘ndan keşfe başlayabilirsiniz. Bir efsaneye göre Hipokrat, bu ağacın altında birçok kişiye tıp eğitimi vermiş. Adadaki antik kentlerin yanı sıra görmeye değer camiler de var. Tarihi keşiften sonra Paradise, Lambi veya Tikagi plajlarında yorgunluğunuzu atabilirsiniz.
15- Milos
Milos
Atina’dan feribot ile 2.5 saatlik bir yolculuğun ardından ulaşabileceğiniz Milos Adası, Girit ile Atina arasında kalıyor. Volkanik ada, köyleri ve plajlarıyla büyüleyici bir güzelliğe sahip. Tsigrado ve Friplaka plajları berraklığıyla favoriler arasında. Eski şehir kent meydanının ara sokaklarında ufak ama şirin Yunan restoranları bulunuyor. Lezzetli yemekler için kararsız kalabilirsiniz. Kalamos volkanik merkeze de uğramadan dönmeyin, volkanik adanın dumanlarını görme imkanınız var!
Yunan Adaları bu yaz tatiliniz için iyi bir seçenek olabilir. Feribotlar ile adalar arasında kolayca seyahat edebilirsiniz veya Vizesiz Yunan Adaları turuna çıkabilirsiniz. Ekonomik açıdan da yormayacak bir tatil olacağından eminiz.
Antalya iline bağlı olan Alanya, kentin en büyük ilçesi olduğu gibi gözde turizm merkezlerinden de biridir. Gerek tarihi gerekse doğal güzellikleri ile her yıl sayısız turisti ağırlayan belde, aynı zamanda eşsiz kumsallarıyla da dillere destan olmuştur. Ciddi sayıda yerli ve yabancı turist akınına uğrayan Alanya, yaz sezonunda nüfusu mevcut nüfusun 3 katına yükselmekte ve hatta geçebilmektedir. Hareketli şehir yaşantısından uzak kalmak isteyenlerin tercihi olan tatil bölgesi, aynı zamanda sanayi bölgesinden uzak tertemiz bir havaya sahip olmasıyla da tercih sebebini her geçen yıl artırmaktadır. Bunun yanı sıra kilometreler boyu uzayan tertemiz kumlu sahili ile de ziyaretçilerini cezp etmektedir. Tabi ki, Alanya sadece deniz ve kumdan ibaret olmayıp, Alanya Gezilecek Yerler konusunda merak duyan kişiler için pek çok tarihi ve doğal güzelliklerin de bölgede yer aldığını söyleyebiliriz. Bu yerler hakkında fikir edinmeniz ve daha kolay tatilinizi planlayabilmeniz adına yazımızın devamında bazı bilgileri sizlerle paylaşacağız. Alanya’yı daha yakından tanımak için yazımızı detaylıca inceleyebilir ve şehrin genel yapısı hakkında bilgi edinebilirsiniz.
Alanya Gezilecek Yerler
Alanya tatiliniz veya seyahatiniz esnasında sadece muhteşem plajlarda vakit geçirmek yerine görebileceğiniz doğa güzelliklerini ve kültürel yerleri de bir araya getirelim dedik! Bu yüzden listemizde Alanya’nın en önemli yerleri, müzeleri, mağaraları, plajları ve diğer yapıları bulunuyor.
Kızıl Kule
Alanya Kızıl Kule Port
Alanya’nın tamamını izleyebileceğiniz geçmişten günümüze dek tahribata uğramadan ayakta kalabilen yapı, Sultan Alaaddin Keykubat tarafından inşa ettirilmiştir. Son derece görkemli bir görsele sahip olan Kızıl Kule, tartışmasız görülmeye değer bir mirastır. Berrak denizi karşısına alan kalenin muhteşem manzarası nefesinizi kesecek.
Alanya Müzesi
Alanya Arkeoloji Müzesi
Etnografik ve arkeolojik eserlerin yer aldığı bu müzede oldukça eski dönemlerin izlerine rastlayabilirsiniz. Alanya’da yapılan arkeolojik araştırmalar sonucu elde edilen eserlerin büyük bir kısmı burada sergilenir. Alanya tatiliniz kısıtlı bir zaman dilimini içerse dahi mutlaka ziyaret etmenizi tavsiye ederiz.
Alanya Kalesi
Alanya Kalesi
Alanya’nın en önemli simgelerinden biri olan bu kale yine Sultan Alaaddin Keykubat tarafından inşa ettirilmiştir. 1200’lü yıllar olarak bilinen yapım tarihine rağmen günümüzde kale halen ayakta kalmıştır ve ihtişamlı bir görsele sahiptir. Kalenin her noktasına girebilir ve tarihin içinde kısa bir gezinti yapabilirsiniz.
Fosforlu Mağara
Fosforlu Mağara Girişi
Doğa güzelliklerinin ön plana çıktığı Alanya’da görmeye değer birçok mağara da var. Bunlardan biri Fosforlu Mağara. Adını içerisinden gelen ışık oyunlarından alan mağarayı tekne turlarıyla görebilir ve farklı bir deneyime imza atabilirsiniz. Mağaranın içine herhangi bir ışık girmediği söylenir. Böylece turkuaz rengi denizin karanlıkla buluşması ilginç görüntüleri ortaya çıkarır. İçinden geçerken resim çekinebilir, oradaki atmosferi ölümsüzleştirebilirsiniz.
Sapadere Kanyonu
Sapadere Kanyonu
Çağlayan akar suların oluşturduğu havuzun keyfini sürmek, o ana kadar hiç bu kadar eğlenmediğinizi anlamanızı sağlayacaktır. Görsel güzelliğiyle büyüleyici özelliğini taşıyan bu alan, Alanya gezilecek yerler listesine mutlaka eklenmelidir. Özellikle hafta içi giderseniz tam da görseldeki görüntüyü yakalayabilir, bu harika akarsunun altında kimsenin olmadığı anlarda yüzebilirsiniz.
Alara Kalesi
Alara Kalesi
Alaaddin Keykubat tarafından yaptırılan bu kale kesinlikle görülmeye değer bir noktadır. Alanya’nın biraz dışında kalıyor olsa bile zaman sorunu olmayan her kesin görmesi tavsiye edilecek kadar önemli bir tarihi yapıdır. Görselde yeşilin ve gökyüzü mavisinin içinde neredeyse gözükmeyen kalenin özeti tam da bu. Tam olarak karşıdaki dağın tepesinde ve yamaçlarında yer alan kale, muhteşem doğa manzarası sunuyor.
Dim Mağarası
Dim Mağarası
Ortalama 300 metreyi aşkın uzunluğu ile mağaraya adım attığınızda her adımınızda farklı bir büyü ile karşılaşacağınız güzelliği taşıyan bir nokta olduğu söylenebilir. Alanya gezisinde kesinlikle uğrak yerlerinizde biri olmalıdır. Ziyaret ettiğinizde emin olunuz ki pişman olmazsınız.
Damlataş Mağarası
Damlataş Mağarası
1948 senesinde vapur iskele yapımında patlatılmış olan bir mayın ile tesadüfen ortaya çıkan bu eşi benzeri olmayan güzellik, Damlataş Plajı ile oldukça yakın bir mesafede yer alır. Dolayısıyla bölgeye geldiğinizde hem bu güzelliği keşfedebilir hem de yazın kavurucu sıcağından denize girerek kurtulabilirsiniz. Bölgede tarihi bir gezi yapabileceğiniz gibi aynı zamanda denizden de faydalanabilmeniz, sizlere avantaj sağlayacaktır.
Damlataş Plajı
Damlataş Plajı
Mavinin en güzel halini sergileyen bu plaj hem dinlenme hem de eğlence için ilk sıralarda yerini almaktadır. Gerek yerel halk gerekse turistlerin de sıklıkla uğrak yeri olduğundan mutlaka görülmeye değerdir.
Alanya Atatürk Evi Müzesi
Alanya Atatürk Evi Müzesi
Atatürk’e ait yazışmalar, resimler ve dönem eşyalarıyla döşenmiş bu müzenin farklı bir atmosferi vardır. Geçmişe yolculuk yapmaktan hoşlananlar için doğru bir gezi noktadır.
Hasanağalar Konağı
1900’lü yıllarda inşası yapıldığı bilinen yapı, Alanya evleri içinde genel alanı ve yüksekliği ile en gösterişli yapılardan biri olarak tarihe geçmiştir. Alanya belediyesine tahsis edilen yapıda zaman içinde sergi gibi kültürel faaliyetler oluşturulmaktadır. Eğer denk gelirseniz mutlaka ziyaret etmelisiniz.
Disneyland Lunapark
Özellikle çocuklu ailelerin mutlaka ziyaret etmesi gereken eğlence merkezlerinden biri olan bu yerde, bir hayli fazla ürün bulunmakta ve her birinden ayrı keyif alındığı söylenmektedir. Ailece mutlu anılar biriktirmek isterseniz uğrak yerlerinizden biri olmasında fayda vardır.
Clup Begonvil
Alanya turizm sektöründe önemli yerlerden biridir ve gerek tarihi gerekse konaklama alanları ile de tercih edilmektedir. Clup Begonvil de kişilerin tüm streslerini atabilecekleri denize sıfır tertemiz kumasala sahip bir tesistir. İster kumlu plajının keyfini sürebilir, isterseniz de havuzunda yüzerek şezlongunda güneşlenebilirsiniz.
Kleopatra Plajı
Kleopatra Plajı
Altın sarısı kumu, dibi görünen 10 metreye kadar sığ berrak denizi ve geniş ferah sahili ile tercih sebebini artıran bu plaj, Damlataş Plajı ile yan yanadır. Sessiz ve sakin çevresi ile huzurlu ve mutlu bir tatil geçirmek isteyenler için ideal bir seçim olacaktır. Dünyaca ünlü bu plaj özellikle yabancı turistler tarafından çokça ziyaret edilir ve bilinir. Bu yüzden yüzecek vaktiniz yoksa bile bu plajı Alanya gezilecek yerler listenize eklemenizi öneririz.
Havana Beach Clup
Sakinlikle birlikte eğlencenin tavan yapabildiği bu alanda unutulmaz bir süreç geçirmeniz mümkündür. Tatil anlayışınıza göre sahilinde kendi başınıza kafa dinleyebilir veya yapılan çeşitli yarışma ile aktivitelere katılım sağlayarak sınırsızca eğlenebilirsiniz.
Alanya’da Nerede Kalınır?
Konaklama konusunda oldukça fazla alternatif sunan Alanya, merkezinde herşey dahil konseptli birçok otel yer almaktadır. Bu oteller arasında ultra lüks hizmet veren tesisler olduğu gibi orta halli tesislerde vardır. Ancak genel açıdan değerlendirilirse her keseye uygun şekilde Alanya Konaklama konusunda ziyaretçilerine çeşitli olanaklar tanımıştır. Otellere hizmet açısından bakılırsa geneli temiz ve bakımlı yapılırdan oluşmaktadır. Sahil şeridi boyunca fazlaca apart ve butik otele rastlayabilir, hatta bu tesislerde konaklamanın yanı sıra su kaydırağı, havuz ve birden fazla etkinlik sunan tesislerden faydalanabilirsiniz. Ayrıca yine sahil kıyısında konumlanan tatil köylerinde konaklamayı tercih etmeniz de sizler için çok daha keyif verici olabilir. Aşağıdaki otel tavsiyelerimizin üzerine tıklayarak Booking’ten rezervasyon yapabilirsiniz.
Hatipoglu Beach Hotel (3 yıldız): Kleopatra plajına oldukça yakın, iyi hizmet sunan ve iyi konuma sahip bir otel.
Antique Roman Palace (4 yıldız): Muhteşem hizmetiyle ön plana çıkan bu otelin terasının harika bir manzarası var. İyi konuma da sahip 4 yıldızlı bu oteli tavsiye ediyoruz.
Alanya gezilecek yerler yazımızın sonuna geldik. Eğer Antalya merkezine de yolunuz düşerse aşağıdaki Antalya gezilecek yerler yazımıza da göz atmanızı öneririz.
1985 senesinde UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası listesine eklenmiş olan Kapadokya, Nevşehir ilinin bir ilçesidir. Tarihi kültür bakımından oldukça zengin olan bu doğa harikası bölge, 60 milyon evvel yanardağların püskürtmüş olduğu lav ile küllerden ötürü zaman içinde başkalaşarak meydana geldiği söylenmektedir. Birçok medeniyete ev sahipliği yapan bölge yerleşim alanı olarak kullanılmış ve eski insanlar tarafınca evler, kiliseler gibi çeşitli yapılar inşa edilerek, bu yapılar günümüze kadar taşınmıştır. Kapadokya’ya adım atmak her bireyin kendini bir film sahnesindeymişçesine farklı atmosfere kaptırmasını sağlamaktır diyebiliriz. Hayal sınırlarını zorlayan büyüleyici coğrafi güzelliği ve bir o kadar yeraltı zenginliği sayesinde görülmeye değer yerlerden biri olarak bu yazımızı sizlere fikir olması adına Kapadokya Gezi Rehberi olarak derledik. İncelemeniz durumunda nedir? Ne yapılır? Nerede kalınır? Gibi aklınıza takılan tüm sorulara cevap bulabilirsiniz.
Kapadokya’ya Ne Zaman Gidilir?
Kapadokya bölgesinin karasal iklime hakim olmasından ötürü kış ayları bir hayli sert geçmektedir. Bu nedenle bölgeyi ziyaret etmek isteyenler için en uygun zaman Nisan ile Ekim aylarıdır. Bahar ve yaz sezonunda bölgeyi ziyaret edenler oldukça keyifli zaman geçirebilirler. Özellikle bahar aylarında etrafın yeşillenmesi, havanın berraklaşması ve ılımlı havasıyla muhteşem görüntülere şahitlik etmeniz mümkün. Eğer balon turuna çıkacaksanız yağmurlu, rüzgarlı ve sisli günleri tercih etmemeniz gerekiyor. Bu yüzden Kapadokya bileti almadan önce hava durumunu incelemek çok fazla önem arz etmektedir.
Kapadokya’ya Nasıl Gidilir?
Ülke turizmi açısından önemli bir nokta olmasından ötürü ulaşım bir hayli kolay olup, kara, deniz ve hava yolu ile tercihe bağlı gidilebilmektedir.
Karayolu: İstanbul-Ankara istikametini kullanarak kara yolu ile ulaşım sağlanabilir.
Demir yolu: Tren ile ulaşmak istediğinizde ise direk Kapadokya’ya Ulaşım olmadığı için önce Kayseri’ye geçmeniz ve oradan tren garı aracılığıyla Kapadokya’ya ulaşmanız gerekecektir.
Hava yolu: ulaşımında ise Nevşehir veya Kayseri illerine iniş yaparak ulaşabilirsiniz. Türk Hava Yolları ve Pegasus ile uçuşunuzu gerçekleştirebileceğiniz olanaklar var, özellikle THY uygun fiyatlarla karşımıza çıkıyor. Nevşehir’den yarım saat, Kayseri’den 1 saat uzaklıkta olan Kapadokya’ya ulaşım için genellikle Nevşehir tercih ediliyor. İki havalimanından da Havaş servisleriyle Kapadokya’ya gidişler sağlanmaktadır. Ayrıca havaalanından araç kiralayarak da kısa sürede gidebilirsiniz.
Kapadokya’da Nerede Kalınır? Kapadokya Otelleri
Etkileyici atmosferi ile görenleri hayran bırakan Kapadokya, konaklama konusunda son yıllarda gördüğü rağbet ile seçeneklerini de çoğalttığı görülmektedir. Standart otel konseptinin yanı sıra mağara otelleriyle de gündeme gelen bölge, kişilere farklı bir deneyim yaşama olanağı tanımaktadır. Yapısı gereği yazın serin kışın ise sıcak olan mağara otelleri oyuk kayaların içine kurulmuş olup, oldukça farklı bir hava sağlanmıştır. Fikir edinmeniz adına Kapadokya’da Konaklama için bazı seçili otelleri aşağıda bilginize sunmuş bulunmaktayız.
Maccan Cave Hotel: 20.00 ile 100.00 EURO arasında değişken fiyatlarla hizmet vermektedir.
Bu tesisler bölgedeki yoğun konaklama noktalarından sadece birkaçıdır. Bütçenize ve isteklerinize uygun şekilde tercih yapabilir ve keyifle tatilinizi yapabilirsiniz. Kapadokya’daki diğer otelleri görmek için buraya tıklayın.
Kapadokya’da Gezilecek Yerler
Gezmeye doyamayacağınız, gördüğünüz güzellikler sayesinde büyüleneceğiniz beldelerden biri olan Kapadokya’da Gezilecek Yerler bir hayli fazladır. Bu bölgeye ziyaret etmeden önce her karesini görebilmeniz için zamanınızla doğru planlama yapmanızı tavsiye eder, aşağıda fikir edinmeniz açısından gözde merkezlerini değerlendirmenizi önermekteyiz. Kapadokya içinde görülmesi gereken yerlerin arası uzak olabiliyor. Bu yüzden ulaşım konusunda iyi bir planlama yapmanız gerektiğini tekrar hatırlatıp, mümkünse araç kiralamanızı tavsiye ediyoruz. Ayrıca bu doğa güzelliklerinin arasında kiralayacağınız ATV ile dolaşmak da muhteşem bir deneyim olacaktır.
Doğa turizmine ciddi ölçüde katkı sağlayan bölge oldukça etkileyici bir görüntüye sahiptir. Uzun yıllar boyu Melendiz Çayı’nın aktığı vadi aşınma sonucu bugün kanyon görünümünü alarak çok daha ihtişamlı bir görüntüyü ziyaretçilerine sunmaktadır. İnsana huzur veren doğasının yanı sıra geçmişten kalan tarihi kiliseleri ile de görülmeye değer yerlerin başında gelmektedir. 07.00 ile 19.00 saatleri arasında 10 tl giriş ücreti ödeyerek ziyaret edebilirsiniz.
Kaymaklı Yeraltı Şehri
Kaymaklı Yeraltı Şehri
Bölgenin en gizemli yapılarından biri olan bu yer ortalama M.Ö 3000’li yıllara uzanan tarihi bir geçmişe sahiptir. 8 katlı olan bu yapının 4 katı ışıklandırılmış ve ziyarete açılmıştır. İçerisinde havalandırma bacaları, şarap ile su depoları, salonlar, odalar ve kiliseler gibi çeşitli bölmeler bulunmaktadır. Bu muazzam güzelliği ziyaret etmek isteyenler 8.00 ile 19.00 saatleri arasında 20 tl giriş ücreti ödeyerek ilginç bir deneyim elde edebilirler.
Göreme Milli Parkı
Göreme
Yerli ve yabancı turistlerin en çok uğrak yerlerinden biri olan bu park aynı zamanda Göreme Açık Hava Müzesi ile de dikkat çekmektedir. Geçmiş yıllarda volkanik lavların patlaması üzerine şekil almış kayaların muhteşem görüntüsü, kesinlikle görülemeye değerdir.
Temenni Tepesi
Temenni Tepesi
Vecihi Paşa tarafınca Kılıçaslan için 1288 senesinde yaptırılmış olan anıt mezarının yer aldığı Tepenni Tepesi, şehri kuşbakışı izlemek isteyenler için ideal bir noktadır. Muhteşem bir manzaranın ayaklar altına serildiği yerde resim çekinerek anılarınızı ölümsüzleştirebilirsiniz.
Turasan Şarap Evi
Turasan
Şarabın en iyi lezzetini tadabileceğiniz bu merkez 1943 senesinde kurulmuş olup, bir kayanın tamamen oyularak üst katı tadım yeri alt katı ise şarap mahzeni olarak tasarlandığı yerdir. Şarap severler için uğranması gereken önemli bir noktadır.
Ortahisar Kalesi
Ortahisar Kalesi
Ürgüp ile Göreme arasında ye alan kalenin Bizanslılar tarafından inşa edildiği düşünülmektedir. Birbirine bağlantılı şekilde oyulan oda, tünel ve koridorlar ile muazzam bir görseli teşkil eden yapı, en tepesine tırmanıldığında akılların alamayacağı kadar güzellikte bir seyre ön vermektedir.
Derinkuyu Yeraltı Şehri
Derinkuyu Yeraltı Şehri
Kapadokya yeryüzünde tarihi açıdan oldukça değerli bir şehirken aynı ölçüde yeraltında barındırdığı şehirleriyle de apayrı bir diyardır diyebiliriz. Eski insanların barınma, yerleşim alanı ve stratejik planlara dayalı inşa ettikleri bu eşsiz miraslar, günümüzde yerli ve yabancı turistlerin fazlaca dikkatini çektiğinden her yıl sayısız ziyaretçiyi ağırlamaktadır. Bu yerlerden biri olan Derinkuyu Yeraltı Şehri, Nevşehir’e yaklaşık 30km uzaklıkta Derinkuyu ilçesindedir. Farklı bir deneyim kazanmak isteyenler için tartışmasız görülmeye değerdir.
Zelve
Zelve
Geniş gövdeli ve sivri uçlu peri bacalarının yoğun şekilde bulunduğu Zelve bölgesi, 3 vadiden oluşmaktadır. 9 ile 13.yüzyıllarda halkın dini merkezi olduğu gibi ayrıca yerleşim merkezi olduğu bilinmektedir. Bunun yanı sıra eğitim merkezleri olarak manastır ve çeşitli kiliseler de yine bu bölgede yer almaktadır. Tarihi dokusu bozulmadan günümüze kadar gelmiş olması, Kapadokya’da Gezilecek Yerler arasına girmesini sağlamıştır.
Güllüdere Vadisi
Güllüdere
Eşsiz bir manzaraya sahip olan vadi, Kapadokya Gezisi esnasında mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir noktadır. Tarihi ve doğa güzelliklerini seyre dalabilir, patika yollarında yürüyüş yapabilir ve kuş sesleri eşliğinde çayınızı yudumlayarak muhteşem anlar yaşayabilirsiniz.
Aşk Vadisi
Aşk Vadisi
Peri bacalarını tepeden seyre dalabileceğiniz ve aynı zamanda çevresindeki kayaların muazzam güzelliği kesinlikle sizlere kendisine hayran bırakacaktır. Bununla birlikte yürüyüş yapabileceğiniz ve yürürken buram buram tarih kokan yapıları inceleyebileceğiniz ideal bir gezi noktasıdır.
Kapadokya Balon Turu Hakkında Bilgiler – Balon Fiyatları
Kapadokya Balon Turu Kalkış Anı
Balon gezileri ile ünlü olan Kapadokya turizm beldesi, eşi benzeri olmayan tarihi ve doğa güzelliklerine sahiptir. Bölgeyi yürüyerek veya araç ile her kısmını görmek tabi ki birkaç günü alacaktır. Fakat hızlı bir şekilde bölgeyi gezmek istiyorsanız en iyi keşif yöntemi tabi ki, Kapadokya Balon Gezisi olacaktır. Kaya evleri, peri bacaları ve bahçeler arasından manevra yaparak geçen balon ile bu muhteşem coğrafyaya sahip alanı tepeden izleyebilir, unutulmaz güzellikle mutlu anlar biriktirebilirsiniz. Balon gezisinin yapıldığı bölgede birden fazla rengi içeren balon çeşitleri görebilirsiniz. Çünkü bölgede hizmet veren farklı firmalar bulunmaktadır. Genel olarak merak edenler için balonlar 2 ila 24 kişilik kapasiteye sahip olup, Kapadokya Balon Fiyatları ise normal şartlarda 600 TL’den başlıyor. Ancak yoğun talep dönemlerinde belirli indirimler yapılmakta olup, aynı zamanda erken rezervasyon ile de neredeyse yarı yarıya varan indirim hakkı kazanmanız mümkün olacaktır.
Kapadokya Balon Turu
Kapadokya Gece Hayatı
Tarihi güzelliklerinin yanı sıra her yaştan insana hitap eden eğlence merkezleri de bulunan Kapadokya/ Avanos’ta Türk kültürüne ait halk oyunlarının sergilendiği mekanlar bulunmaktadır. Canlı müzik dinlemek isteyenler için Göreme ideal bir nokta olacaktır. Daha çok gençlere hitap eden gece kulüpleri ise Ürgüp de bulunmaktadır. Eğlence anlayışınıza göre seçim yapabilir ve tatilinizin keyfini çıkarabilirsiniz. Kapadokya konseptini yansıtarak eğlenceli bir gece hayatı sunan Red Rock Cave Bar önerilerimiz arasında.
Kapadokya’ya akın eden yabancı turistler genellikle akşamlarını geleneksel Türk gecesi etkinliklerine katılarak harcıyor. Tur kapsamında veya herkese açık düzenlenen Türk gecesi kapsamında Türk kültürüne ait yiyecekler ve içecekler sunulurken geleneksel danslarımız ve müziklerimiz tanıtılıyor. Dansöz veya diğer halk oyunlarının eşliğinde muhteşem bir gece yaşamak için bu seçeneği de değerlendirebilirsiniz.
Kapadokya Alışveriş
Bu bölgede gerek sevdiklerinize gerekse kendinize alabileceğiniz çeşitli hediyelik objeler bulunmaktadır. Topraktan yapılan süsler, sultan taşından elde edilen eseler oldukça dikkat çekicidir. Zevkinize bağlı sınırsız seçenek arasından seçim yapabilir ve anılarınızı her baktınız da hatırlayabilirsiniz.
Çoğu turistik noktanın etrafında hediyelik eşya alabileceğiniz yer bulunuyor. Ayrıca Ürgüp merkezinde hediyelik eşya dükkanlarının bulunduğu birçok yer bulunuyor. Kapadokya’yı temsil eden irili ufaklı birçok hediyeyi bu dükkanlardan temin edebilirsiniz.
Kapadokya’da Ne Yenir?
Yemek konusunda harikalar yaratan Ürgüp, Göreme ve Uçhisar bölgesinde bulunan restoranlar, özellikle bölgenin meşhur lezzeti Testi Kebabı konusunda oldukça marifetli denilebilir. Bunun yanı sıra bu bölgeleri ziyaret ettiğinizde Düğün Çorbası, Tandır, Güveç ve Saç Tava çeşitlerini de denemeniz tavsiye edilir. Ana yemekler 40 TL ile 50 TL civarında iken mezeler genelde 20-25 TL arasında sunulmaktadır.
Yemek konusunda birkaç mekan tavsiyemize ise şu şekilde:
Gözleme ve börek tarzı yiyeceklerin en iyisi için Nazar Börek,
Kebap ve etli yemekler için Dayı’nın Yeri,
Geleneksel yemekler için Seten, Muti, Dibek ve Zeytin Cafe.
Kapadokya Turu İpuçları
Kış mevsiminde bir hayli sert rüzgarla karşılaşacağınız bölgede yazın aynı oranda sıcağa maruz kalabileceğinizden mutlaka önleminizi almanız gerekir.
Otel seçiminizi özenle yapmanız gerekiyor. Bazı otellerin ısıtma sistemi gerçekten kötü. Soğuk bir gece geçirmemek için Kapadokya otel tavsiyeleri bölümümüze tekrar göz atabilirsiniz.
Bölge ziyaretinizde balon turu, ATV turu ve at turu yapmaya özen gösterin. Çünkü hayatınız boyunca görmediğiniz güzelliklere şahit olacağınızdan hiç kuşkunuz olmasın.
Yöre halkı hiç ummadığınız kadar samimi ve sıcak kanlıdır. Dolayısıyla esnafıyla muhabbet etmekten kaçınmayın. Emin olunuz ki farklı kültürleri tanımak sizlere artı katacaktır.
Gezi rotasını kesinlikle önceden belirlemelisiniz. Çünkü bu kente ayak bastığınızda anda büyüleneceğiniz için boşa zaman harcamamanız önemlidir. Görebildiğiniz kadar fazla yerini keşfetmek her bakımdan fayda sağlayacaktır.