İslam türbe mimarisinin en önemli eserlerinden bir olarak kabul edilen Tac Mahal, Hindistan’ın Ağra şehrinde 1631-1654 yıllarında inşa edilmesi olarak bilinmektedir. Yani bir anıt mezar olarak karşımıza çıkarak yıl genelinde de milyonlarca turistin ziyaretine açılmaktadır. Ağranın yumana nehri kenarında yapımı tamamlanan anıt mezarımız Babür İmparatorluğu 5. Hükümdarı olan Şah Cihanın 17 Haziran 1631 yılında genç yaşta ölen eşi için yapılmıştır. Yapıt aynı zamanda Şah Cihanın hâkimiyeti dönemindeki güç ve kudretini de temsil etmektedir. Her ne kadar güç ve kudreti temsil etmiş olsa da aynı zamanda da iki eşin birbirine olan sevginin de sembolüdür diyebiliriz. Şah Cihan tam anlamı ile 14. Çocuğunu dünyaya getirirken ölen eşine duymuş olduğu sevginin tesellisini böylesine şehvetli bir mezar Tac Mahal yaptırarak sanat ve mimariye yönelmiştir. O günden bu güne kadar ziyaretçilerine açık olması ile bilinen yapıtımız bir de 1983 yılında UNESCO dünya miras listesinde yer almakla da hatırlanabilmektedir.

Tac Mahal Nerede?

Tac Mahal, şehrin güney ucunda, Yamuna Nehri kıyılarında, Agra şehrinin sınırları içerisinde yer almaktadır. Bu konum imparator için stratejik bir öneme sahipti. Yamuna Nehri’ne olan yakınlık sadece bu bölgeyi doğal bir alan haline getirmekle kalmadı, bölgenin su ihtiyacını da karşıladı. Tac Mahal’e giden yolda Mumtaz Mahal ve Şah Cahan’ın mezarlarını barındıran cami, misafirhane ve türbeden oluşan bir dizi binadan oluşan kompleks bulunur. Uzun ve güzel bir geçit, saf beyaz mermerden yapılmış ana türbeye gider. Tac Mahal’in güzelliğinin yarısının, durduğu bu stratejik konumdan geldiğine inanılıyor.

Tac Mahal Hakkında Bilgi

İki yanında simetrik yapılar olarak inşa edilmiş olan Türbe, cami ve konuk evi ile de anıtsal girişleri bulunan bütünlüğü kapsamaktadır. Tekrar hatırlatacağımız gibi 1632 yılında yapımı başlanan Tac Mahal çevre düzenlemesi ile birlikte yapımına 1652 yılında son verilmiştir. Türbenin inşası için mimarlardan ve ustalardan oluşan geniş kapsamlı bir grup oluşturulmuştur. Genel açıdan açıklayacak olursak Osmanlı, İranlı, Suriyeli ve Hint ustaları inşaat için görev almaktadır. Bağdat’tan hattat ustaları, Buhara’dan kakma ustaları, Semerkant’tan minare yardımcıları, İstanbul’dan kubbe ustaları, Kandahar’dan taş ustaları, Şiraz’dan da taş ustaları getirilmiştir. Diğer bir ince ayrıntısı ise Tac Mahal yapıtının mimarisi bakımından kim olduğu konusunda birçok ileri sürülmektedir. Dünya genelinde tarihi geçmişlerimize baktığımız zaman yapıtların ne kadar değerli olduğunu ve bu değerleri kazanması için de ne kadar çaba sarf edildiğine şahit olmaktayız. Yapımı bakımından da oldukça ince elenip sık dokunan tabir ile ince ayrıntılara yer verildiğini görmekteyiz. Yapımı aşamasında parlak, ince ve mavi damarları bulunan beyaz mermer kullanımına yer verilmiştir. Yapısı gibi kubbesi ile de göz kamaştırmasından dolayı aynı mermerin kubbe içinde kullanıldığı hatta yapıdan ve yerden yüksekliğinden itibaren 82 metre olduğu gözlemlenmektedir. Kubbe ise Mimar İsmail Efendi tarafından yapılmış ve 1648 yılında da bitirilmiştir. Yapıda yer alan yazıları yazan kişi ise Hattat Settar Efendidir. Kubbe üzerinde altınlı bir alem bulunduğu her açıdan da belli olmaktadır.

Toplamda 4 tane minaresi bulunan anıtın dört tarafında ise Hattat Settar Efendi tarafından yazılan Yasin suresi yazılmıştır. Toplam süre olarak 20 yılda tamamlanan inşanın inşaat aşamasında da mimarların ve ustaların yanı sıra günde 20 bin işçinin çalıştığı bilinmektedir. 305*580 ölçülerinde bulunan dikdörtgen bir avluda yer alan Tac Mahal dört çevresinde de 33 metre yüksekliğinde taç kapıları bulunmaktadır. Üst katta kubbelerin altında yer alan sandukaların bulunduğu yerdeki kubbede insan ağzından çıkacak olan her sesin 7 kez yankılanacağı akustiğe sahip olması da dikkatlerden kaçmamaktadır. Şahın ve eşinin asıl lahitleri ise tatbikîde en alt katta bulunmaktadır. İnsan dikkatini çeken en önemli özelliklerinden ve sırlarından bir tanesi de Tac Mahal’in yüz binlerce akik, sedef ve firuze gömülü duvarlarında bir de 42 zümrüt, 142 yakut, 625 pırlanta ve 50 adet çok iri inci olduğu bilinmektedir. Böylesine değerli ve görselliğe sahip olan anıtı sizlerin de görmesini ümit etmekteyiz. Bir gün yolunuz düşerse uğramayı unutmamalısınız.

Tac Mahal Ziyaret Saatleri

Tac Mahal gün doğumundan gün batımına kadar ziyarete açıktır. İstenilen saatlerde ziyaret edilebilir. Sadece Cuma günleri ziyarete kapalı olan yapıt, dua ve ibadet etmek isteyenlere açık. Normal ziyaret saatleri içerisinde herhangi bir kişi sayısı limiti bulunmuyor.

Tac Mahal Giriş Ücreti

Turistler için giriş ücreti 1000 Rupi. (Yaklaşık 55-60 TL’ye denk geliyor.) 15 yaş altına ücretsiz. Giriş biletini Tac Mahal’ın üç ayrı kapısından veya online olarak satın alabilirsiniz.

Tac Mahal, Hindistan – Bilgiler, İpuçları ve Resimler yazısı ilk önce Gezi Rehberleri üzerinde ortaya çıktı.

Doğa ve tarih tutkunları için oldukça zengin bir bölge olan Kastamonu, bünyesinde birçok konak, yayla, kanyon, müze, mağara, cami ve külliye barındırmaktadır. Bu doğal değerleri gezmek ve bambaşka bir deneyim kazanmak isteyenler için tatil planınıza kolaylık sağlaması adına aşağıda Kastamonu Gezilecek Yerler konusunda en fazla uğrak yerlerini sizler için sıraladık. Değerlendirmeniz durumunda daha sistemli bir gezi yapabilir ve kısa sürede olabildiğince fazla yeri görebilirsiniz.

Kastamonu’da Gezilecek Yerler

İklimi gereği Türkiye’nin sayılı doğal güzelliklerine sahip Kastamonu’da öncelikle kanyonlar, mağaralar ve yaylalar dikkat çekiyor. İlçelerinin kendine has yemekleri, yapıtları ve kültürü de ilgi çekici. Bunun yanı sıra müzeler, hatta antik kentiyle tarihe ışık tutan önemli noktaları da var. İşte bunların tamamını Kastamonu gezilecek yerler yazımızda bulabileceksiniz.

Kastamonu Saat Kulesi

Kastamonu eski Vali Nureddin Paşa tarafınca inşa ettirilen Saat Kulesi, 12 metre yüksekliğe sahip olup 1985 senesinde yapımı tamamlanmıştır. Kentin simgesi haline dönüşen kale yerli ve yabancı ziyaretçi akınına uğramaktadır. Bu yüzden biz de Kastamonu gezilecek yerler listemizde ilk sırada kendisine yer verdik. Ayrıca çevresinde yer alan kafeler de bir hayli ilgi görmektedir.

Kastamonu Kalesi

Bir hayli eski geçmişi olan Kastamonu Kalesi, 30 ila 50 metre genişlikte 155 metre yüksekliktedir. 12.yüzyılda Kommenler tarafınca Türk akınına savunma amaçlı inşa edildiği bilinen kale, 2005 senesinde belediye tarafından onarılmıştır. Kaleyi ziyaret etmek isteyen bireyler belli bir noktaya kadar araçlarıyla gidebilir ama belli noktadan sonra yürüyerek yola devam etmeleri gerekecektir. Kastamonu ve ülke tarihi için önemli bir yer olan kale, kesinlikle görülmesi gereken yerlerdendir.

Daday

Harika manzaralara sahip Daday kasabası şehir merkezinden 34 km uzaklıkta. Etli ekmeğiyle midenizi şenlendirecek bir mutfağa sahip. At çiftlikleriyle meşhur olan bu kasabada ağaçların yoğunluğu da dikkat çekiyor. Doğa severler için bir cennet. Fazla bilinmediği için ziyaretçi sayısı da az.

Pınarbaşı

Kastamonu’nun önemli ve büyük ilçelerinden Pınarbaşı hem tarihi hem de turistik açıdan oldukça zengin. Roma ve Bizanslılar döneminde önemli bir yerleşim merkezi olmuş. İlçedeki önemli turistik yerler ise şu şekilde:

• Valla Kanyonu: 800 metre derinlik 12km uzunluk ile dünyanın en derin 2.kanyonu olan Valla Kanyonu, Pınarbaşı ilçesine 26km uzaklıkta yer almaktadır. Çeşitli yabani hayvanlara ev sahipliği yapan kanyonun muhteşem bir manzarası vardır. Macerayı seven kişiler gerekli teçhizatları edinerek bu muhteşem alanın keyfini çıkarabilirler. Dünya ve Türkiye için önemli bir doğa mirası olan bu kanyonu Kastamonu gezilecek yerler arasına mutlaka sokmalısınız.

• Ilgarini Mağarası: Dünyanın en büyük dördüncü mağarası olma özelliğine sahip. Deniz seviyesinden 1250 metre yükseklikte bulunan mağaranın uzunluğu ise 800 metre. İçinde Roma ve Bizans dönemine ait birçok eser ve yapıt bulunuyor. Ayrıca devasa büyüklükteki sarkıtlar doğanın muhteşemliğini gözler önüne seriyor. Tarih için oldukça önemli olan bu mağarayı bir rehber eşliğinde gezmenizi tavsiye ediyoruz.
• Horma Kanyonu: Yine bir doğa harikasıyla karşı karşıya olacaksınız. Kanyonun dev taşları arasından akan “zara çayı” Ilıca Şelalesi’ne akar.  Kanyonda devasa nitelikte taş kazanlar bulunuyor. Yürüyüş ve kısa bir gezinti için yaya platformları oluşturulmuş durumda ancak daha kapsamlı ve derin bir yolculuğa çıkmak isteyenler rehber eşliğinde bunu gerçekleştirebilir.

• Ilıca Şelalesi: Ilıca Köyü’ne yaklaşık 12km mesafede bulunan şelalenin büyüleyici bir manzarası vardır. 10 metre yükseklikten dökülen suyun oluşturduğu havuz, şelalenin etrafını çevreleyen çeşitli bitkiler tam anlamıyla doğa harikası denilebilir güzelliğe sahiptir. Dolayısıyla Kastamonu Gezilecek Yerler listenizde mutlaka yerini almalıdır.

Taşköprü

Kastamonu’nun ünlü ilçesi Taşköprü, ismini Gökırmak’ın üzerinden geçen köprüden alır. Sarımsağı ve kuyu kebabının meşhur olduğu bu ilçede her sene sarımsak festivali yapılır. Bu yüzden seyahatinizi festival tarihine denk getirmenizi mutlaka öneririz. Sadece kuyu kebabı yemek için bile birçok kişinin ziyaret ettiği ilçede ormanlar, ev restoranlar, köprüler ve doğal manzaralar harika diyebileceğimiz nitelikte.

• Kastamonu Pompeipolis Antik Kenti: Taşköprü ilçesinde bulunan bu antik kent Paflagonya’nın başkenti idi. Kentte yapılan arkeolojik kazılardan elde edilen eserler Kastamonu Arkeoloji Müzesi’nde sergileniyor. Yapılan kazılarda Roma dönemi eserlerine, hatta tarihin en eski kalıntılarına ulaşılmıştır. Tarih meraklıları bu antik kenti mutlaka Kastamonu gezilecek yerler listesine eklemeli.

Küre Dağları Milli Parkı

Bartın Çayı’ndan başlayarak Kızılırmak’a kadar ulaşan Küre Dağları Milli Parkı, ortalama 300 km’lik genişçe bir alana kurulmuştur. Zengin bitki çeşitliliğine sahip olan park içerisinde ayı, geyik, yaban domuzu, sincap ve kurt gibi birçok hayvan ile birlikte sayısı belirli olmayan çeşitlilikte kuş türü bulunmaktadır. Ücretsiz giriş olanağı tanıyan park Türkiye’nin en önemli doğal güzelliklerinden ve yürüyüş alanlarından biridir.

Ilgaz Dağı Milli Parkı

Çankırı ile Kastamonu illeri arasında genişçe bir bölgeye 1976 senesinde kurulan Ilgaz Dağı Milli Parkı, kış sporu tutkunları için ideal bir gezi noktası olmaktadır. Bölgede dağ yürüyüşleri, tırmanma, bisiklet turları, piknik ve foto safari gibi etkinlikler düzenlenmektedir. Gün içinde sınırsızca kaymak isteyenler 40tl ücret ödemekte olup, bir sefer iniş-çıkış ücreti olarak da sadece 7,5tl ödemektedirler. Kastamonu merkezine ortalama 49km uzaklıkta olan bu doğa harikası park, görülmeye değer yerlerin başında gelmektedir.

Gideros Koyu

3500 yıl öncesinde Amazonlar aracılığıyla kurulduğu iddia edilen koy, Kastamonu Cide sahilinde yer almaktadır. Tatilimde hem deniz hem de doğa olsun diyenler için muhteşem bir nokta olan bu koy, mavi ile yeşilin en iyi şekilde keyfini çıkaracağınız bir gezi noktası olacaktır.

İsmail Bey Külliyesi

Kastamonu ilinde pek çok tarihi ve doğal güzellikler bulunur. Bunlardan biri olan İsmail Bey Külliyesi, adını almış olduğu Candaroğullarından İsmail Bey tarafından yaptırılmış olup, bölgenin en eski yapılarından biri olmaktadır. Külliye bünyesinde cami (1451), türbe (1960), medrese, hamam ve imaret bulunmaktadır. Ortalama 1-2 saatinizi ayırarak bu değerli mirası gezebilir ve tarihi kültürünüzü genişletebilirsiniz.

Liva Paşa Konağı Etnografya Müzesi

İl merkezinde bulunan müze 1870 senesinde Mir Lava Sadık Paşa tarafınca inşa ettirilmiştir. Zaman içinde tahribata uğramasından ötürü 1985 ile 1997 seneleri arasında restorasyon çalışmalarından geçirilmiş ve çalışmaların tamamlanması üzerine ziyarete açılmıştır. Müze içeriğinde Kastamonu tarihini anlatan resimler başta olmak üzere, ahşap oymacılığı, dokumacılık, el sanatları ve çeşitli değerler sergilenmektedir. Giriş ücreti 5tl olan müzeyi Kastamonu gezinizde ziyaret edebilirsiniz.

Kastamonu Arkeoloji Müzesi

1941 ila 1943 seneleri arasında Çankırı ile Kastamonu illeri arasında yapılan kazı çalışmalarında birçok tarihi eser bulunmuştur ve bu müze bu eserlerin sergilenmesi için kurularak 1952 senesinde ziyarete açık hale getirilmiştir. İçeriğinde Bizans, Roma ve Osmanlı dönemine ait eserler yer aldığı gibi müzenin bir bölümü de Atatürk’e ayrılmıştır. 1980 senesinde yenilen müze içinde pişmiş toprak, tabak ve çanak, heykel, cam eserler ve çeşitli figürler yer alır. Müzeye giriş ücretsizdir.

Cide

Kastamonu’nun en gözde ilçesi olan Cide’nin çarşısı ayrı denizi ayrı güzelliktedir. Merkezi küçük bir yer olmasına karşın aradığınız her şeyi bulabileceğiniz dükkanlar ile doludur. Ayrıca yöresel lezzetleri de merkezinde tadabilir ve damak tadınızı geliştirebilirsiniz. Sahili ise Türkiye’de en uzun sahillerden biridir diyebiliriz. Tertemiz denizi bazen çarşaf gibi sakin olsa bile Karadeniz sahili olmasından ötürü genelde dalgalıdır. Doğa ve denizi aynı anda yaşamak isteyenler için oldukça güzel bir gezi noktasıdır.

Devrekani

Küçük bir cennet olarak adlandırılabilir bölgede aynı zamanda muhteşem tarihi kalıntılar bulunmaktadır. Yolunuz Kastamonu’ya düşerse mutlaka uğramalı ve küçük bir tarihi gezi yapmalısınız. Karadeniz dağlarındaki köyleriyle farklı bir kültür ve iklim sunar. Tarım ve hayvancılık açısından oldukça gelişmiştir.

Abana

Denize sıfır küçük ve sevimli bir tatil kasabası olarak nitelendirilebilir olan Abana, genelde memurların atandığı ve emeklilerin yer aldığı bir sahil kasabasıdır. Sessizlik içinde tatil yapmayı planlarsanız, sizler için doğru bir durak olacaktır. Uzun bir sahil şeridiyle sakinliğin sembolüdür. Bu yüzden eğer kafa dinlemek ve Karadeniz’de deniz keyfi yapmak için tercih edilebilir.

İnebolu

Karadeniz’in saklı cennetlerinden biri olan Kastamonu’ya bağlı İnebolu ilçesi, muhteşem doğası, tarihi hissettiren sokakları ve kilometrelerce uzunluğa sahip sahili ile görülmeye değer bir yerdir. Farklı bir deneyim kazanmak isterseniz küçük bir kaçamak ile burayı ziyaret edebilirsiniz.

Azdavay

1946 senesinde ilçe olan Azdavay 49 köyden oluşmaktadır. İlçenin gözde oluşunun sebebi Küre Dağları Milli Parkı’nın bünyesinde olmasıyla birlikte birçok yayla, kalyon ve tarihi yapıya da ev sahipliği yapmasından gelmektedir. Dolayısıyla Kastamonu Gezisi planlarken mutlaka görülecek listenizde yer almalıdır.

 Doğanyurt

Dağlık ile engebeli bir arazi yapısına sahip olan Doğanyurt ilçesinin yerleşim bölgesi sahil kesimidir. Doğa ve denizin iç içe girmesiyle oluşturduğu muhteşem güzelliği bu bölgede keşif edebilir ve farklı bir atmosferde tatilinizi geçirebilirsiniz.

Kastamonu Yaylaları

Doğanın en güzel hissedildiği, Karadeniz’in harika iklimine sahip Kastamonu yaylaları yaz aylarında mutlaka görülmeli. Yemyeşil yaylalarda vakit geçirmek size iyi gelecek. Şehirdeki gidilmesi gereken yaylalar arasında Oluklu Yayla, Suğla Yaylası, Ayrancı Yaylası, Kösen Çayırı Yaylası, Gürcü Yaylası, Karacaoğlan Yaylası, Sarıcaörük Yaylası ve Asarbaşı Yaylası bulunuyor. En azından bir yaylayı Kastamonu gezilecek yerler listenize eklemenizi öneririz.

Kastamonu’da Nerede Kalınır?

Kastamonu’nun her ilçesinde ayrı bir güzellik ve tarihi dokunun bulunmasından ötürü her yıl fazla ziyaret edilen bir bölge olduğu söylenebilir. Dolayısıyla her ilçesinden konaklama bakımından pansiyon veya butik oteller yer almakta olup, dilen ziyaret ettiği ilçede, dileyen ise yakın bir noktada başka bir ilçede konaklama sağlayabilir. Kısacası Kastamonu Konaklama konusunda fazlaca alternatife sahip olduğundan sorunsuzca yer bulunabilirsiniz.

Kastamonu Gezilecek Yerler – Tarihi ve Turistik Yerler yazısı ilk önce Gezi Rehberleri üzerinde ortaya çıktı.

Turizm açısından ülkenin en gözde yerlerinden biri olan Nevşehir, gezmeye doyamayacağınız ve gördüğünüz yerleri hafızanızdan çıkartamayacağınız güzelliklere sahiptir. Yüzyıllara adeta meydan okurcasına geçmişten gelen dokuyu günümüze kadar taşıyan şehir, adım başı tarihi bir yapıya rastlayabileceğiniz bir kenttir de diyebiliriz. Bugün 7’den 70’e herkesin ilgisini çekecek güzellikleri bünyesinde barındıran şehir kesinlikle ziyaret edilmesi gereken bir yerdir. Daha önce buraya gelenlerin Nevşehir Gezilecek Yerler hakkında tereddüt etmeden kenti ziyaret edeceği kesindir ancak bilmeyenler için kentin en gözde noktaları hakkında bazı derlemeler yaparak fikir vermek istedik. Dolayısıyla Nevşehir gezinizi başlatmadan önce yazımızı incelemeniz, sizler için bir rehber olabilir.

Nevşehir Gezilecek Yerler – Tarihi ve Doğa Güzellikleri

Yerli ve yabancı turistlerin akın ettiği, tarihin en derinliklerine yolculuk yaparken muhteşem doğa güzelliklerine şahit edebileceğiniz bir şehir olan Nevşehir’de Kapadokya en fazla ziyaretçiyi çeken yer. Fakat diğer görülmesi gereken noktalar da es geçilmemeli. İşte bunların tamamına Nevşehir gezilecek yerler yazımızda yer veriyoruz:

Hacı Bektaş Veli Müzesi

Göz kamaştıran mimarisiyle 3 avludan oluşan bu müze içinde aslanlı çeşme, tekke cami, dedebaba köşkü, meydanevi, havuz, mihman evi gibi pek çok bölme bulunmaktadır. 1964 senesinde açılan Hacı Bektaş Veli Külliyesi, kuşkusuz Nevşehir turunda görülmesi gereken yerlerden biridir.

Özkonak Yeraltı Şehri

Düzgün şekilde oyulan odaları ve her katta bulunan haberleşme deliklerinin aynı zamanda havalandırma olarak tasarlanması, görenleri hayran bırakacak güzelliğe sahiptir. Yerin altında inşa edilen bu şehrin yerli ve yabancı turist ziyaretçisi bir hayli yoğundur.

Zelve Ören Yeri

Şahsi araç veya belediye otobüsleriyle kolayca ulaşım sağlayabileceğiniz ören yerinde gördüğünüz manzara karşısında büyüleneceğinizden hiç şüpheniz olmasın. Hıristiyanların 9 ile 13.yüzyıllarda hem dini merkez hem de yerleşim alanı olarak kullandıkları bölgenin tarihi dokusu bozulmadan günümüze kadar taşınmıştır. O dönemi hissetmek adına mutlaka görülmeye değer bir yerdir. Toplamda üç vadiden oluşan Zelve, peri bacalarının en fazla olduğu yerdir.

Temenni Tepesi

Şehri en iyi şekilde seyredebileceğiniz bu tepede unutulmaz anlara şahit olabilirsiniz. Ürgüp’ü ayaklarınızın altına seren bu eşsiz noktayı ziyaret ettiğinizde gördüklerinizi ölümsüzleştirmek adına fotoğraf çekinebilir ve güzel anılar biriktirebilirsiniz.

Yılanlı Kilise

Tarihi dokusundan bir şey kaybetmeden geçmişten bugüne kadar gelebilen yapı iki bölümden oluşur. Kuzey kısmında keşiş mezarları bulunmaktadır. Kusursuz bir görseli içeren bu tarihi yapı, ziyaretçisine bambaşka bir duygu yaşatacaktır.

Hallaç Manastırı

Adını Hallaç deresinden alan yapı tahmini 11.yüzyılda inşa edildiği düşünülmüş olup,  yüzyıllardır karşılaştığı doğal afetlere dayanmıştır ama artık bazı kısımlarından çökmeye başladığı görülmektedir. Buna rağmen her yıl yoğun şekilde ziyaretçiyi ağırlayan manastır, Nevşehir Gidilecek Yerler arasında görülesi bir noktadır.

Üzümlü Kilise

Kızılçukur vadisinde bulunan yapının iç kısmında üzüm motiflerinin olmasından ötürü adını bu sembollerden aldığı bilinmektedir. Oldukça eski bir tarihe sahip olan bu binanın yine iç kısmında palmiyeler, asmalar ve balı simgeleri gibi çeşitli semboller bulunmaktadır.

Kapadokya Kültür ve Sanat Merkezi

1954 senesinde otel konseptiyle işletilen yapı, uzun bir süre ardından restore edilmiş kültür merkezi adı altında müzeleştirilmiştir. 2002 senesinde hizmete açılan bu görkemli yapıt içinde halı ile kilim dokumacılığı, pekmez yapılışı, kız isteme geleneği gibi yerel halkın yaşam biçimi heykeller ile en güzel şekilde anlatılmaktadır. Ziyaretçiler için farklı bir deneyim oluşturan bu yer, Nevşehir gezi listesine kesinlikle eklenmelidir.

Tokalı Kilise

Her karesiyle ziyaretçisini farklı şekilde büyüleyen Tokalı Kilise, bölgenin en büyük kilisesi olarak dillendirilmektedir. 4 bölümden oluşan yapı, Kör Adamın İyileştirilmesi, Hz. İsa’nın Göğe Çıkışı gibi çeşitli sahneler buranın büyüsünden faydalanarak anlatılmıştır. İçinde aldığınız keyiften kaybolacağınız bir gezi noktası istiyorsanız, mutlaka uğrak yerlerinizden biri olmalıdır.

Ortahisar ve İshak Kalesi

Ortahisar Kalesinin karşı tarafında yer alan yapı Kapadokya’nın en önemli mimarilerinden biridir. Savaş dönemlerinde halkın ev ile ibadethanelerine gidebilmeleri için iki kale arasında gizli bir tünel olduğu kesinlik kazanmasa da dilden dile dolaşmaktadır. Birçok tarihi gezi noktasına olan yakınlığından ötürü de her sezon sayısız turisti ağırlamaktadır.

Kaymaklı Yeraltı Şehri

Ülke turizmi açısından önemli bir yere sahip olan Kaymaklı Yeraltı Şehri, yeraltı şehirleri arasında en fazla ilgi görenlerden birisidir. 8 katlı olan bu tarihi yapının her odası birbiriyle bağlantılı ve oldukça ihtişamlı bir görsele sahiptir.

El Nazar Kilisesi

Nevşehir’in merkez ilçesinde yer alan bu yapıt şehrin tarihi kalıntılarını en iyi şekilde yansıtan mimarilerden biridir. Taban kısımlarında son yıllarda çökmeler görülse de halen çok sayıda ziyaretçisi vardır ve kesinlikle görülmeye değecek özelliktedir.

Derinkuyu Yeraltı Şehri

85 metre derinliğinde 8 katlı olan bu yapı yeraltı şehirleri arasında en geniş ve en derim yerleşim yeri olarak bilinmektedir. Son derece büyüleyici bir atmosfere sahip olan Derinkuyu Yeraltı Şehri, Nevşehir/Kapadokya’da en fazla ziyaretçi çeken yerlerden biri olmaktadır. İçerisinde yemekhane, ahır ve mutfak gibi çeşitli bölmelerin olduğu yapıyı mutlaka görmek gerektiğini söyleyebiliriz.

Ürgüp Damsa Barajı

Sessiz ve sakin çevresi, doğal güzelliği ile balık tutmak, piknik yapmak için ideal bir dinlenme noktası olan Damsa Barajı, Ürgüp’e ortalama 17km uzaklıkta yer almaktadır. Yapacağınız Nevşehir gezilecek yerler turunun ardından günün yorgunluğunu atmak adına burada mola verebilir ve bölgenin huzurlu havasından faydalanabilirsiniz.

Kapadokya Peri Bacaları

Nevşehir’in dünyaya adını duyurduğu Kapadokya ilçesinde bulunan peri bacaları, turizm açısından oldukça önemli bir yere sahiptir. Her sene sayısız yerli ve yabancı turiste ev sahipliği yapan bölgenin tarihi yapıları tarifi olmayan bir ihtişama sahiptir. Sadece bu yapıları yakından görmek için bile şehir ziyaret edilebilinir. Bu nedenle planlı veya plansız yolunuz Nevşehir’e düşürse mutlaka ziyaret etmenizi tavsiye ederiz.

Nevşehir’de Nerede Kalınır?

Nevşehir zengin yemek kültürü, zengin tarihi ve kusursuz doğal güzellikleriyle birçok aktivitenin yapılabileceği gözde turizm merkezlerinden biri olarak tatil amaçlı çoğu kişinin uğrak yerlerinden biridir. Dolayısıyla bu şehri ziyaret edenlerin verdiği fikirler ve henüz gitmeyenlere ışık tutmak adına küçük bir araştırma ile Nevşehir Konaklama konusuna da değinmek istedik. Ayrıca Nevşehir gezilecek yerler listemizde bahsettiğimiz noktalara kolayca ulaşabilmeniz için konaklayacağınız yerin konumu oldukça önemlidir.

Şöyle ki, bildiğiniz gibi Kapadokya şehrin bel kemiği niteliğini taşıyan en popüler ilçelerinden biridir. Dolayısıyla tarihi mekanların çevresinde veya yakın bir lokasyonda birden fazla otel ile karşılaşmanız mümkün olacaktır. Özellikle Ürgüp eğlence yönünden hareketli bir bölge olmasından ötürü konaklama bakımından en doğru yerlerden biridir. Bu bölgede her bütçeye uygun otel seçenekleri vardır ve birçok tarihi gezilecek noktaya da yürüyüş mesafesi ile ulaşım sağlanması, ziyaretçilere avantaj sağlamaktadır. Ayrıca Göreme, Uçhisar ve Avanos bölgeleri de Nevşehir’de Konaklama için tercih edilebilecek yerlerdir. Bu alanlardan bütçenize uygun olan seçenekleri değerlendirerek hem gezinizi yapabilir hem de kentin yöresel lezzetlerini tadarak unutulmaz bir süreç geçirebilirsiniz.

Nevşehir Gezilecek Yerler yazısı ilk önce Gezi Rehberleri üzerinde ortaya çıktı.

Ülkemizin Karedeniz bölgesinde yer alan Sinop, tarihi ve doğal güzellikleriyle görülmeye değer illerimizden biridir. Deniz ve yeşilin çevrelediği bölgede kumsalın keyfini çıkarabilir veya doğa yürüyüşleri yaparak tüm yıl üzerinizde biriktirdiğiniz stresi kolayca atabilirsiniz. Her yaz belirli bir tatil beldesini ziyaret etmek yerine, ülkemizin gizli cennetlerini keşfetmek sizlere çok daha farklı deneyimler katacaktır. Özellikle Sinop gibi doğaüstü güzelliklere sahip şehirlerde huzur bulabilir, muhteşem manzaralara şahitlik edebilirsiniz. Eğer Sinop Gezilecek Yerler hakkında bilgi edinmek ve kısa süreli bir tatil planı yapmak isterseniz, bölgedeki görülmeye değer yerleri sizler için aşağıda sıraladığımızı bilmenizi isteriz. Beğendiğiniz yerleri gezi listenize alabilir, en kısa zamanda ziyaret ederek güzel anılar biriktirebilirsiniz.

Sinop Gezilecek Yerler Listesi

Sinop’ta görmeye değer birçok koy, mağara ve plajın yanı sıra müze ve tarihi yer de bulunuyor. Bunların arasında mutlaka görmeniz gerekenleri aşağıdaki listemizde paylaşıyoruz. Karadeniz’in incisi olarak adlandırılan Sinop, görülmesi gereken yerleriyle sizi mest edecek.

Sinop Kalesi

Şehri çevrelemiş olan kale duvarı, Sinop’un sembolü haline gelmiştir. Kalenin iki ana giriş kapısı bulunmaktadır. Kale 3 metre genişlik, 25 metre yükseklik ve 2050 metre uzunluğa sahiptir. Selçuklu, Roma ve Bizanslılar tarafından dönemin şartlarına göre onarılarak kullanılmıştır. Günümüzde halen eski ihtişamını koruduğu ziyaret edildiğinde görülebilir. Ayrıca kaleden muazzam bir şehir manzarası sizleri beklemektedir.

Tarihi Sinop Cezaevi

1999 senesinde kapatılan ve sonrasında müze olarak kullanılmaya başlanılan yapı, çok eski bir geçmişe sahiptir. Şarkı, şiir ve hatta filmlere dahi konu olan Sinop Cezaevi’nin üç yanı denizlerle kaplıdır. Etrafında kale örgülü olan bu tarihi yapıtın içerisinde “Kan Su ile Temizlenir, Öç Almanın Sonu Yoktur” gibi birçok söz yer almaktadır. Büyük ve korkunç bir zindan olarak adlandırılan cezaevi günümüzde ziyaretçilere açıktır.

Hamsilos Koyu

Sinop’a 11km uzaklıkta olan Hamsilos, Türkiye’nin en kuzey ucunda yer almaktadır. Buzulların aşındırması ile meydana gelen koy, muhteşem güzelliğe sahip olduğu gibi dünya üzerinde kendiliğinden meydana gelen ilk koy olma özelliğinden ötürü de görülmeye değerdir. Sinop’a gidildiğinde görmeniz gereken ilk yerin burası olduğunu düşünerek listemizde ilk sırada yer verdim.

İnaltı Mağarası

Ayancık İlçesi’nin İnaltı Köyü’nde bulunan mağaranın denizden yükseklik seviyesi 1070 metredir. Araç ile mağaranın 50 metre altına kadar ulaşabilir ve buradan merdiven aracılığı ile mağaraya inebilirsiniz. Görkemli bir görüntüye sahip olmasından ötürü oldukça fazla ziyaretçi sayısına sahiptir. Eğer doğanın güzelliklerine ilgi duyuyorsanız buraya mutlaka gitmelisiniz.

Erfelek (Tatlıca) Şelaleleri 

Erfelek ilçesine 10 km uzaklıkta olan şelaleler, televizyonda görüp hayran hayran baktığımız görüntülerden fazlasına sahiptir. Yeşilin her tonunu görebileceğiniz bu bölgede huzurlu anlar geçirebilirsiniz. Karasu Deresi üzerinde bulunan şelale çevresinde trekking ve tırmanma gibi aktiviteler yapmak mümkün. Şelalelerin en tepesinde bulunan kafede yorgunluğunuzu atabilirsiniz.

Sinop Arkeoloji Müzesi

Şehrin çeşitli noktalarında yapılan çalışmaların ardından elde edilen eserler Sinop Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmektedir. 1921 senesinde başlatılan müzecilik faaliyetleri ardından eldeki eserlerin birikmesi 1941 senesini bulmuştur. 1970 senesinde yeni müze binasının inşaası ile kapılarını ziyaretçilerine açan müzede birçok bölüm bulunmaktadır. Müze bölümleri:

• Küçük Buluntular Salonu
• Taş Eserler Salonu
• Amphora Salonu
• Sikke Bölümü
• İkona Salonu
• Bahçe Teşhiri

Sayısız eserin sergilendiği müze, tarihin derinliklerine ışık tutan eserleri barındırdığından mutlaka Sinop gezilecek yerler arasına eklenmelidir.

Akgöl

1200 metre yükseklikte bir yaylanın iki çayı tarafından beslenen göl, sık orman örtüsü ile çevrelenmiştir. Gölün etrafında piknik yapmaya elverişli alanlar vardır. Ayancık ilçe sınırlarında olan Akgöl, ayrıca muazzam bir manzaraya sahiptir. Hala bozulmamış yapısıyla doğa severleri kendisine çekmeyi başarırken birçok bitki çeşidiyle ferah ve güzel bir hava sunmaktadır.

Karakum Plajı

Plaja Karakum denmesinin nedeni Boztepe’de meydana gelen yanardağ patlamasının ardından püsküren kum ile küllerin denizi kaplamasından gelmektedir. Yani alışılmış beyaz ve sarı kumların yerine burada kumsal kara kum ile kaplıdır. Sezonda oldukça kalabalık olan bölgede şemsiye ve şezlong kiralanabilmektedir. Ayrıca kafeteryası da bulunmaktadır. Eğer Sinop’ta yüzmek gibi bir planınız varsa Karakum sizin için güzel bir tecrübe olabilir.

Akliman Kumsalı

Berrak denizi ve muhteşem görüntüsü ile yeni çiftlerin düğün günlerini ölümsüzleştirmek istedikleri yerlerden biri olarak gün geçtikçe popülerleşiyor. Yerli ve yabancı turistler tarafından sıklıkta ziyaret edilen Akliman Kumsalı, görülmeye değerdir. Ayrıca alanda bir de piknik alanı bulunmaktadır. Böylece ziyaret ettiğinizde orman ve denizin bir arada oluşunun keyfini çıkarabilirsiniz.

İnceburun Feneri

Ülkemizin en kuzey ucunda konumlanmasından ötürü en gözde deniz fenerlerinden biridir denilebilir. Kime ait olduğu net olarak bilmese de deniz fenerinin ön kısmında bir mezar bulunmaktadır. Çevresinde ise lavlardan püsküren ve kendiliğinden meydana gelen oluşumlar vardır. Deniz seviyesinden 38 metre yükseklikte inşa edilmiştir. Muhteşem bir manzara ve deneyim için Sinop gezilecek yerler arasında mutlaka bulunmalı.

Alaaddin Camii

Şehir merkezinde bulunan caminin yapımı edinilen bilgilere göre Selçuklu Devleti tarafından 1214 senesinde Sinop fethi sonrasında inşa edildiği bilinmektedir. Normal cami mimarilerine oranla daha farklı mimariye sahip olan Alaaddin Camii enine planlanarak yapılmıştır. Oldukça farklı ve görülesi bir yapı olmasından ötürü kesinlikle gezi listesinde olmalıdır.

Seyitbilal Türbesi ve Cezayirli Ali Paşa Camii

İlk inşasının kim tarafından yaptırıldığı bilinmese de 1866 senesinde Cezayirli Ali Paşa tarafından onarıldığı ve akabinde 1896 senesinde de Sultan Abdülhamit Han tarafınca yine onarım yaptırıldığı bilinmektedir. 1874 senesinde minaresi yaptırılmıştır. Caminin içinden geçilerek Seyit İbrahim Bilal Hazretleri Türbesi’ne ulaşılmaktadır. Eski bir tarihe sahip olan yapı görülesi yerlerin başında gelmektedir.

Deniz Şehitleri Anıtı

30 Kasım 1853 senesinde Rus Donanması tarafından Osmanlı Donanmasının baskına uğratılması sonucunda şehit düşen bahriyeleri askerlerin defnedildikleri anıttır. Dolayısıyla kesinlikle görülmesi gereken noktalardan biridir.

Sinop Balatlar Kilisesi Yapı Topluluğu

Şehir merkezi Ada mahallesinde yer alan yapılar, yerli halk tarafından Balatlar Kilisesi olarak anılmaktadır. Bölgede birçok çalışma yapılmış ve farklı amaçlar için kullanıldığı söylenmektedir. Yapılar üzerinde çeşitli figürler bulunmaktadır. Tarih meraklıları için keşfedilmesi gereken bir noktadır.

Şahin Tepesi

Şehri gözler önüne seren Şahin Tepesi muhteşem bir manzaraya ev sahipliği yapmaktadır. Gün batımı veya doğumunun seyredilebileceği en ideal bir nokta olduğu gibi güzel anılarınızı ölümsüzleştirebileceğiniz en doğru yerlerden de biridir diyebiliriz. Sinop gezilecek yerler listenizi bu tepeden şehri izleyerek bitirebilirsiniz.

Sinop’ta Nerede Kalınır?

Her il ve ilçede olduğu gibi Sinop’ta Konaklama konusunda oldukça fazla seçeneği bünyesinde barındırmaktadır. Özellikle Ada Mahallesi, Meydan Mahallesi, Hamsilos Koyu gibi ünlü yerlerinde birden fazla pansiyon ile otel seçeneği bulunmaktadır. Hem bütçe hem de gezi rotanıza bağlı olarak istediğiniz bir tesisi tercih edebilir, tatilinizin keyfini doyasıya çıkarabilirsiniz.

Sinop Gezilecek Yerler yazısı ilk önce Gezi Rehberleri üzerinde ortaya çıktı.

Franz Kafka, Çek asıllı en ünlü yazardır. Modern dünya edebiyatının öncü ve ikonik yazarlarından biri olmayı başarmıştır. Eserleri günümüzde dahi ilgiyle okunmakta. Modernist bir yazar olan Kafka, eserlerinin tamamını Almanca yazmıştır. Prag‘da doğup şehrin belirli bölgelerinde yaşamını sürdürmüştür. Yaşadığı dönemde toplam 15, ölümünden sonra ise 28 eser yayınlanmıştır.

Franz Kafka Müzesi, günümüzde Prag’ın en önemli turistik noktalarından biridir. Prag gezilecek yerler arasında ön sıralarda bulunan müzede Kafka’nın yaşamı etkileyici bir şekilde anlatılmaktadır.

Franz Kafka Müzesi’ne Nasıl Gidilir?

Charles (Karl) Köprüsü’ne çok yakın olan bu müzeye yürüyerek ulaşabilirsiniz. Charles Köprüsü’nde karşı tarafa doğru ilerlerken (kalenin bulunduğu kesime) en sondaki sol merdivenlerden iniş yaptıktan sonra, karakolun sağındaki sokaktan devam ettiğiniz zaman 2-3 dakika içinde müzeye ulaşabilirsiniz.

Müzenin girişinde iki tane büyük K harfi sembolünün yanı sıra iki karşılıklı insan heykelinin havuzda yer aldığını göreceksiniz. Müzeye giriş biletini müze giriş kapısının karşısında bulunan Franz Kafka Museum Shop’tan almanız gerekiyor.

Franz Kafka Müzesi Giriş Ücreti

Yetişkin: 200 CZK

Öğrenci: 120 CZK

Aile: 540 CZK (2 yetişkin, 2 çocuk)

Biletinizi aldıktan sonra müzeye giriş yaparken sizi yaşlı ve tatlı bir hanımefendi karşılayacak. Müze hakkında kısa bir bilgi verdikten sonra Kafka’nın yaşamını kısaca anlatan bir kitapçık satmaya çalışacak. Türkçe versiyonu da olan bu kitapçığın ücreti 55 CZK. (2 euro)

Üst kata çıkarak müze turuna başlayacaksınız. Müzenin neredeyse her bölümü karanlık. Sadece eserlerin üzerleri ışıklandırılmış. Her bölümde farklılaşan fon müziği de ayrı bir atmosfer katıyor. Müzenin ilk bölümünde Kafka’nın yaşadığı evler, yerler, ailesi hakkında bilgiler ve çevresi tanıtılmaktadır.

İlerledikçe Kafka’nın günlüklerinin kendi el yazısıyla yazıldığı sayfalarını görebileceksiniz. Ayrıca kendi eliyle yazılmış birçok mektup, dilekçe ve rapor var. Babasına yazmış olduğu mektuplar, hapisteyken yazdığı dilekçeler, eserleri için oluşturmuş olduğu deneme yazıları bunlara örnek.

Franz Kafka’nın kendi eliyle yazdığı tüm eserlerin sergilendiği bu müzede ilk yayınlanan eseri gibi önemli, görülmesi gereken yerler de var. Ayrıca pasaportu ve diğer evrakları da sergilenmektedir.

Bu bölümü tamamladıktan sonra alt kattan ikinci bölüme geçiş yapacaksınız. Kırmızı ışıklandırmaya sahip merdivenlerden sonra ineceğiniz odada Kafka’nın eserlerindeki karakterlerin isimlerinin yer aldığı bir odaya ineceksiniz. Bu odada birkaç telefon var, ahizeyi kaldırdığınızda Almanca konuşan birinin sesini duyacaksınız. Müzenin devamında yine Kafka’nın eserleri bulunuyor. Ayrıca bazı bölümlerde oturup izleyebileceğiniz, Kafka ile alakalı görüntülerin sergilendiği odalar var.

Karanlık ve etkileyici müziklerle değişik bir atmosfere sahip Franz Kafka Müzesi, edebiyat severler için bir cennet niteliğinde. Kafka’nın tüm yaşamıyla ilgili bilgilerin yanı sıra eserleriyle ilgili çok önemli ipuçları var. Müzeyi gezmek ortalama 30-40 dakika sürüyor. Çıkış yaptıktan sonra müze mağazasından alışveriş yapabilir veya yan taraftaki kafede oturarak zaman geçirebilirsiniz.

Prag gezilecek yerler arasında oldukça büyük öneme sahip bu müze hakkında merak ettiğiniz diğer soruları yorum olarak bize gönderebilirsiniz.

Franz Kafka Müzesi, Prag yazısı ilk önce Gezi Rehberleri üzerinde ortaya çıktı.

Türkiye’nin en turistik şehirlerinden Denizli, antik çağlardan günümüze kadar gerek tarihi, gerekse doğal güzelliklerinden ödün vermeden gelişmeyi başaran bir ilimizdir. Her yaz sezonunda sayısız yerli ve yabancı turistin uğrak yeri olan bölge, ülke turizmi açısından da oldukça önem teşkil etmektedir. Söz konusu Denizli Gezilecek Yerler, oldukça fazla alternatifi barındırır. Bölgede kaç günlük zaman geçirme durumunuz var ise bu oranda gözde alanlarını gezebilir ve farklı deneyimlere imza atabilirsiniz. Sizlere rehberlik yapması adına Denizli bölgesinde en fazla ziyaretçi çeken noktaları aşağıda sıralayacağız. Yazımızın devamını okumanız durumunda Denizli gezinizi çok daha keyifli hale getirebilirsiniz.

Denizli Gezilecek Yerler Haritası

Denizli’de gezilecek yerler her ne kadar Pamukkale çevresinde olsa da bu güzide şehrin diğer noktalarında da görülmesi gereken yerler vardır. Doğa güzellikleriyle ön plana çıkan Denizli’deki görülmesi gereken noktaları aşağıdaki haritadan görebilir, yazının devamında görülecek yerlerle ilgili açıklamalara ulaşabilirsiniz.

Pamukkale Travertenleri

Denizli denildiğinde kuşkusuz ilk akla gelen gezi noktalarından biri Pamukkale’dir. Çünkü hem nüfus bakımından kalabalığı ile Denizli’nin en büyük ilçesidir hem de tarihi dokusu ile en turistik bölgelerinden biridir.  Sadece Denizli’nin değil Türkiye’nin sembolü haline gelmiş olup, kimyasal reaksiyon ardından kayaların aldığı şekil ile dikkatleri çeken bir noktadır. Bu oluşumu görmek adına her yıl sayısız ziyaretçiye ev sahipliği eden alan yer, Unesco tarafınca Dünya Miras Listesi arasında yerini almıştır. Eşsiz görüntüsü ile mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerlerden biridir. Özellikle yabancı turistlerin akın ettiği bu muhteşem doğa güzelliğini mutlaka görmelisiniz.

Antik Havuz

Yine Pamukkale’de yer alan bu şifalı havuz, çok uzun yıllardan bu yana tansiyon, kalp rahatsızlığı, romatizmal hastalıklar gibi çeşitli sağlık problemlerine iyi gelmesiyle adını duyurmaktadır. Berrak suyu antik bir ortamda olduğu için harika bir atmosfere sahiptir ve eski çağlarda havuza giriyormuş hissiyatı vermektedir. Denizli gezilecek yerler arasında oldukça önemli bir yere sahip. Üstelik biraz dinlenmek için harika bir fırsat!

Honaz Dağı Milli Parkı

Hem yetişkin hem de çocuklar için bünyesinde eğlence ve yeme-içme noktalarına yer veren milli park, tam anlamıyla kusursuz bir doğal güzelliktir. Sessiz sakin yeşillikler içinde bir gezi planlıyor iseniz mutlaka bu nokta gezi listenizde yer almalıdır. Ormanlarla kaplı dağda birçok hayvan ve bitki çeşidiyle karşılaşmak mümkün. Doğa yürüyüşlerine ve kampa uygun olan bölgede konaklayabileceğiniz birçok tesis de var.

Hierapolis Antik Kenti

Frigyalılar döneminde inşa edildiği bilinen bu yapı yine Unesco Dünya Kültür Mirası listesinde bulunan noktalardan biridir. Bir diğer adıyla Kutsal Şehir olarak bilinen yer M.Ö 190’lı yıllarında Bergama Kralı Eumenes tarafınca kurulduğu söylenmektedir. Roma İmparatoru Helen döneminde meydana gelen bir deprem sonucunda yıkılmış olsa da kalıntıları oldukça iyi korunmuş olup, günümüzde sayısız turisti ağırlamaktadır. Kaplıcalara yakınlığı ile de ziyaret sayısı fazladır.

Akhan Kervansarayı

Selçuklular döneminden günümüze kadar tarihi dokusunu bozmadan gelebilen Akhan Kervansarayı nadide tarihi yapılardan biridir. 1253 ile 1254 yılları arasında yapımı tamamlanan tarihi yapıtın duvarları çeşitli hayvan figürleri ile bezenmiştir. Kent merkezine yakın olmasıyla da turistler tarafından sürekli uğrak yeri olmaktadır.

Karahayıt Kaplıcaları

Karahayıt bölgesinde yer alan kaplıcalar Denizli Gezilecek Yerler arasında ilk sıralarda bulunmaktadır. Şehrin kalabalığından uzak sessiz sakin ve insana huzur veren havası ile tatilinizi noktalayacağınız bir durak olabilir. Ayrıca suyu ile birçok hastalığa iyi gelmesiyle anılması da görülmeye değer olduğu yönündedir.

Yeşildere Şelalesi

Bir başka adıyla Ağlayan Kaya Şelalesi olarak bilinen bölge, Denizli’nin en eski ve aynı zamanda en fazla ziyaret edilen noktalarından biridir. Tam anlamıyla doğa harikası olan bu yer yazın sıcağından kurtulabileceğiniz en ideal noktadır diyebiliriz. Ilık rüzgarı ve şelalenin buz gibi suyu ile bunaldığınız yolculuğunuz ardından serinleyebilir, bu muhteşem manzaranın keyfini çıkarabilirsiniz.

Ağlayan Kaya Hocanın Yeri

Yeşildere Şelalesi ile özdeşleşen hocanın yeri, bu kadar ünlenme sebebi etrafta fazla tesisin olmayışından kaynaklanmaktadır. Tesiste tadına doyamayacağınız alabalıkları kusursuz manzara eşliğinde uygun fiyata yiyebilirsiniz.

Keloğlan Mağarası

Denizden 1200 metre yükseklikte olan Keloğlan Mağarası aynı zamanda ortalama 150 metre gezi parkuru ile de ziyaretçilerine güzellikler sunmaktadır. Gezi bölgesinin her karesi güvenlik kameralarıyla izlenmekte olup, olası kazalara karşın salık ekipleri de hazır vaziyette bekletilmektedir. İçeri giriş yapıldığında görkemli bir manzara ile karşılaşacağınızdan hiç kuşkunuz olmasın. Ayrıca mağarayı ziyaret etmeden evvel çeşitli hayvan iskeletlerini de görmeye kendinizi hazırlamalısınız. Farklı bir deneyim kazanmak isteyenlerin kesinlikle uğrak yeri olması gereken bir noktadır.

Kaklık Mağarası

Genişçe bir travertenin yer aldığı kaklık mağarası görülmeye der olduğu gibi aynı zamanda içindeki kükürtlü suların cilde iyi geldiği de söylentiler arasındadır. Mağaranın kuzeyinde bulunan şaleler de ayrı bir güzelliğe sahiptir. Muhteşem görseli ile kaklık mağarasını gezmek hem farklı bir deneyim hem de keyifli zaman geçirmenizi sağlayacaktır.

Laodikya Antik Kenti

Suriye Kralı Antiochus tarafınca kurulan şehir, kralın karısı adına kurulmuş olmuş, o dönemlerin en büyük finans ve ticaret merkezi konumunu almıştır. O zamanlardaki ihtişamlı görüntüsünden eser kalamasa bile günümüzde görülmeye değer bir alan olduğu söylenebilir. Etkileyici kalıntıları bugün Pamukkale Üniversitesi tarafından hale çalışmalara tabi tutulmaktadır.

Tabea Antik Kenti

Denizli’nin Kale ilçesinde yer alan kent, Helenistik döneminden bu yana yerleşim yeri olarak kullanılmıştır. Günümüzde bölgede halen kazı çalışmaları yapılmakta olup, yerli ve yabancı turistler tarafından bu köklü tarihe sahip olan gezi noktasının bir hayli rağbet gördüğü söylenebilir.

İncilipınar Parkı

Bazı yerler adım atıldığı an itibariyle insana huzur verir ve kişiye kendini bambaşka bir diyarda gibi hissettir. İşte İncilipınar Parkı da geçmiş zamanda ter edilen ve harap bir alan iken belediye tarafından yapılan çalışmaların sonucunda muhteşem bir tesise dönüşmüş diyebiliriz. İçeriğinde çocuklar için oyun alanları, kamelyalar, koşu ve yürüyüş parkurları, gölet ile dinlenme yerleri gibi alanlar mevcut olup, toplamda 174bin metre karelik bir alanı kapsamaktadır. Denizli’ye yolu üşenlerin kesinlikle uğraması gereken bir gezi noktasıdır.

Denizli Ufo Müzesi

İstanbul bölgesinde 2002 senesinde açılmış olan müze, 2005 senesinde Denizli bölgesine taşınmış ve taşındığı tarih itibariyle Denizli Ufo Müzesi olarak adlandırılmıştır. Kentin turizmini kalkındırmak amaçlı kurulduğu söylenmekte olup, aslında yüksek ziyaretçi kitlesine sahip oluşu ile amacına ulaştığını söylemek doğru olacaktır.

Bayramyeri Meydanı

Ülke ve Denizli için önemli bir yere sahip olan bu meydan, Yunanlılar tarafından İzmir işgal edildiğinde ülkede ilk kurtuluş meşalesi Müftü Ahmet Hulusi Efendi tarafından yakılmıştır. Bu sebeple her 15 Mayıs Denizli Milli Mücadele günü olarak bu meydanda kutlanmaktadır. Dolayısıyla köklü bir tarihe sahip olan bu meydanı Denizli gezisinde mutlaka görmelisiniz. Denizli gezilecek yerler listenize almanızı tavsiye ettiğimiz bu meydanda alışveriş yapabileceğiniz birçok dükkan da var.

Denizli’de Ne Yenir?

Denizli, Türk mutfağını en iyi şekilde sunan birçok restorana ev sahipliği yapıyor. Şehirde genellikle kebaplar meşhur. Özellikle Denizli Kebabı mutlaka denenmesi gereken geleneksel bir lezzet. Bir diğer denenmesi gereken harika lezzet ise Tandır Kebabı. Elle yenmesi gereken bu lezzetler için bazı mekanlarda çatal ve bıçak servis edilmiyor. Tatlı olarak ise dondurmalı irmik helvası bu şehir olmazsa olmazı.

Denizli’de Nerede Kalınır?

Denizli’nin turistik bir belde olmasından ötürü hemen her bölgesinde konaklamaya elverişli otel ve pansiyonlar ile karşılaşmanız mümkün olacaktır. Tarihi ve doğa güzelliklerini önünüze seren bu bölgede şehir merkezinde gezi noktasına yakın otelleri değerlendirebilirsiniz. Özellikle birçok tarihi mekanı ile ünlü olan Pamukkale çevresinde her bütçeye uygun Denizli Otelleri ile tanışabilir ve keyifli şekilde tatilinizi geçirebilirsiniz.

Denizli Gezilecek Yerler yazısı ilk önce Gezi Rehberleri üzerinde ortaya çıktı.

Dünyaca bilinen ve her geçen gün turist ziyaretlerine maruz kalan kule, İtalya’nın kuzeyindeki Pisa şehrinde Piazza Dei Miracoli’de yer almaktadır. Bu isim İtalyancada mucizeler meydanı anlamına gelmektedir. Kule üst üste bindirilmiş yuvarlak olacak bir şekilde 6 sütun dizisinden oluşmaktadır. 56 metre yüksekliğinde olan Pisa Kulesi üzerine ise 294 basamaklı merdivenle çıkılmaktadır. Zemin kat ve en üst katıyla birlikte kulenin toplam katı ise 8 olmaktadır. En üst katında çanların bulunduğu bölüm yer alır. Bu yapı, yani kule 1063-1090 yıllarında yapılmış olan şehir katedralinin çan kulesi olarak ana yapıdan ayrı bir şekilde 1173 yılında yapılmıştır.

Pisa Kulesi Nerede?

Pisa Kulesi, İtalya’nın Pisa şehrinde, Piazza Dei Miracoli’dedir. Pisa, İtalya’nın en küçük şehirlerinden biri olmasına rağmen sadece bu kule sayesinde her yıl binlerce turisti ağırlar.

Ziyaret saatleri: 10:00 – 18:00

Adres: Piazza del Duomo, 56126 Pisa PI, İtalya

Pisa Kulesi Neden Yamuk?

Bilindiği gibi oldukça yamuk bir fiziğe sahip olan kule yapıldığı günden bu zamana kadar güneye eğilmekle bilinmektedir. Buna sebep olarak gösterilen durum ise temelde bulunan yumuşak zemindeki çökme olmaktadır. Kule her yıl düzenli olarak milimetrenin onda yedisi kadar yani 100 yılda ortalama 0,7 cm kadar eğilmektedir. Kulenin şuandaki eğilimi ise 5,5 kadar olmaktadır. Biraz daha tarihi araştırmalarına baktığımız zaman ise kulenin, Pisa’nın zenginliği ve gücü olarak bilindiğinden ötürü Cenova ve Venedik’e rakip olarak yapılmış olduğunu anlamaktayız.

Dünya genelinde bu ülkeye gidip de şimdiye kadar kule ile fotoğraf çekilmeyen tek bir turist bile yoktur diyebiliriz  Hemen ön kısmına geçerek arkada eğik bir kulenin yer aldığı resimlere televizyon kanallarında da şahit olabilmekteyiz. Belli yıllar arasında onarım sürecine giren Pisa Kulesi 1990-2001 yıllarında onarım nedeni ile kapalı tutulmuştur. Her şeyin başlama sebebi olan zemin çökmesi, 20 milyon siterlinlik bir projeye mal olmuştur. Bu projenin yapılması ve hızlandırılması ise birkaç yıl içerisinde yıkılabileceği ihtimallerine karşılık olarak alınan bir önlem olmaktadır. Onarımdan sonra ise 45 cm bir düzleştirme sonucunda kule eski haline getirilmiştir.

Yapılan araştırmalara göre kulenin eğilme durumu ilk olarak ikinci katın yapılması ile başlamıştır. Toplam ağırlığı 14500 ton olan Pisa Kulesi içerisinde her biri bir notaya denk gelecek şekilde 7 tane çan bulunmaktadır. Çok fazla özelliği olmayan bu kulenin sırf eğilmesinden dolayı her yıl düzenli olarak 1 milyon turistin ziyaret ettiğini de bilmekteyiz. Ziyaretler esnasında çekilen o komik ama güzel fotoğraflar ise hep anı olarak saklanmaktadır. Ziyaretler esnasında ortalamalara göre 40 dakika ara ile sadece 30 turist alındığı bilinmektedir.

Pisa Kulesi’ni Kim Yapmıştır?

Bir diğer merak edilen ayrıntılardan bir tanesi de bu kuleyi kimin inşa ettiği sorusudur. Yani o çok merak edilen ünlü mimar ise hala tam olarak bilinmediğinden ötürü kayıtlarda sadece Bonanno Pisano, Gherardo d,Gherardo, Giovanni Pisano ve Giovanni di Simone isimleri geçmektedir. Kulenin büyük restorasyonunun 1990 yılından 2001 yılına kadar sürdüğünü açıklamıştık. Bu restorandan sonra kulenin yaklaşık olarak 300 yıl kadar daha kuleyi ayakta tutabileceği vurgulanmıştır. Mühendislerin 2008 yılında yapmış oldukları açıklamalara göre ise ilk kez eğilmenin durdurulduğu söylenmektedir. Bu eğilmeler aslında sadece Pisa Kulesi için değil, aynı zamanda coğrafyadan kaynaklanan durumlar neticesinde başka yapılarda da eğilme olduğu bilinmektedir. Bundan dolayı olurda bir gün yolunuz bu bölgeye düşerse ve o çok merak edilen kule hakkında bilgi alışverişi yapmak isterseniz sizlere tavsiyemiz yapıyı yerinde görmeniz ve harika görselliğe şahit olmanız yönünde olmaktadır.

Pisa Kulesi içi

Pisa Kulesi (Pizza Kulesi) – İtalya yazısı ilk önce Gezi Rehberleri üzerinde ortaya çıktı.

Prag para birimi korunadır. 1 Türk Lirası 6.77 Çek Korunası yapar. 1 Euro ise 26.70 Çek Korunası. İlk başta biraz karışık geliyor olabilir. Ben 100 koruna = 4 euro mantığıyla düşünerek alıştım.

Prag döviz konusunda en fazla sıkıntıyla karşılaşabileceğiniz şehir. Avrupa Birliğine dahil olmasına rağmen hala kendi para birimini kullanan Çek Cumhuriyeti’nde çoğu döviz para çevirmek için komisyon almaktadır. Komisyon almadığını iddia eden dövizler ise kuru düşük tutarak kâr etmektedir. Bu yüzden paranızı kaptırmak istemiyorsanız biraz titiz davranmanız gerekiyor.

Öncelikle havalimanına iner inmez dövizde asla paranızı bozdurmayın. Burası kuru en az tutan ve komisyonu en fazla alan dövizdir. Gittiğinizde size “şu kadar para verirseniz komisyon almayız” tarzı taktiklerle yanaşabilirler ancak inanmayın. Sadece şehir merkezine ulaşmanız için yeterli olan miktarı bozdurun yeter. Ben 10 Euro bozdurmuştum. İsterseniz hiç bozdurmayıp bilet makinelerinden otobüs biletinizi kredi kartınızla da alabilirsiniz.

Museum metro durağında indikten sonra Wenceslas Meydanı‘ndan aşağı doğru inerken birçok dövizle karşılaşacaksınız. Bunların çoğuna girip döviz kuruna baktım. Hepsinde 2-3 TL’lik farklar var. Bu yüzden emin olamayıp internetten birkaç araştırma yaptım ve orada yaşayan arkadaşlarımdan bilgi aldım. Bunlara istinaden çok ama çok az kur farkı olan iki döviz tavsiyesinde bulunacağım. Seyahat ederken her kuruş önemli, paranızı çok daha eğlenceli yerlere harcayın!

Eğer başka bir yerde bozduracaksanız kuru iyi kontrol edin. Size para bozdurma işleminden sonra fişi imzalatacaklar. Paranızı sayıp öyle imzalayın. İmzadan sonra para iadesini yapmıyorlar.

İlk Tavsiyem: Yerel arkadaşımın önerdiği, neredeyse verdiğim paranın tam karşılığını aldığım bir döviz. Wenceslas Meydanı’ndan aşağı indikten sonra yolun bittiğinde New Yorker mağazasını göreceksiniz. New Yorker’ın hemen yanındaki sokaktan dümdüz ilerlediğinizde sol tarafta bu sarı tabelalı “Change” ofisi sizi bekliyor olacak.

İkinci Tavsiyem: Yine Wenceslas Meydanı’ndan aşağı doğru inerken ikinci soldan girdikten sonra sokağın sonunda İstanbul Kebap Restoranını göreceksiniz. Bu kebapçının yanındaki ilk dövizden iyi bir oranla paranızı bozdurabilirsiniz.

Para işlemini tamamladıysak Prag gezilecek yerler yazımızdaki yerleri keşfetmeye başlayabiliriz!

Prag’da Para Bozdurma – Döviz Tavsiyeleri yazısı ilk önce Gezi Rehberleri üzerinde ortaya çıktı.

Antik çağdan günümüze gelene kadar, tarih boyunca oldukça önemli bir noktada olmuş bir şehir: Çanakkale. Konum olarak Marmara bölgesinde yer alan şehrin, geçtiğimiz yılın verilerine göre toplamda 165. 517 nüfusu vardır. Çanakkale’nin hemen her yerinde tarih boyunca ev sahipliği yaptığı kültürlerden izler bulunmaktadır. Ülkemizin dönüm noktalarından biri olan Çanakkale Savaşları’na ev sahipliği yapmış bu şehirde tarihi kalıntıları ziyaret edip şehitlerimizi anmak, her Türk bireyinin önemli bir görevidir. Bu yüzden Çanakkale gezilecek yerler listemizi tarihi ve doğal yerler olarak ikiye ayırma gereksinimi duyduk.

Şehre yapılan yatırımlar ile birlikte geleneksel izlerini yavaş yavaş daha modern bir görünüme bırakmış, turistik olarak da daha çok ilgi görmeye başlamıştır. Özellikle 18 Mart Çanakkale Şehitlerini Anma Günü’nde yurdun dört bir yanından gelen ziyaretçilerin akınına uğramaktadır.

Çanakkale Gezilecek Yerler Haritası

Çanakkale Görülmesi Gereken Tarihi Yerler

Çanakkale Savaşı esnasında şehit düşen askerlerimizin anıtı, savaşın gerçekleştiği cepheler, Dur Yolcu Kitabesi, Aynalı Çarşı ve tarihimiz açısından oldukça önemli diğer yerler burada yer almaktadır.

Çanakkale Şehitler Anıtı

Tarihin yazıldığı topraklarda, 1. Dünya Savaşı esnasında hayatını kaybeden Türkler anısına yapılan bu anıt, şüphesiz şehrin görülmesi gereken ilk noktasıdır. Anıtın çevresinde savaşta kaybeden askerlerimize ait birkaç anıt daha bulunur. (Mustafa Kemal Çanakkale’de Anıtı, Mehmetçik Anıtı, Yaralı Asker Anıtı…) Anıta uzaktan bakıldığında Mehmetçiğin “M” harfini temsil eder.

57. Alay Şehitliği Anıtı

I. Dünya Savaşı esnasında Arıburnı mıntıkasına Yarbay Mustafa Kemal önderliğinde gelen 57. alay, savaşın seyrini değiştirecek bir kahramanlığa imza atmıştır. Anzakları bozguna uğratan ve cepheyi üstün bir şekilde koruyan bu alayın anısına yaptırılan anıt, 1992 tarihinde açılmıştır. Şehitliğin girişinde Mustafa Kemal Atatürk’ün askerlerine söylemiş olduğu “Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum!” sözünü tasvir eden bir anıt da yer almaktadır.

Conkbayırı

Çanakkale savaşlarının en çetin ve kanlı geçtiği Conkbayırı, Mustafa Kemal Paşa’nın da görev aldığı, bir tarihin battığı yer olarak anılan tepedir. Türk tarihinin en önemli savaşlarından birinin, en önemli ve kanlı bölgesi olarak bilinir. Upuzun sahiliyle her ne kadar muhteşem bir güzelliğe sahip olsa da, şehitlerimizin burada vermiş olduğu vatan mücadelesi hala hissedilmektedir.

Seyit Onbaşı Anıtı

Çanakkale Savaşları’nın kahramanlarından Seyit Onbaşı’nın Anıtı, Çanakkale’de yer almaktadır. Denizden yapılan saldırılardan dolayı tabyadaki topları kaldıran mermi vinçimiz parçalanmıştı. Bunu gören Seyit Onbaşı, 215 kilogram ağırlığındaki mermiyi sırtına alarak top kundağına yerleştirmiştir. İlk iki atışta verdiği hasarlar hafif olmuş olup, üçüncü atışta İngiliz zırhlısı Ocean’a ağır hasar vererek zaferde önemli bir paya sahip olmuştur. Ertesi gün komutanı tarafından “Onbaşı” rütbesini alıp, mermi sırtındayken fotoğraf çekilmesi öngörülmüştür. Ancak Seyit Onbaşı, tekrar bu denemeyi yaptığında mermileri kaldıramamıştır. Bunun üzerine “savaş olsa tekrar kaldırırım” demiş, fotoğrafı ise tahta mermi silüetiyle çektirmiştir.

Dur Yolcu Kitabesi

Çanakkale’nin sembolü haline gelmiş olan Dur Yolcu Anıtı, Değirmen Burnu Tabyası’nın arkasındaki tepede yer almaktadır. “Dur Yolcu” şiirinin giriş bölümü bu anıtta bir Türk askeri figürü ve dalgalanan Türk bayrağı ile birlikte yer almaktadır.

Dur Yolcu
Bilmeden gelip bastığın bu toprak,
Bir devrin battığı yerdir.

Şehir merkezinin hemen karşısında yer alan anıt çoğu yerden kolaylıkla görülebilmektedir. Özellikle Çanakkale boğazından geçen çoğu deniz aracından net bir şekilde görülen anıt, bölgenin Türk tarihi açısından ne kadar olduğunu gözler önüne serer.

Çanakkale Saat Kulesi

Çanakkale şehrinin merkezinde bulunan kule beş katlıdır. En üstteki katta bir çan bulunur. 1896 yılında Sancak Beyi Cemil Paşa tarafından yaptırılmıştır. Şehir merkezinde bulunması burayı bir merkez olarak kabul edilmesini ve buluşmaların uğrak noktası haline gelmesini sağlamıştır.

Aynalı Çarşı

Çanakkale’nin en önemli turistik noktalarından Aynalı Çarşı, 889 yılında, Çanakkale’nin önemli Yahudi ailelerinden biri tarafından yaptırılmıştır. II. Abdülhamid’in padişahlığı esnasında yapılan çarşı, günümüzde tarihi ve alışveriş konusunda önemli bir turistik yer haline gelmiştir. Çanakkale türküsüne de konu olan çarşı, şehrin ihtişamını oldukça iyi bir şekilde yansıtır. Ayrıca çarşı, Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde de kendisine yer bulmuştur.

Çanakkale Arkeoloji Müzesi

Çanakkale Arkeoloji Müzesi’nde Çanakkale’de yapılan kazılardan elde edilen eserler sergilenmektedir. Antik kentlerden ve diğer yerlerden bulunan eserler kronolojik sıra gözetilerek bir araya getirilir. Dardanos Tümülüsü ve Troia en önemli keşifler olarak adlandırılırken müzede toplam 12.747 arkeolojik eser, 15.237 sikke ve 2.714 tane etnografik eser sergilenmekte ve koruma altına alınmış durumdadır. Müze toplam 6 bölümden oluşur. Bunlar:

• Troia Salonu
• Assos Salonu
• Dardanos Tümülüsü Salonu
• Afrodit Heykelciği
• Polyksena Lahti
• Hadrian Heykeli

Yeni Zelanda Anıtı

Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı’nda yer alan anıt, savaş döneminde burada ölen Avustralyalı ve Yeni Zelandalı askerlerin anısına dikilmiştir. O dönem burada binlerce kayıp veren Anzaklar için yapılan bu anıt, mevki olarak Eceabat Kocadere Köyü’nde bulunur.

Çanakkale Deniz Müzesi

Çanakkale Deniz Müzesi, Çimenlik Kalesi etrafında ve kale içinde bulunan eserlerin sergilendiği müzedir. Tarihi eşyaların burada korunduğu bilinir. Denizcilik ve Çanakkale Savaşları’nın önemli eserlerine ev sahipliği yapan müzede Nusret Mayın Gemisi, Çanakkale Savaşları İhtisas Kütüphanesi, Çimenlik Kalesi, Fotoğraf ve Resim Galerisi ve Hediyelik Eşya Binası görülmelidir.

1915 Seddülbahir Savaş Malzemeleri Müzesi

Tarihi Gelibolu Yarımadasında bulunan 1915 Seddülbahir Savaş Malzemeleri Müzesi, büyük bir şiddetle geçen Çanakkale Savaşı’ndan izler taşımaktadır. Üç katlı bir binanın iki katında sergilenen eserleri görmek için birçok turist müzeyi ziyaret eder. Müzede Çanakkale Savaşı esnasında kullanılan kaşıklar, çatallar, silahlar, belgeler, giysiler ve diğer tüm kullanılan eşya türleri sergilenmektedir.

Truva Antik Kenti ve Truva Atı

Truva Antik Kenti, nam-ı diğer Troya, Çanakkale il sınırları içinde kalan bir antik kenttir. Truva Savaşları burada gerçekleşmiştir. İtalyan destanında oldukça fazla yer verilen bu savaşların Homeros’un kaleminden çıktığı düşünülmektedir. Bu antik kent, 20 yıldır Dünya Mirasları Listesi’nde de yer almaktadır. Truva Antik Kenti, Çanakkale gezilecek yerler arasında mutlaka bulunması gereken, tarihi ve turistik açıdan oldukça önemli bir yerdir.

Truva Atı, antik kentte yer alan, en önemli turistik yapıdır. Efsaneye göre Akhalılar yapmış olduğu akınlar esnasında hiçbir şekilde Truva kentini ele geçirememiştir. Yine bir akın olumsuz sonuçlandıktan sonra vazgeçen Akhalılar, son çare olarak tanrılardan yardım istemiştir. Alınan fikirle savaştan geri dönüyormuş gibi yapıp kentin kapısına Truva tahta atı bırakırlar. Bu tahta yapının içerisinde birçok asker bulunur. Savaştan yine zaferle ayrıldığını düşünen Truvalılar atı kentin içine aldıklarında askerlerle hazırlıksız bir biçimde karşılaşırlar ve mağlup olurlar. Günümüzde kentte bulunan Truva Atı, eski yapıdan esinlenerek üretilmiş bir modeldir.

Assos Antik Kenti & Athena Tapınağı

Assos, Çanakkale’nin muhteşem doğal güzelliğini gözler önüne seren, muhteşem bir yer. Burada yer alan Assos Antik Kenti ise M.Ö 6. yüzyıldan daha eski. Harika bir manzarası bulunan antik kentten denize inilebilen muhteşem bir yaşam mevcutmuş. Osmanlıların bölgeyi ele geçirmesiyle antik kent gelişme göstererek Behramkale köyüne evrilmiştir. Denizden 236 metre yükseklikte kurulan kent, sönmüş bir volkanik tepenin üzerinde konumlanıyor. Ne kadar doğayla iç içe bir yapı olduğunu böylece daha iyi anlayabiliyoruz. Kentte kullanılan Assos taşı, inanılmaz zor işlenen fakat bir o kadar da dayanıklı bir taş olma özelliğine sahip. Kentte yapılan kazı çalışmalarıyla birçok eserler elde edilmiş ve incelenmiştir. Assos Antik Kenti’nde görülmesi gereken önemli noktalar ise şu şekilde: Surlar, Nekrapol, Amfi Tiyatro, Athena Tapınağı, Agora, Ören Yeri Girişi.

Athena Tapınağı, Assos Antik Kenti’ndeki en göz alıcı yapıtlardan biri. Kentin en yüksek noktasında bulunuyor. M.Ö. 500. yüzyıldan daha eski bir geçmişe sahip. Günümüze kadar oldukça iyi bir şekilde korunmasının en büyük nedenlerinden biri yapıda Assos taşının kullanılmış olmasıdır. Zeus’un kızı ve 12 Olimpos tanrısından biri olan Athena, kentin koruyucusu tanrıçası idi. Tapınakta bulunan tanrıça heykeli -en ihtişamlı heykel- yapılan kazı çalışmalarının ardından Amerikalılar tarafından götürülmüş!

Gelibolu Mevlevihanesi

Tarihi 17. Yüzyıla kadar giden Gelibolu Mevlevihanesi ve diğer mevlevihaneler, bölgede Mevleviliğin Osmanlı coğrafyasında yayılmasını sağlamıştır. Burada Mesnevi okumaları, Sema törenleri gibi çeşitli etkinlikler yapılmaktadır. Mevlevihaneler, tarihte bilim ve edep merkezi olarak kabul ediliyor, halkın manevi ihtiyaçlarını karşılamalarını sağlıyordu. Ayrıca kültür ve sanat merkezi olarak da görülmesi halk tarafından çokça ilgi görmesine neden oluyordu. Günümüzde bu mevlevihaneler, Çanakkale gezilecek yerler listesinin olmazsa olmazlarından.

Piri Reis Müzesi

Çanakkale Piri Reis Müzesi, müzenin içerisinde ayrı bir galeriye de sahiptir. Şehirde kurulmuş bulunan su ve deniz bilimleri müzeleri buraya bağlıdır. Müzenin en önemli özelliği, ülkemizin bu alandaki tek müzesi olmasıdır.

Bozcaada Kalesi

Bozcaada’ya yaklaşırken dikkatinizi ilk olarak çekecek olan kale, ayrıca adanın dikkat çekici noktalarındandır. Bozcaada’nın bu tarihi kalesinin kimin tarafından yapıldığı bilinmese de kale, tarih boyunca birçok medeniyeti korumuş bir kaledir. Tarihte yıllarca istilaları engellemiş olan kale, günümüzde ziyaretçilerine muhteşem manzaralar sunan bir açık hava müzesi görevine büründü.

Polente Feneri

Bozcaada’nın meşhur Polente Feneri, adanın Batı burnunda yer almaktadır. Yolunuz Bozcaada’ya düşerse mutlaka görmeniz gereken yerlerden biri. Burada özellikle güneşin batışını izlemenizi öneriyoruz.

Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı

Eceabat ilçesinde bulunan Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı, oldukça büyük bir parktır. 1973 yılında çok geniş bir alan üzerine kurulan bu park, her yıl Çanakkale’ye gelen ziyaretçilerden de büyük ilgi görmektedir.

Çanakkale Gezilecek Yerler – Doğal Güzellikler

Türkiye’nin en güzel adalarına sahip olan Çanakkale’de görülmesi gereken birçok koy, ada, plaj, antik kent ve fazlası bulunmaktadır. Bozcaada ve Gökçeada bunların arasında en popüler olanları. Muhteşem bir boğaza sahip şehrimizdeki doğa güzelliklerini bir araya getirdik.

Bozcaada

Ülkemizin en güzel tatil destinasyonlarından biri olan Bozcaada; ara sokakları, şarap fabrikaları, tarihi eserleri, sanat galerileri, plajları ve huzurlu konaklama imkanlarıyla büyüleyici bir güzelliğe sahip. Ülkemizin üçüncü büyük adası olma özelliğine sahip ada, kuzeydoğuda bir merkeze yerleşmiş ve başka herhangi bir yere köy kurulmamıştır. Yunan mitolojisinde de önemli bir yere sahip olan Bozcaada, Çanakkale’de en çok tercih edilen turistik ve tatil destinasyonlarından biridir.

Gökçeada

Türkiye‘nin en büyük adası Gökçeada, doğa güzellikleriyle tam bir huzur cenneti. Muhteşem manzaralara sahip tepeleri, tertemiz suya sahip koyları, şelaleleri ve mutfağıyla görülmesi gereken bir nokta. Tatilini burada geçirecekler için adada birçok muzzam yer var. Bunların başında Peynir Kayalıkları, Tuz Gölü, Eski Bademli, Gizli Liman, Marmaros Şelalesi, Tepeköy Çınaraltı, Kaleköy ve Gökçeada Koyları bulunuyor. Bu muhteşem adada harika fotoğraflar çekebileceğiniz gibi dinlendirici ve huzurlu bir tatil geçirebilirsiniz.

Assos

Türkiye’nin en huzurlu ve güzel tatil destinasyonları arasında bulunan Assos, antik kentlerin arasında bozulmayan bir yapıya sahip. Samimi köylerinde muhteşem Ege lezzetlerini deneyebilirsiniz. Muhteşem manzaraya sahip Assos Antik Kenti, şehirde yapılması gereken aktiviteleri zenginleştiren faktörlerin başında geliyor. Ayrıca tertemiz koyları ve plajları burada boş bir an geçirmemenizi sağlayacak. Assos Limanı, belki de bölgeyi en iyi temsil eden nokta. Nefes aldığınızı hatırlayacağınız Assos, Çanakkale gezilecek yerler arasında mutlaka bulunmalı, hatta yaz tatili için değerlendirebileceğiniz bir destinasyon olmalıdır.

Morto Koyu

Çanakkale’nin önemli sahillerinden biri olan Morto Koyu, Şehitler Abidesi ile Seddülbahir Kalesi arasında kalan bir koy. Savaş döneminde burada büyük ölüm ve kalım mücadeleleri verilmiş. O dönem İngilizler bu koyu “S Plajı” olarak kodlamışlar.

Mıhlı Şelalesi

İçinde piknik yerleri ve harika manzarası ile mutlaka görmeniz gereken yerlerden biridir. Burada ağaçlar ve çayın bereketi de sizi kendine hayran bırakacak.

Çanakkale Boğazı

İstanbul Boğazı’nın iki katı büyüklüğündeki Çanakkale Boğazı, Çanakkale gezilecek yerler arasındadır. Marmara ve Ege denizlerini bağlayıcı konumda olan bu boğaz, 60 km uzunluğundadır.

Mavria Adası

Çanakkale’nin doğal güzellikleri arasında yer alan Mavria Adası’nda bolca balıkçı ile karşılaşırsınız. Burada özellikle güneşin batışını izlemek büyük bir keyif.

Kilye Koyu

Tarihi Gelibolu Yarımadası’nda bulunan Kilye Koyu, şehirde görülmesi gereken yerlerden yalnızca biri. Bölgede Roma döneminden birçok iz bulunuyor. Çanakkale’ye geldiğinizde, özellikle de güzel havalarda Kilye Koyu’nu mutlaka görmelisiniz.

Arıburnu

Çanakkale Savaşı’nın en kanlı hesaplaşmalarının yaşandığı Arıburnu, Çanakkale’ye yolunuz düşerse mutlaka görmeniz gereken bir yer. Şehrin tarihinde önemli bir iz bırakan Arıburnu cephesine gelenler de diğerleri gibi, “Geldikleri gibi” gitmişler.

Çanakkale gezilecek yerler listesinde tarihi ve doğal güzellikleri bir arada vermeye çalıştık. Umarım keyifli bir Çanakkale gezisi geçirirsiniz.

Çanakkale Gezilecek Yerler yazısı ilk önce Gezi Rehberleri üzerinde ortaya çıktı.

İstanbul’un Karadeniz’teki ucu Kilyos, plajlarıyla şehir kaçamağı yapmak isteyenlerin uğrak noktası. Kilyos’ta tüm kesimlere hitap eden birçok plaj var. Tertemiz denizin tek dezavantajı fazla dalgalı olması olabilir. Bunu avantaja çevirerek su sporu aktiviteleriyle eğlenebilirsiniz. Eğer İstanbul‘da denize girmek gibi bir planınız varsa, şehir merkezine çok yakın olan Kilyos plajları ilk seçeneğiniz olmalı.

Son zamanlarda sabahlara kadar süren plaj partileriyle ilgi çeken birçok plaj var. Ayrıca bölgede kamp, piknik, karting, paintball veya doğa sporu yapabileceğiniz tesisler de mevcut.

En Güzel Kilyos Plajları

Eğer arkadaşlarınızla gidecekseniz tam size göre olan Suma, Burç veya Babylon’u tercih edebilirsiniz. Güzel müzikleriyle size İstanbul’dan uzak hissettirecek bu plajların yanı sıra ailelere hitap eden Tırmata Beach öncelikli önerilerimizden.

1- Suma Beach

Hayvansever Suma plajının içerisinde evcil hayvan dostlarımız cirit atıyor! Suma sadece eşsiz plajı, hayvanseverliği ve güzel deniziyle ön plana çıkmıyor; buranın gece hayatı da muazzam. Cumartesi günleri sabah 5’e kadar, diğer günler ise gece 2’ye kadar eğlence devam ediyor. Buradaki müziklere bayılacağınıza eminiz. Ayrıca plajda düzenlenen özel etkinliklerde bazen oldukça eğlenceli aktiviteler yer alıyor. Ünlü DJ’lerin geldiği festivaller, konserler ve fazlası için biletinizi erkenden almanız gerekebilir. Suma, yaz aylarında İstanbul’da kalacaklar için adeta bir cennet!

Giriş Ücreti: Hafta sonu 45 TL, Hafta içi 30 TL

2- Babylon Kilyos

Bin kişilik kapasiteye sahip Babylon Kilyos, yoğun ilgi gören plajlar arasında. Bu kapasiteye rağmen bazı günlerde sabah saatlerinden itibaren yer bulunmuyor. Oldukça kaliteli bir hizmet sunmakla birlikte aktivitelerle eğlenceli zamanlar geçirmenizi sağlıyor. Çim alanı, minderleri ve şezlongları oldukça temiz! Kullanılan soft müzikler plaja ayrı bir hava katıyor.

Giriş Ücreti: Hafta sonu 60 TL, Hafta içi 40 TL

3- Tırmata Beach

Daha çok ailelere hitap eden Tırmata, tertemiz ve upuzun plajıyla Kilyos’un öne çıkan tesislerinden. Tesiste ister çim ister şezlong isterseniz de puf minderlerde vakit geçirebilirsiniz. Oldukça geniş bir alanda hizmet veriyor. Soyunma kabinleri, duş alanları, restoranları ve plaj kısmı çok temiz. Damsız giriş yok. Genellikle çocuklu aileler ve çiftler tarafından tercih edilen bu plajda sakin ve huzurlu bir gün geçirebilirsiniz. Eğer ailenizle gidecekseniz burası Kilyos plajları arasında en ideali.

Giriş Ücreti: Hafta sonu 50 TL, Hafta içi 30 TL. (Ücrete bir soft içecek dahil)

4- Burç Beach

BURC Beach, Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneği tarafından açıldı. Boğaziçi Üniversitesi Kilyos Sarıtepe Kampüsün’de hizmet veren plaj gençlerin uğrak noktası. Minderler ve şezlonglarla hareketli bir yapıya sahip plajın spor aktiviteleri de öne çıkıyor. Oldukça büyük bir alana sahip plajın yine büyük bir barı var.

Giriş Ücreti: Hafta sonu 60 TL, Hafta içi 30 TL (Boğaziçi Üni. öğrencileri ve personellerine 10-20 TL)

5- Baykuş Plajı

Öğrencilere hitap eden Baykuş Plajı hem ekonomik hem de eğlence dolu. Kamp alanında çadır kiralayabilir veya kendi çadırınızı kurabilirsiniz. Plaj isminden de anlaşılacağı üzere Mimar Sinan Üniversitesi tarafından destekleniyor. 1000 metrekare büyüklüğündeki plajın oldukça büyük bir de bar ve restoran bölümü var. Giriş ücreti diğer Kilyos plajlarına göre daha uygun olduğu için öğrenciler tarafından sıkça tercih ediliyor.

Giriş Ücreti: Hafta sonu 30 TL, Hafta içi 20 TL

6- High Beach Club (Solar Beach)

“Kentli insan için kentte” tatil sloganıyla yepyeni bir konsepte bürünen High Beach Club, eskiden Solar Beach olarak anılıyordu. Spor aktiviteleri ve eğlenceli müzikleriyle yaz aylarının en çok tercih edilen plajlarından. Ayrıca geceleri plajda konser ve etkinlikler burayı tıklım tıklım yapıyor. Gündüz güneşin, akşam ise eğlencenin keyfini çıkarmak için güzel bir seçenek.

Giriş Ücreti: Hafta sonu 60 TL, Hafta içi 40 TL

7- Uzunya Beach

Uzunya, güzel kumsalının yanı sıra restoranı ve cafesiyle biliniyor. İster güzel bir kahvaltı isterseniz taze deniz mahsüllerini restoranda keyifle yiyebilir, ardından gününüzü plajda geçirebilirsiniz. Çim ve kum alanlarına sahip plajda bir de kafe alanı var. Ayrıca bir de camping alanı mevcut. Burada ister kamp alanı isterseniz de karavan kiralayarak konaklayabilirsiniz. Uzunya Beach, Kilyos plajları arasında gidilmesi gerekenlerden.

Giriş Ücreti: Hafta sonu 35, Hafta içi 25 TL

8- Dalia Beach Club

Yeşil alanları, spor alanları, kafesi, barı ve eğlenceli plajıyla Dalia, kapsamlı bir şekilde kendinizi sanki Ege’de veya Akdeniz’de hissetmenizi sağlıyor. Tam teşekkürlü alanda çim veya kum şezlongları var. Plaj voleybolu, sörf gibi seçeneklerle Dalia Beach’te sadece yüzmek ve güneşlenmeyecek, eğlenceli vakit de geçireceksiniz. Tesisin bir restoranı da var. Bu restoran tüm mevsimlerde açık.

Giriş Ücreti: Hafta sonu 30 TL, Hafta içi 20 TL

9- Non-Stop Beach

Geniş plajıyla hizmet veren Non-Stop Beach’in diğerlerinden farkı hafta sonu tesiste yoga, pilates, aerobic gibi body aktivitelerinin grup olarak yapılmasıdır. Ayrıca plaj voleybolu gibi spor aktivitelerini destekleyen alanları da var. Gece saatlerinde konserlerin ve partilerin etkili olduğu plajda hareket asla durmuyor. Plaj, isminin hakkını veriyor diyebiliriz.

Giriş Ücreti: Hafta sonu 30 TL, Hafta içi 20 TL

10- Golden Beach Club

Bungalow ve odalarıyla konaklama alanında çok iyi hizmet sunan Golden Beach Club, sadece plajıyla değil aktiviteleriyle de ilgi görüyor. Trekking gibi ekstra aktivitelere sahip plaj, İstanbul içinde gizli bir cennet.

Giriş Ücreti: Hafta sonu 35 TL, Hafta içi 25 TL

Kilyos’a nasıl gidilir?

Kilyos, İstanbul’un Sarıyer ilçesine bağlı. Bu yüzden gitmek isteyenler öncelikle Sarıyer semtine ulaşmalı. Sarıyer’e gitmek için Beşiktaş’tan kalkan minibüsleri veya aşağıdaki otobüsleri kullanabilirsiniz. Bunun yerine metro ile Hacıosman’a ulaşıp, Hacıosman otobüs durağından 151 numaralı otobüsle Kilyos’a ulaşabilirsiniz.

25T ve 40 SARIYER – TAKSİM
25B SARIYER – BEŞİKTAŞ
25E SARIYER – KABATAŞ
25H HAVANTEPE – SARIYER – HACIOSMAN METRO
41 SARIYER – 4.LEVENT METRO
59RS RUMELİ HİSARÜSTÜ – SARIYER

Sarıyer’e ulaştıktan sonra Kilyos’a giden minibüsleri veya otobüsleri kullanabilirsiniz. Minibüsler Sarıyer merkezinden kalkar. Otobüsler ise Sarıyer İlköğretim Okulu önündeki duraktan geçer. Kilyos plajları, ineceğiniz otobüsten yürüme mesafesinde.

151 – Demirciköy – Kilyos – Hacıosman

** Bazı plajlar Levent ve Taksim gibi merkez noktalardan özel servisler kaldırmaktadır. Bu yüzden gideceğiniz plaja telefonla ulaşıp bilgi almanızı öneririz. 

Kilyos Plajları – En Güzel 10 Plaj ve Giriş Ücretleri yazısı ilk önce Gezi Rehberleri üzerinde ortaya çıktı.

Birçok kişi tarafından Ankara soğuk ve yapılacak hiçbir şeyin olmadığı bir yer gibi gösterilse de ülkemizin başkenti olan bu kentte aslında görülesi pek çok yer olduğu gibi yapılacak da çeşitli aktiviteler yer almaktadır. Özellikle hafta sonu tatili için kısa bir kaçamak yapmak isteyenlere Ankara’da gezilecek yerler konusunda bazı tüyolar vererek,  burada bulunan tarihi ve mimari güzelliklerden yararlanmalarını tavsiye ederiz. Yazımızın devamında yolunuzun Ankara’ya düşmesi veya planlı olarak yapacağınız seyahatinizde sizlere rehber olması açısından gidilebilir yerlerden bazılarını sizler için derlemiş bulunmaktayız.  Aklınızın köşesine bu alanları yazabilir, yolculuğunuzda ziyaret ederek keyifli zamanlar geçirebilirsiniz.

Ankara’da Gezilecek Yerler Listesi

Memur şehri imajıyla turistik yerlerinin gölge altında kaldığı başkent Ankara’da aslında gezilecek tarihi, kültürel, doğal ve eğlenceli birçok mekan bulunmaktadır. Ülkemiz için oldukça önemli olan birçok tarihi yapıtı ve müzeyi gezdikten sonra eğlence mekanlarının yer aldığı noktalarda zaman geçirebilirsiniz.

Anıtkabir

Ankara’nın en önemli yapıtı olan Anıtkabir, Ulu Önder M.Kemal Atatürk’ün kabridir ve bugün Mozole ve Tören Alanı, İstiklal ve Hürriyet Kuleleri ve heykel ile süslemeleriyle beraber göz kamaştıran ihtişamı eşliğinde ziyarete açık bir alandır. Sadece Ankara’ya seyahat eden her bireyin mutlaka görmesi gereken bir yer değil, tüm Türk milletinin en az bir kere ziyaret etmesi gerekecek kadar önemlidir. 1938 senesinde Atatürk’ün vefatının ardından 1953 senesine kadar plan, proje ve inşası sürmüş olup, 11 Eylül 1953 senesinde ise tam anlamıyla yapımı tamamlanmıştır.

Anıtkabir’de ücretsiz rehberler eşliğinde turlar düzenlenmektedir. Her bölümünü heyecanla anlatan rehberler Mustafa Kemal Atatürk’ün yaşamını anlatmaktadır.

Anıtkabir’de Atatürk’ün giydiği kıyafetler, kullandığı eşyalar, fotoğrafları, kendisine hediye edilen eserler, kendi el yazısıyla yazılmış notlar ve mektuplar, balmumu heykeli, savaşlardan simülasyonlar ve hakkında söylenen sözler yer alır. Kabrinin bulunduğu bölüme giriş yoktur.

Anıtkabir’e araçla giriş yapılabilir. Giriş ücretsizdir.

Kızılay Meydanı

Hemen herkes tarafından görülmese de adının bilindiği bu meydan 1929 senesinde inşa edilen ama günümüze kadar korunamayan Kızılay Genel Merkezi yapısından ismini almıştır. Bugün bu yapının meydanda yer almamasına rağmen halen aynı ismi taşımakta olan alanda birçok iş merkezi, kafe ve restoran yer almaktadır. Ayrıca tarihi müzelere popüler caddelere de yakındır. Oldukça geniş bir meydan olan Kızılay’da aradığınız herşeyi bulabilirsiniz.

Ankara Kalesi

Yapım tarihi net olarak bilinmese de inşası M.Ö yıllara dayanan Ankara Kalesi, Altındağ ilçesinde yer almakta olup, kentin en önemli tarihi yapılarından biri olarak adını duyurmaktadır. Zaman içinde Bizanslılar, Romalılar, Selçuklular ve Osmanlılar gibi çeşitli medeniyetler tarafından restore edilse de halen tarihin izlerini taşımakta ve günümüzde birçok festivale ev sahipliği yapmaktadır. Kaleden şehir manzarası oldukça etkileyicidir.

Anıtkabir’de Atatürk’ün kabri Ankara Kalesi’ndeki bayrağın tam olarak karşısına gelecek düzenlenmiştir. Şehrin önemli bir yerinde konumlandığından ve harika manzarasından dolayı Ankara’da gezilecek yerler arasında mutlaka olmalı.

Etnografya Müzesi

Selçuklu döneminden günümüze kadar olan süreçte Türk sanatına ait birçok objenin sergilendiği bu alanda ayakkabılar, silahlar, porselen ve çini çeşitleri, Anadolu’nun izlerini taşıyan giysiler, kilim ve halılar gibi akla gelen gelmeyen birçok şey sergilenmektedir. Farklı bir atmosferde farklı bir deneyim yaşamak isteyenler için ideal bir gezi noktasıdır diyebiliriz.

Ankara Etnografya Müzesi, tarihte oldukça büyük öneme sahiptir. Cumhuriyet döneminin planlanan ve inşa edilen ilk devlet müzesi ünvanına sahiptir. Türk Milli karakterini, kültürünü ve tarihini yansıtır.

Kocatepe Camii

1967 senesinde inşası başlayan ve 1987 senesinde tamamlanan yapıtın açılışı Turgut Özal tarafınca yapılmış olup,  88 metre uzunlukta 4 minaresi olan camii 4500m²’lik bir alana sahiptir. Caminin alt tarafında idari bilimler, kütüphane, ticarethane, otopark ve konferans salonu bulunmaktadır. İçinde kullanılan çiniler, ahizeler, kapılar ve mermerlerin her biri el işçiliğiyle yağıldığından ötürü muazzam bir güzelliğe sahiptir. Dolayısıyla bu ihtişamlı yapı herkes tarafından görülesi bir alandır.

Kızılay’da bulunan camide askeri ve resmi cenazelerin büyük bir çoğunluğu gerçekleşmektedir. Ortadoğu’nun en büyük camisi olarak sıkça adlandırılsa da bununla ilgili resmi bir bilgi henüz elde edilememiştir.

Atakule

Döner restoranı ile meşhur olan Atakule 125 metre yüksekliğe sahiptir. Türkiye’de 2. Ankara’da ise ilk alışveriş merkezi özelliğini taşıyan yapıt 1989 senesinde açılmıştır. Ankara’yı kuşbakışı izlemek isteyenlerin kesinlikle uğrak yeri olmalıdır.

Alışveriş yapılabilecek birçok manzaranın yanında seyir terası gibi bir ekstra aktiviteyi sunuyor oluşu buranın turistler tarafından sıkça tercih edilmesine neden olmaktadır. Ayrıca yapıtın yüksek oluşu, ilk alışveriş merkezi olması ve çoğu yerden görünmesi burayı Ankara’nın simgesi haline getirmiştir.

Tunalı Hilmi Caddesi

Ankara’nın Çankaya/Kavaklıdere bölgesinde bulunan bu cadde kentin en işlek ve popüler yerlerinden biri olma niteliğini taşımaktadır. Birbirinden ünlü markaların yer aldığı bölgede kaliteli bir alışveriş yapabilir, enfes lezzetlerin sunulduğu kafe ile restoranlarda ise damak tadınıza uyumlu lezzetleri deneyebilirsiniz.

Kuğulu Parkı da içerisinde barındıran bu cadde boylu boyuna Ankaralılar tarafından çok sevilen bir yerdir.

Hacı Bayram-ı Veli Camii

2011 senesinde ibadete açılan camiinin geçmişi 1428 yıllarına kadar dayanmaktadır. Kentin en önemli yapılarından biri olan Hacı Bayram Camii, Ulus’ta yer almaktadır ve içinde adını aldığı Hacı Bayram türbesi bulunmaktadır. Ankara Kalesi’nin eteklerinde bulunan camiye halk arasında Ankara’nın manevi kalesi deniyor.

Ankara’nın en eski camilerinden biri olan Hacı Bayram Camii, ilk zamanlarda devlet erkanının kullandığı protokol camisi olarak da hizmet vermiştir.

Hamamönü

19.yüzyıla ait yapıların restore edilerek bugünkü haline getirilmiş olduğu Hamamönü, kesinlikle görülmeye değer bir noktadır. Bölgede M.Akif Ersoy Parkı ile birlikte müzesi de bulunmakta olup, göz alıcı mimari yapılar ve huzur veren sessizlik kuşkusuz ziyaretinize değecektir.

Hamamönü’nde eski Ankara evlerinin atmosferini hala yaşayabilir, güzel zaman geçirebileceğiniz mekanlar keşfedebilirsiniz. Kendinizi farklı bir bölgede hissedeceğiniz, hala samimi sokak kültürünün yaşandığı bu bölge sizi geçmişte yolculuğa çıkaracak.

Cumhuriyet Müzesi

TBMM Binası olarak 1924 ile 1960 yılları arasında hizmet veren yapı, 30 Ekim 1981 tarihinden günümüze kadar da Cumhuriyet Müzesi olarak kullanılmaktadır. Tarihi geçmişi ile şehrin en önemli yapıtlarından biri olan bina, gerek dış görseli gerekse içeriğinde sergilenenlerden ötürü görülmeye değerdir.

İlk Cumhurbaşkanı M. Kemal Atatürk’ün, ayrıca İsmet İnönü ve Celal Bayar’ın da kişisel eşyalarının ve dönemin önemli evraklarının sergilendiği kıymetli bir müzedir. Müzenin en değerli ve nadide eseri ise Atatürk’ün onuncu yıl nutkunu okuduğu mikrofondur.

Atatürk Orman Çiftliği

52 bin dönümlük bir araziyi kapsayan bu alan içinde Atatürk’ün Selanik’te bulunan evine benzeyen bir yapı, hayvanat bahçesi ve devlet mezarlığı gibi çeşitli yapılar bulunmaktadır. Modern düzenlenmiş olan bu alan Atatürk’e armağan edildiğinden ötürü her yaştan bireyin görmesi gereken noktalardan biridir.

Ülke tarımına destek, tarımsal araştırmalar yapmak ve tarımsal sanayiyi geliştirmek adına kurulan çiftlik oldukça büyüktür ve tarihte önemli çalışmalara imza atmıştır.

Çengelhan Rahmi M. Koç Müzesi

Kanuni Sultan Süleyman dönemi içinde Ankara Kalesi’nde inşa edilen yapı, kentin ilk sanayi müzesidir. 2005 yılında açılan bu müzede 1850 senelerinden günümüze kadar kullanılmış olan obje ile ekipmanlar sergilenmektedir.

Kurtuluş Savaşı Müzesi (I. TBMM Binası)

23 nisan 1981 senesinde Kurtuluş Savaşı Müzesi olarak kullanılmaya başlanılan iki kaylı yapı Ankara/Ulus meydanında yer alır. Zamanında farklı amaçlar içinde kullanılmış olup, günümüzde savaş dönemlerinden kalma anlaşmalar ve çeşitli objelerin sergilendiği etkileyici bir atmosferi oluşturmaktadır.

Milletin katkılarıyla açılan meclis, 1920-1924 yılları arasında ilk Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) binası olarak kullanılmıştır. Bina daha sonra CHP Genel Merkezi ve Hukuk Mektebi olarak kullanılmıştır. 1957 yılında ise binanın müzeleştirme dönemi başlamış, 1961 yılında TBMM Müzesi olarak halka açılmıştır. 1981 yılında ise Kurtuluş Savaşı Müzesi adını almıştır.

Anadolu Medeniyetler Müzesi

Avrupa Müze Forumu tarafınca 1997 senesinde 68 müze içinde birinci olmayı başaran bu müze, Anadolu’ya ait birçok önemli eseri bünyesinde barındırmaktadır. Sanatsal eserlere meraklı olanların kesinlikle ziyaret etmesi gereken bir yerdir diyebiliriz.

Augustus Tapınağı

Tarihe meraklı olanlar ve tarihi alanları gezmekten büyük zevk alanlar için Ankara’nın en önemli yapılarından biri olan bu yer en doğru gezi noktalarından biri olacaktır. İnşası M.Ö’ye dayanan yapı günümüze kadar birçok tadilattan geçirilmiş olup, halen eskinin izlerini taşımasıyla görülesi bir yer olarak adını sıkça duyurmaktadır.

Ankara Parklar

Ankara’da vakit geçirebileceğiniz birçok güzel park bulunuyor. Özellikle hafta sonu aileler vakit geçirmek için parkları tercih ederken bazı parklarda gençler bir araya gelip güzel vakit geçiriyor. Geniş alana kurulmuş parklarda yeşile doyabilirsiniz. Ankara’da gezilecek yerler içinde yer alan parklarda dinlenmek de hoş olabilir.

• Seğmenler Parkı
• Göksü Parkı
• Dikmen Vadisi
• Gençlik Parkı
• 50. Yıl Parkı
• Atatürk Orman Çiftliği
• Anfa Altınpark
• Harikalar Diyarı
• Ahlatlıbel Tesisleri Parkı

Ankara’da ne yenir?

Aspava: Açılımı Allah Sağlık Para Afiyet Versin Amin olan ASPAVA, aslında Ankara’ya özgü bir kültür. Dürüm içerisinde sunulan döner genellikle soğanla ve sos ile servis edilir. Hatta buna da SSK (Sos Soğan Kaşar) derler. Dürüm dönerin yanında patates kızartması, cacık, salata, çay, tatlı gibi birçok ikram geldiği için tıka basa doyarsınız. Ankara’ya gidildiğinde denenmesi gereken oldukça önemli bir kültür.

Ankara (Beypazarı) Kurusu: Yöresel bir galeta türü olan Beypazarı Kurusu, Ankara’nın Beypazarı ilçesinde üretilir. Farklı semtlerde de bulabilirsiniz ancak en güzeli Beypazarı’ndadır. Özel fırınlama yöntemiyle harika bir tada sahiptir.

Kızılay Simidi: Kızılay’da koyu ve bol susamlı şekilde üretilen simitler günün erken saatlerinde tüketilir. Farklı bir simit tadı denemek istiyorsanız elinizi çabuk tutmanız gerekebilir!

Ankara’da Nerede Kalınır?

Ülkemizin Başkenti özelliğini taşıyan Ankara, her ne kadar turistik bir şehir olmasa da siyasi ve kültürel bakımdan önemli bir nokta oluşu, dünyanın dört bir tarafından ziyaretçi akınına uğramasını sağlamaktadır. Dolayısıyla ziyaretçilerin en önemli merakı Ankara’da Konaklama konusunda ise söylenebilecek tek şey her bütçeye uygun tesislerin yer aldığıdır. Özellikle gezilecek alanlara yakınlığı ile Kızılay, Ulus ve Kavaklıdere bölgelerinde oldukça fazla otel bulunmaktadır. Şehrin biraz dışında konaklama yapmak isterseniz de Kızılcahamam ve Beypazarı ilçelerinde uygun tesisleri bulabilirsiniz. Ankara gezi parkları konusunda da oldukça hoş bir kenttir. Bu noktalara yakın bir lokasyonda konaklayabilir ve gün içinde gezinizi kendinizi yormadan yaparak, otelinize kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Hemen her ilçesinde ulaşım bakımından sorun yaşamayacağınız için bütçenize uygun seçenekleri değerlendirebilirsiniz.

Ankara’da Gezilecek Yerler yazısı ilk önce Gezi Rehberleri üzerinde ortaya çıktı.

Komşumuz Yunanistan, kültürümüze çok yakın olması ve tatil için güzel olanaklar vaat etmesiyle sıkça tercih ettiğimiz bir ülke. Sadece Türklerin değil, Yunan Adaları sayesinde birçok ülke tarafından yaz aylarında tercih ediliyor. Başkent Atina’nın yanı sıra Selanik, Kavala gibi yerler de görülmesi gerekenler arasında yer alıyor. Masmavi plajları, eğlenceli gece hayatı, yemek kültürü ve samimi insanlarıyla görülmesi gereken en güzel yerleri Yunanistan gezilecek yerler yazımızda topladık.

Yunanistan Gezilecek Yerler – En Güzel Tatil Yerleri

Listemizin başında tabi ki ilk olarak Yunan Adaları yer alıyor olacak. Tüm adalar hakkında bilgilerin yer aldığı, en güzel 15 adayı anlattığımız yazıdan adalar hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Yunanistan’a ister uçakla (Pegasus, THY, Aegean Airlines…) ister arabanızla isterseniz de otobüsle gidebilirsiniz. Araçla gittiğinizde şehirler arasında çok daha kolay gezmeniz mümkün. Bir diğer ulaşım seçeneği ise Bodrum ve Marmaris gibi kıyı bölgelerimizden feribot ile adalara ulaşım. Gelelim şimdi ülkedeki gezilmesi gereken yerlere:

1- Yunan Adaları

Santorini, Mykonos, Rodos, Kos ve dahası… Yunanistan, ağırladığı turistlerin büyük bir bölümünü adalar sayesinde elde ediyor. Turistik özellikleriyle ön plana çıkan adaların ekonomik yaşantısı, manzaraları ve muhteşem plajları herkesi mest ediyor. Yunan yemekleri ve mezeleriyle tavernalarında hoş vakit geçirip, akşama kadar zamanınızı plajlarda geçirebilirsiniz.

Türk izlerine sık sık rastlayacağınız adalarda hiç yabancılık çekmeyeceksiniz. Türkçe bilen birçok Yunan olmasının bunda etkisi olacak. Ayrıca yemek, yaşam ve diğer kültürlerin benzerliği de Yunanistan’ı ziyaret etmenizdeki etkenlerden. Muhteşem plajları ve antik kentler keşfedilmek için sizi bekliyor!

2- Atina

Yunanistan’ın başkenti Atina, ülkenin ziyaret edilmesi gereken yerlerinden biri. Atina gezilecek yerler arasında ilk sırada Akropolis bulunuyor. Şehrin en yüksek noktalarından birinde yer alan antik kent eserleri Akropolis Müzesi‘nde sergilenmektedir. Şehrin tarihi yapısının yanı sıra tavernaları ve şirin sokaklarıyla ön plana çıkan Plaka da ilgi çekici güzellikte. Ayrıca Monastiraki, Ermou Caddesi, Sintagma Meydanı görülmesi gereken diğer yerlerden…

3- Selanik

İçimizden bir parça Selanik, Türk topraklarına en yakın şehirlerden. Türk izlerini fazlasıyla yaşatan bu şehirde en önemli manevi değerlerimizden Atatürk’ün doğmuş olduğu ev bulunuyor. Samimi sokakları, sahil yolu, Beyaz Kule, tarihi yapıtları ve plajlarıyla mest eden Selanik’te huzurlu bir tatil geçirmeniz mümkün.

Atina’daki şehir yapısından biraz daha uzak, küçük ve samimi bir şehir havası olan Selanik’te gece hayatı oldukça hareketli. Öğrencilerin akın ettiği birçok mekan var. İstanbul’dan otobüsle ulaşabileceğiniz Selanik’e kısa da olsa vakit ayırmanızı ve bu havayı solumanızı öneriyoruz.

4- Kavala

Ufak bir sahil kasabasını andıran Kavala, söylenenlerin aksine mutlaka görülmesi gereken bir yer. Osmanlı izlerini diğer Yunan şehirlerine göre daha az taşıyor. Yine de şehrin en önemli yapıları Türkler tarafından yapılmış. Sessiz sakin ancak ufaktan bir huzur kaynağı olarak Kavala, Yunanistan yolculuğunuz esnasında en azından bir gününüzü ayırmanız gereken yerlerden.

5- Halkidiki

Selanik’in gözde tatil destinasyonu Halkidiki, masmavi ve berrak plajlarıyla adeta büyüler. Orman ve dağlık bir alanda olan Halkidiki, doğayla iç içe, yeşil ve mavinin muhteşem uyumunu bizlere sunar. Kavala ve Selanik’ten ulaşımın oldukça kolay olduğu bu bölge Ege’nin en güzel yerlerinden.

6- Delfi

Antik Yunanistan’da Apollon tapınağının bulunduğu yer olan Delfi (Delphi), görkemli yapısıyla Yunanistan için oldukça fazla öneme sahip. Yunanistan’da Akropolis gibi birçok antik kent bulunuyor ancak Delfi bunlar arasında ayrı bir parantez açılması gerekenlerden. Çevrede antik kenti ziyarete gelenler için birçok otel ve restoran bulunur. Zira Delfi, Akropolis’ten sonra en çok ziyaret edilen antik kenttir.

7- Meteora

Sözlükte “göklerde duran” anlamına gelen Meteora, Yunanistan’da taşlar üzerine kurulan bir kilise verilen isim. Harika bir doğa güzelliğine sahip olan kiliseye ulaşmak için bin basamaklı bir yolculuğa çıkmanız gerekiyor.

8- Nafplion

Yunanistan’ın ilk başkenti Nafplion şehri, tepeye kurulan ve harika bir manzaraya sahip kalesiyle meşhur. Ayrıca şehirde Osmanlı döneminden kalma bir cami var ve bu cami başkent olduktan sonra parlamento olarak kullanılmış.

Karathon plajı da görmeye ve vakit geçirmeye değer yerlerden. Sahilde bulunan şirin kafe ve tavernalarda huzurlu vakit geçirmek için Nafplion’u Yunanistan gezilecek yerler listenize ekleyebilirsiniz.

9- Patras

Yunanistan’ın en büyük üçüncü şehri Patras, limanlarıyla ön plana çıkıyor. Şehirde düzenlenen festival için birçok kişi akın eder. Muazzam manzaralara sahiptir ancak küçük olduğu için beklenilen ilgiyi görmez. Bu yüzden en az yarım gününüzü Patras’a ayırmanızı öneririz.

10- Resmo

Girit’in en önemli ve turistik şehirlerinden Resmo, fazla kalabalık olmasa da yaz aylarında yabancı turist akımına uğruyor. Adanın en büyük üçüncü şehri olmakla birlikte merkeze yakın bir havalimanına sahiptir. Tarihi yapısıyla ilgi çeker. Eğitim konusunda da gelişmiştir. Tatil için sakin ve doğa güzelliklerini sunmasıyla tercih edilebilir.

11- Hanya

Tarihte birçok millete ev sahipliği yapmış olan Hanya, tam bir kültür ve doğa cenneti. Şehrin limanında bunu çok iyi bir şekilde hissedebilir, bunun yanı sıra tatil evlerinde güzel vakit geçirebilirsiniz. Eğlence dolu barlar ve kafelerde hayat akışı asla durmazken lüks turizmin tadını çıkarabileceğiniz birçok nokta da var. Girit’in kültürlü ve saklı cenneti olarak adlandırılan bu bölgede Agia Marina, stalos ve Platanias Plajları gitmeye değer.

Yunanistan gezilecek yerler listenize daha fazla köy ve küçük kasaba ekleyerek seyahatinizi genişletebilirsiniz.

Yunanistan Gece Hayatı

Yunanistan’da gece hayatı genel olarak tavernalarda başlayıp gece kulüplerinde son buluyor. Tavernalarda ouzo eşliğinde, lezzetli Yunan mezeleriyle, Yunan ve Türk müzikleriyle harika zaman geçirebilirsiniz. Yukarıda bahsettiğimiz her bölgede güzel bir taverna bulmanız mümkün. Seçeneğiniz sahil kenarında olsun. Ardından barlarda veya gece kulüplerinde gecenize devam edebilirsiniz.

Yunanistan Gezilecek Yerler & En Güzel Tatil Yerleri yazısı ilk önce Gezi Rehberleri üzerinde ortaya çıktı.

Son derece güzel ve seçkin bir yer olarak tanımlanan Bulgaristan, pitoresk dağlar, altın plajlar, şirin köyler ve geleneksel yemekleriyle özel bir yapıya sahiptir. Sürekli karşımıza çıkan bir deyime göre; “Eğer Bulgaristan’dan etkilenmezseniz, o zaman kalpsiz bir birey olmalısınız!” Tüm şakalar bir yana, Bulgaristan’ın görkemli güzelliğini ve en büyük şehirlerini keşfetmek sadece unutulmaz bir deneyim değil, olağanüstü bir tatil seçeneği olabilir. İşte bu yüzden sizin için Bulgaristan gezilecek yerler listemizde en güzel şehirleri bir araya getirdik.

Bulgaristan Gezilecek Yerler – En Güzel Şehirler

Komşumuz Bulgaristan’da başkent Sofya, sahil kenti Varna ve Plovdiv gibi seçenekler ön plana çıkıyor. Özellikle yaz aylarında plajlarıyla güzel bir turistik destinasyon hali alıyor. Avrupa’nın en ucuz ülkelerinden biri de olduğu için tercih etmenizi mutlaka öneriyoruz. Üstelik harika bir mutfağa sahipler ve Türk yemeklerini bulabileceğiniz birçok yer de var.

Bulgaristan’a gitmek için Bulgar vizesine ihtiyacınız bulunuyor. Eğer Schengen vizeniz varsa da giriş yapabilirsiniz. Ancak Bulgaristan’dan alacağınız vize ile Schengen bölgelerine girmeniz mümkün değil.

1- Sofya

Balkan yarımadasında bulunan Bulgaristan’ın nüfusu 7 milyondan fazla. Bulgaristan’ın başkenti Sofya; hepsi birbirine yürüme mesafesinde bulunan değerli turistik durakların yanı sıra, kompakt bir şehir merkezi, rahat kafeler ve restoranlar içeren güzel metropol. Sofya’ya girdikten sonra Vitosha Dağı’ndaki büyüleyici gün batımlarını ve manzaralarını izlemek için yola çıkabilirsiniz.

Kuşkusuz Sofya’nın kendine has zenginlikleri var. Ulusal Tarih Müzesi, Vitosha Doğa Parkı, Borisova Gradina Merkez Parkı ve St. Alexander Nevski Katedrali, buradaki en önemli yerlerin sadece küçük bir bölümünü temsil etmektedir.

2- Plovdiv

Bulgaristan’ın en büyük ikinci kenti olan Plovdiv, yerliler için en çarpıcı ve en sevilen yerlerden biri. Plovdiv’i ziyaret etmek, MS 2. yüzyıldan kalma olağanüstü Roma Amfitiyatrosu, Etnografya Müzesi ya da Bulgar Ulusal Canlandırmasının bir sembolü olan Balabanov Evi gibi yerleri keşfetmekle başlar. Eski Kent Meydanı’nda (Old Town) ufak bir tur atmayı unutmayın! Çünkü burası şehrin en etkileyici noktalarından. Plovdiv, samimi havasıyla etki bırakacak güzellikte, buna emin olabilirsiniz.

3- Plevne

Pleven, yaklaşık 138.000 nüfusa sahip büyük bir kültürel ve ekonomik merkez olarak hizmet vermektedir. Gerçekten de çekici görünen Pleven, zengin tarihi mirasının yanı sıra muhteşem manzarasıyla tanınan seçkin bir şehir olarak tasvir edilmektedir. Pleven, 7. en büyük Bulgar kasabasıdır. Geleneksel ruhu, kültürel simgeleri, şelaleleri, benzersiz sanat galerileri, şarap üretimine ayrılmış mağara müzeleri ve çok daha fazlası ile sayısız ziyaretçiyi cezbetmiştir.

4- Tırnova

Belki de bu şehrin en ünlü özelliği dünyaca tanınmış Tsarevets Kalesi’dir. Ses ve ışık gösterisi, binlerce ziyaretçinin geldiği ve kalenin muazzam güzelliğine güzellik katar. Üç tepede yer alan eski Tırnova şehri, yerel Yantra Nehrinin kıvrımında yükseliyor. Bulgar yerleşiminin inşası 12. yüzyılda inşa edilmiş.

Sembolik kale toplam 3 girişe sahip. Kalenin kuzeybatı kesiminde yer alan ikinci giriş, görkemli Asenova Kapısı adını taşıyor. Son girişi, Adriyatik Savaşı sırasında Bulgar Kralı Çar Kaloyan tarafından ele geçirilen, Flanders’in bir Latin İmparatoru’nun ardından Baldwin’in Kulesi olarak bilinen en ünlü yer olarak kabul edilmektedir.

Özetle, Tsarevets Kalesi, Bulgaristan tarih kitabının önemli bir sayfasını örneklendiriyor. Zengin kültür ve Bulgaristan tarihinin önemli anları üzerine odaklanan büyülü bir deneyim için Tırnova’ya seyahat edebilirsiniz.

5- Varna

Bulgaristan’ın en keyifli şehirlerinden Varna’ya, Bulgaristan’ın İzmir’i desek yeridir. 18 kilometre uzaklıktaki Altınkum Plajları ile ünlü olan Varna, ekonomik ve eğlenceli hayatıyla İbiza’nın ucuz versiyonu olarak da adlandırılıyor. Turistik bir kent olan Varna’ya İstanbul’dan otobüslerle ulaşmanız mümkün. Barların ve kafelerin oldukça ilgi gördüğü bu şehirde eğlenceli bir tatil geçirmek pek popüler. Varna’sız bir Bulgaristan gezilecek yerler listesi düşünülemez.

6- Blagoevgrad

Blagoevgrad cazibeli bir şekilde pek çok yerli ve yabancı yatırımcının göz kamaştırıcı bir idari merkezidir. Şehir nüfusu 70.000 civarındadır ve ülkenin tüm güneybatı bölgesi için büyük bir ekonomik ve kültürel sıcak nokta olarak hizmet vermektedir. Bu nedenle, güzel Blagoevgrad, iki prestijli üniversiteye ev sahipliği yapmaktadır; bunlardan biri Bulgaristan Amerikan Üniversitesi’dir.

7- Kırcaali

Bulgaristan’ın güneyinde yer alan Kırcaali şehri, ağırlıklı olarak Türklerin yaşadığı bir şehir. Nüfusun yaklaşık %80’inin Türk olduğu söylenmektedir. Yemyeşil köyleri ve ardasıyla bilinen bu doğa güzeli şehirde samimi bir seyahat geçirilmesi muhtemel. Şehir adını Gazi Kırcı Ali’den alır.

8- Vidin

Bulgaristan’ın kuzey batısında, Romanya ile sınırı olan Vidin, ihtişamlı kalesi ile meşhur. Ayrıca Tuna nehrine kıyısı olan Vidin tarihi özellikleriyle ön plana çıkıyor.

9- Silistre

Bulgaristan’ın kuzey doğusunda yer alan Silistre, Vidin gibi Tuna nehrine kıyısı olan bir diğer şehirdir. Yeşil ağaçların arasına kurulmuş olan ufak bir şehir olmasına rağmen tarihte önemli bir yere sahiptir.

10- Mestanlı

Kırcaali’ye bağlı olan Mestanlı kasabası, Türk nüfusunun yaygın olduğu yerlerden. Şirin bir kasaba olan Mestanlı’da bir veya yarım gününüzü geçirmenizi tavsiye edebiliriz.

Bulgaristan gezilecek yerler listenize mutlaka Sofya, Varna ve Plovdiv şehirlerini ayırmanız gerektiğini hatırlatmak istiyoruz.

Bulgaristan Gezilecek Yerler – En Güzel 10 Şehir yazısı ilk önce Gezi Rehberleri üzerinde ortaya çıktı.

Trakya’nın Karadeniz sahil kesiminde yer alan belde Kırklareli ilinin Demirköy ilçesine bağlıdır. Kırklareli merkeze 100km uzaklıkta olup, Demirköy ilçesine ise 26km mesafededir. Birçok kişi tarafından saklı cennet olarak nitelendirilen İğneada’sının 22km sahili bulunmaktadır. Dolayısıyla yaz sezonunda bir hayli yoğun ziyaretçi akınına uğrayan belde de tatil yapmak oldukça keyif vericidir. Normal şartlarda İğneada Nüfusu 2010 sayım neticesinde 1966 kişiden oluşmaktadır ama bu rakam yaz sezonunda 10.000’ni aşmaktadır. 1972 senesinde belde konumuna geçen İğneada’nın geçim kaynağı balıkçılık ve turizmdir. Çevresi meşe ormanları ile kaplı olan bu doğal güzellik fırsat buldukça keşfedilmesi gereken ender yerlerden biridir.

İğneada Gezilecek Yerler

Son dönemlerde nükleer santral yapılacak yer olarak gündeme gelerek birçok kişiyi üzen İğneada ormanı, gölleri, denizi ve yeşilin en güzel haliyle büyüleyici bir güzelliğe sahiptir. Sayısız kuş türüne ev sahipliği yapan Longoz Ormanı ve çeşitli ağaçları ile görülesi yerlerin başında gelmektedir. Daha çok doğası ile gündeme gelen İğneada yakınlarında tabi ki görülmeye değer farklı mekanlar da vardır. Bunlardan bazılarını aşağıda sizler için sıralamış bulunmaktadır.

Dupnisa Mağarası

2720 metreden oluşan Dupnisa Mağarası’nın 1000 metrelik bölümü sulak bir alandan oluşmaktadır. Sarpdere Köyü içinde bulunan mağara Yıldız Dağları boyunca uzanmaktadır. Mağaranın içinde yarasa yuvalarının yoğunluğu ve ayrıca fazlaca merdiven içermesi çocuk ile hamile bayanların ziyaretine uygun olmamasına yol açmaktadır. Köy içinden kalkan otobüsler aracılığı ile mağara ulaşarak 3 TL karşılığında ziyaret edebilirsiniz.

İğneada Longoz Ormanları Milli Parkı

Türkiye-Bulgaristan sınırına sadece 25 km mesafede olan park alanı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü kontrolündedir. 2007 senesinde kurulan parkta Erikli, Mert, Saka, Pedina ve Hamam adını almış beş doğal göl bulunmaktadır. İğneada merkezinden yürüyerek ulaşabileceğiniz park oksijeni, göremeyeceğiniz güzellikteki bitki örtüsü ile İğneada Gezilecek Yerler listesinin en başında olmalıdır.

İğneada Feneri

Denize ortalama 50 metre mesafede konumlanan diğer bir adıyla Liman Feneri, 1866 senesinde Fransızlar tarafından Sultan Abdülmecit döneminde inşa edilmiştir. Işıklandırma sistemi kendine hayran bırakacak bir görseli içermektedir. 1940 senesinde fenerin koruyuculuğunu Servet Nine üstlenmiştir ve ölümünün ardından bu görev torunlarına kalmıştır. Beldenin simgesi haline gelen fener mutlaka görülmesi gereken noktalardan biridir.

Palivor Çiftliği

Orman yolu içinde yaklaşık 14 km kadar bir yolculuk yaparak ulaşabileceğiniz hayvan çiftliği doğa içinde bir cennet olarak tanımlanabilir. Tamamen organik ürünleri deneyebilir ve huzur içinde hem beyninizi hem de ruhunuzu dinlendirebilirsiniz.

Saka Gölü Longozu

Kumsalın hemen yanında yer alması bazı zamanlarda denizle birleşerek mükemmel bir görseli oluşturmasını sağlamaktadır. Çok çeşitli balık türlerine ev sahipliği yapan Saka Gölü kuşkusuz görülmeye değerdir. Geniş bir alana yayılan göl çevresinde yürüyüş veya piknik yapmak huzurla birlikte keyif verici olacaktır. Yolunuz İğneada tarafına düşerse mutlaka bu gölü görmeniz ve çevresindeki güzelliklere farklı bir deneyim yaşamanız adına şahit olmanız gereklidir.

Beğendik Köyü

Tertemiz deniziyle dillere destan olan Beğendik Köyü, Bulgaristan sınırında bulunmaktadır. Haftasonu gezmek için güzel bir destinasyon. Huzurlu, sessiz ve sakin. Konaklamak için de tesisleri mevcut.

Bulanık Dere Longozu

İğneada’nın en büyük ve bilindik deresi Bulanık Dere birden fazla köyden geçmektedir. Karadeniz’e dökülen dere doğa güzelliğiyle görülmeyi hak ediyor.

İğneada’ya Nasıl Gidilir?

Türkiye’de istenilen hemen her bölgeden otobüs ulaşım yolunu kullanarak İğneada’ya ulaşmak mümkündür. Kırklareli merkeze gelindiğinde özellikle yaz mevsiminde otobüs firmaları İğneada’ya sıklıkla servis hizmeti sunmaktadır. Dolayısıyla otobüslerin servislerini kullanarak hiç sıkıntı çekmeden bölgeye ulaşabilirsiniz. İstanbul‘a ortalama 4 saat mesafede konumlanan İğneada’sı hafta sonu kaçamakları için doğru bir seçim olacaktır.

İğneada’ya Ne Zaman Gidilir?

Karadeniz iklimine sahip olmasından ötürü kışları yağışlı ve biraz sert geçer. Yaz mevsiminde ise deniz ile orman etkeni göze alındığında biraz serin olduğu söylenebilir. Deniz tatili yapmak isteyenler için en uygun dönem Haziran ile Eylül aylarıdır. Bu aylar dışında sakin bir süreci muhteşem bitki örtüsü eşliğinde geçirmek isteyenler tabi ki tercih edebilir.

İğneada’da Nerede Kalınır?

Geçmiş dönemlerde İğneada Konaklama konusunda biraz zayıf kalsa da günümüzde turist yoğunluğunun fazla olması nedeniyle her geçen gün otel ile pansiyon sayısının arttığı gözlemlenmektedir. Hatta bölge halkı bile kendi evlerini pansiyon ya da kiralık olarak ziyaretçilere alternatif olarak sunmaktadır. Dolayısıyla her bütçeye uygun konaklama seçeneklerinin var olduğunu söyleyebiliriz. Bölgede en sık tercih edilen tesislerden bahsetmek gerekirse aşağıda fiyat uygulamasıyla beraber birkaç tanesini örnek verebiliriz.

• İğneada Parlak Resort Hotel: 29.00 ila 82.00 Euro
• İğneada Motel: 27.00-40.00 Euro
• Aydeniz Apart Hotel: 40.00-50.00 Euro

gibi seçeneklerin yanı sıra çok daha uygun fiyatlı pansiyonlarda bulunmaktadır.

İğneada Mutfağı

Trakya yemek kültürünü benimseyen İğneadalılar Patates Çorbası, Arnavut Ciğeri, Pırasa Yemeği ve Çılbır lezzetleri ile gündeme gelmektedir. Ayrıca yörede hamur işleri fazlaca yapıldığından ötürü sacda yapılan Cizleme de oldukça severek tüketilen bir lezzettir. Zeytinyağlılar, et yemeği çeşitleri, farklı tatlılar ve çeşitli aperitiflerle oldukça zengin bir yemek kültürüne sahip olan yöre de balıkçılığın geçim kaynağı olmasından ötürü taze balık çeşitleri de son derece fazladır. Bunun yanı sıra reçelleriyle de gündeme gelen Trakya bölgesi hemen her sebze ile meyvenin reçelini yaparak değişik tatlara imza atmaktadır. Dolayısıyla bu lezzetlerle İğneada Mutfağı içinde de karşılaşarak daha önce hiç denemediğiniz tatlarla tanışabilirsiniz. Bölgenin kendine has birçok lezzetinden biri olan Hardaliye, Kırklareli’nin özel içeceğidir. Bağlardan toplanan üzümle yapılan içecek yerli yabancı turistler tarafından da beğen toplamaktadır. Kısacası her damak tadına hitap eden lezzetleri bünyesinde barındıran bölge her bakımdan görülmeye değerdir.

İğneada Alışveriş

İğneada’da diğer tatil beldelerine göre aktif alışveriş merkezi potansiyeli yoktur. Daha çok yöre halkının yaptığı organik ürün alışveriş imkanı bulunmaktadır. Özellikle bal satışı oldukça yoğundur. Bununla birlikte tabi ki süs eşyaları, çeşitli seramikler ve takılar alabileceğiniz küçük dükkanlar da vardır. Ayrıca İğneada’sı içinde marketler de bulunmakta olup, Cumartesi günleri Pazar kurulmaktadır ve pazardan birçok ihtiyaç karşılanabilmektedir. Bol ışıklı lüks alışveriş merkezlerini beldede göremeseniz bile sakinliği ve kendine has havası ile kurulan pazarı, sevimli dükkanları yaptığınız alışverişinizi unutulmaz kılacaktır.

İğneada’da Gece Hayatı & Meyhaneler

İğneada çılgın partilerin yapıldığı sabaha kadar dansların devam ettiği bir yer değildir. Yani gece kulübünde zaman geçirmek isteyenler için doğru bir seçim olamayacaktır. Daha çok sesiz ve huzurlu bir tatil hedefleyenler için ideal bir yer olan belde, akşamları balık restoranlarında fasıl dinleyerek keyifli zaman geçirilecek yerlerden biridir. Ayrıca fazlaca kafe seçeneği arasından bir seçim yaparak hafif müzik dinleyebilir, sahilde yürüyüş yaparak beldenin muhteşem sakinliğinin keyfini çıkarabilirsiniz. Bazı barlarda içki eşliğinde hafif müzik dinleme imkanı da bulunmaktadır. Kısacası hareketli bir gece hayatı yerine daha çok kafa dinlemek isteyenleri cezp edecek yaşam şekline sahip bir yerdir diyebiliriz.

İğneada Gezilecek Yerler yazısı ilk önce Gezi Rehberleri üzerinde ortaya çıktı.

Portekiz, Avrupa kıtasının güneybatısında yer almaktadır. İber Yarımadası üzerinde yer alan Portekiz, 91.470 km2 toprak ve 620 km2 su kapsar. Avrupa kıtasının batı sınırında yer almaktadır. Son noktaya ulaşmak için Lizbon‘dan 1 saatlik tren yolculuğuna çıkılması gerekir.

Portekiz’in tek komşu ülkesi İspanya’dır. Kuzeyden ve doğudan İspanya ile çevrelenmiş olan ülkenin kalan kısımları ise Atlantis Okyanusu ile çevrilidir. Avrupa’da okyanusta yüzme deneyimi sunan nadir ülkelerden bir tanesidir. Halkının büyük bir çoğunluğu gemicilik ve balıkçılık ile ilgilenir. Nitekim Portekiz mutfağının büyük bir bölümünü de deniz ürünleri kapsamaktadır.
Portekiz, 1139’da kurulmuştur. Nüfusu ise 10.35 milyon (2015)

Portekiz Haritası

Portekiz haritası üzerinde de görebileceğiniz Lizbon ve Porto, ülkenin en büyük iki şehridir. Portekiz’in başkenti Lizbon, en fazla turist çeken, İstanbul‘a da oldukça benzetilen harika bir şehirdir.

Portekiz para birimi Euro’dur. Konuşulan dil ise Portekizce’dir. Ancak halkın büyük bir çoğunluğu İngilizce ve İspanyolca bilir.
Ülkenin telefon kodu 351’dir ve Portekiz siteleri internet domain uzantısı .pt’dir.

Portekiz’e Nasıl Gidilir

Portekiz’e İstanbul’dan direkt uçuş sağlayan tek Türk firması Türk Hava Yolları’dır. Lizbon ve Porto’ya düzenlenen uçuşlar 4 saat 55 dakika sürer. Portekiz firması TAP Portugal da İstanbul’a seferler düzenliyor. Bilet fiyatları özellikle yaz aylarında çok yüksek olduğu için Portekiz’e Avrupa içinden low cost uçak firmaları ile ulaşmak çok daha ucuz. Madrid veya diğer İspanya şehirlerinden tren seferleri düzenleniyor.

Genel olarak Portekiz’e şu üç aşamadan biriyle ulaşabilirsiniz:

• İstanbul’dan Lizbon veya Porto’ya THY direkt uçuşları ile
• Türkiye’den herhangi bir Avrupa şehrine ve oradan Ryanair/Wizz Air/Easy Jet tarzı low cost uçak firmalarıyla Portekiz’e. (Örn: İstanbul > Budapeşte > Porto)
• İstanbul’dan Madrid’e uçakla ve Madrid’den Lizbon’a tren ile. (Madrid – Lizbon tren yolculuğu 12 saat sürüyor ve ücret ortalama 25€ civarında.)

Portekiz’de Ne Yapılır

Portekiz gezilecek yerler yazımıza göz atarak en önemli şehirler hakkında bilgi edinebilirsiniz.

Ek olarak;

• Portekiz’in meşhur şaraplarını deneyin.
• Okyanusta yüzme ve sörf yapma deneyimini es geçmeyin.
• Portekiz mutfağının lezzetli deniz mahsüllerini tadın.
• Sokak partilerine katılın.
• Tepelerinden eşsiz şehir manzaralarını izleyin.
• Tarihi ve kültürel turlara çıkın.

Portekiz Nerede ve Nasıl Gidilir? yazısı ilk önce Gezi Rehberleri üzerinde ortaya çıktı.

Ege Denizi’ndeki Kiklad adalarından biri olan Santorini, kaçamak için oldukça popüler bir seçenek haline geldi. Muhteşem manzarası, beyaz evleri ve günbatımıyla son dönemin en çok ziyaret edilen yaz destinasyonlarından. Türkiye’ye yakın olması, Türk tatilseverlerin de ilgisini fazlasıyla çekiyor. Bu yüzden bu yaz Santorini’ye gidecekler için Santorini’de nerede kalınır sorusuna cevap niteliğinde bir konaklama rehberi hazırladık.

Santorini’de kalmak için en iyi bölgeyi seçmek, seyahatinizin amacına bağlıdır. Adanın her popüler bölgesine göz atarak başlayacağız. Fakat bundan önce temel birkaç bilgi ve ipucu aktarmak istiyorum.

Santorini Otel Fiyatları

Santorini otel fiyatları genel olarak diğer tatil destinasyonlarından daha pahalıdır. Aynı şartlarda farklı bir bölgedeki otelle karşılaştırma yaparsanız ne demek istediğimizi anlayacaksınız. Yaz aylarında müthiş ziyaret edilen adanın bazı bölgelerinde yer bulmak bile zorlaşıyor. İşte bu yüzden, oteller fiyatlarını da yükseltiyor.

Genel olarak otel fiyatlarından tasarruf etmek istiyorsanız minimum 3 ay öncesinden rezervasyon yapmanız gerekiyor. Lüks oteller sezon içinde minimum 1.000 TL/gece fiyatı sunuyor. Tabi taleplere göre bu fiyat artmaktadır. Ancak bütçenize uygun, çok da özelliği olmayan otellerde geceliği ortalama 300-500 TL olan otellerde de konaklayabilirsiniz. Daha kapsamlı bir araştırma ile -aşağıda hazır bizim yaptığımız otel araştırmaları var- daha ucuza konaklama şansınız da var.

Santorini Otel Rezervasyonu

Santorini’de otel rezervasyonu yapmak için çeşitli siteler bulunuyor ancak bunların arasında en iyi hizmeti Booking.com sağlıyor. Booking’in sağladığı avantajlar genel olarak; kullanıcıların vermiş olduğu puanlar, daha önce konaklayanların yorumları, otelin haritadaki konumu, ödeme güvenliği ve Booking’in her zaman müşterinin yanında olması. Güvenli bir konaklama geçirmek istiyorsanız tavsiyem Booking üzerinden rezervasyon yapmanızdır. Zaten aşağıdaki önerdiğim otellerin ismine tıklarsanız, otelin Booking’deki sayfasına direkt olarak ulaşıp rezervasyon yapabilirsiniz.

Santorini otel rezervasyonu için farklı siteler de bulunmaktadır. Tur düzenleyen veya otel satışı yapan diğer web sitelerini de tercih edebilirsiniz ancak fiyat karşılaştırması yapmanızı öneririm. Nitekim her zaman en uygun fiyat Booking’de olmaktadır.

Santorini’de Nerede Kalınır?

Santorini’de öne çıkan birçok bölge vardır ve bunların hepsi farklı özellikleriyle bilinir. Örneğin plajlara yakınlık, sessizlik ve huzurlu bir görüntü sizin için önemli olabilir. Başkası için ise gece hayatı olmazsa olmazdır. İşte tüm bölgeler için işinize yarayacak bilgiler ve tavsiyeler:

Fira

Fira, Santorini adasının merkezidir. Hareketli etkinlikler içeren canlı bir bölge. Arkadaşlarınızla seyahat ediyorsanız veya gece hayatının merkezinde konaklamak istiyorsanız, Fira en iyi seçim olabilir. Merkezdeki caddelerde mağazalar, restoranlar, kafeler ve barlar bulunmaktadır. En iyi barlar ve gece kulüpleri, Fira bölgesinde.

• Fira bölgesindeki tüm otelleri görmek için tıklayın.

Firostefani

Firostefani, ucuz konaklama için en iyi seçenektir. Burası muhtemelen Santorini otelleri arasında en iyi fırsatları bulacağınız yer olacak. Zaten aşağıdaki otel tavsiyelerimde, Firostefani’deki otel fiyatlarını da görüp durumu anlayacaksınız.

Kasabanın merkezinden her yere kolayca ulaşabilirsiniz. Fira’ya yalnızca 10 dakikalık yürüme mesafesinde. Fira’ya yakın olmak fakat hareketin de göbeğinde konaklamak istemiyorsanız burası tam size göre.

• Firostefani bölgesindeki tüm otelleri görmek için tıklayın.

Imerovigli

Imerovigli, sessiz ve sakin bir tatil geçirmek isteyenler için huzurlu ortamı ile bilinir. Eğer Santorini’nin harika manzarasını gürültüden uzak ve dinlendirici bir bölgede geçirmek istiyorsanız hiç düşünmeden Imerovigli otellerine göz atın.

Bir uçurumun tepesinde bulunan bölge, adanın en iyi gün batımı manzarasına sahip. Mavi denizin mavi gökyüzüyle buluşmasını görebileceğiniz birçok nokta var.

• Imerovigli bölgesindeki tüm otelleri görmek için tıklayın.

Oia

Adanın kuzey ucunda bulunan Oia, Santorini’nin en romantik ve şirin kasabası. Oia’da Santorini’nin en ünlü kartpostal fotoğrafı olan Blue-Dome Kilisesi bulunmaktadır.

Kasaba genellikle gün batımına kadar kalabalık oluyor.  Çoğu turist gün batımının harika görüntüsünü görmek için de ziyarete geliyor. Bu yüzden bölgede daha çok alışveriş dükkanları ve restoranlar var. Gece hayatı ise çok durgun. Eğer Santorini’de balayı düşünüyorsanız veya çift olarak gidecekseniz, romantik anlar için Oia kasabasını seçebilirsiniz.

• Oia bölgesindeki tüm otelleri görmek için tıklayın.

Kamari

Yaz aylarında gidiyorsanız ve plajda uzanarak vakit geçirmek istiyorsanız, plaj kasabası Kamari’yi seçebilirsiniz. Sahil kasabası Kamari, otel ve restoranlardan muhteşem manzaralar sunmaktadır. Plaj aktivitelerinin durmak bilmediği bu bölge genel olarak eğlenceli ve canlı.

• Kamari bölgesindeki tüm otelleri görmek için tıklayın.

Santorini’deki en popüler bölgeler bu şekilde. Sizin için en uygun oteli yukarıda vermiş olduğumuz linklerden bulamadıysanız, aşağıdaki önerdiğim otellere göz atabilirsiniz. Santorini’de nerede kalınır sorusuna cevap niteliğindeki otel tavsiyelerimize geçelim.

Santorini Otel Tavsiyeleri

Santorini bölgeleri hakkında bilgi verdik. Şimdi bu bölgelerdeki en iyi, en uygun ve fiyat açısından bütçenizi yormayacak otel seçeneklerini aktaracağım. Verdiğim otel tavsiyelerinin tamamını araştırdım, hatta bazılarında konakladım. Bu yüzden çoğu kaliteli ve yüksek alan oteller olduğu için gönül rahatlığıyla otelin ismine tıklayarak Booking.com üzerinden rezervasyon yapabilirsiniz.

Fira Otel Tavsiyeleri

Fira’da iyi ve lüks otel tavsiyesi: Aria Suites

Aileler için Santorini’deki en iyi lüks otel. Mağazalar ve restoranların yer aldığı caddelere 3 dakikalık yürüme mesafesinde. Küçük çocuklara izin veren Santorini’deki birkaç lüks otelden biri. Otele ulaşım çok kolay ve harika bir manzarası var.

Fira’daki en ucuz oteller:

Keti Hotel

Otel restoranının harika manzarası var ve ayrıca ufak bir havuz muhteşem deniz manzarasına sahip. Bu manzaraya ve konuma sahip bir otel için oldukça uygun fiyatlar sunuyorlar. Kasaba merkezine 3-5 dakikalık yürüme mesafesinde.

Kamares Apartments

Fira yamacında yer alan otelin manzarası da nefes kesici. Santorini’deki en özel şey manzara olduğu için, otellerin de manzaralı olmasına özen gösteriyorum. Uygun fiyatlı seçenekler arasında bu oteller yer alıyor.

Firostefani Otel Tavsiyeleri

Firostefani’de iyi ve lüks otel tavsiyesi: The Tsitouras Collection

İki yardımsever ve sıcakkanlı kişi tarafından işletilen bu otel, muhteşem manzarasıyla mest ediyor. Santorini otelleri arasında nadir bulunan bir özelliğe sahiptir: otele ulaşmak için tırmanışa ve fazla yürümeye gerek yok! Otelin ayrıca şirin ve güzel bir havuzu var.

Firestofani ucuz otel tavsiyeleri

Villa Ilias

Bu otel Firestofani bölgesinde yer alsa da Fira’ya 15 dakikalık mesafede. Bu yüzden iki bölgenin arasında kaldığı için iyi bir konuma sahip diyebilirim. Odaların tamamında manzara yok ama olanlar iç açıcı. Ortalama bir otel. Uygun fiyat arayanlar için güzel bir seçenek.

Villa Maria Damigou

Denize bakan otelin manzaralı olanları ilginizi çekebilir. Otelin konumu gerçekten ideal fakat çok yüksek standartlara sahip değil. Ortalama fiyatlara iyi bir konaklama deneyimi yaşamak istiyorsanız burası Santorini’de nerede kalınır sorunuza cevap olabilir.

Oia Otel Tavsiyeleri

Oia’da iyi ve lüks otel tavsiyesi: Katikies Hotel

Katikies, Oia’daki en iyi otel. Harika konumu, 3 yüzme havuzu ve harika bir kahvaltı servisi mevcut. Restoranları Santorini’nin en güzellerinden biridir. Katikies, Oia’da asansörlü birkaç otelden biridir. Eğer para konusunda limitiniz yoksa, Santorini’de nerede kalınır sorusuna hiç düşünmeden bu oteli karşılık olarak düşünebilirsiniz.

Oia ucuz otel tavsiyeleri

Delfini Villas

Denize hakim bir konumda olan bu otelin sizi şaşırtacak birçok noktası var. Keyifli bir konaklama için -çok ucuz olmasa da- diğer otellere göre daha uygun fiyatlar bakımından tercih edilebilir.

Zoe Houses

İki katlı daire seçenekleri sunan Zoe Evleri Oia bölgesinin en güzel konaklama seçeneklerinden biri. Plajlara yürüyerek gidebileceğiniz gibi otelin havuzunda da yüzebilirsiniz.

Imerovigli Otel Tavsiyeleri

Imerovigli’de iyi ve lüks otel tavsiyesi: Astra Suites

Umarım Santorini’de nerede kalınır sorusuna cevap verebilmişizdir ve kendinize uygun bir otel bulmuşsunuzdur. Aşağıdaki yazılarımız da ilginizi çekebilir.

• Kos Adası Gezi Rehberi
• Yunan Adaları
• Yunanistan Gezilecek Yerler

Santorini’de nerede kalınır | Bölgeler ve Otel Tavsiyeleri yazısı ilk önce Gezi Rehberleri üzerinde ortaya çıktı.

Muhteşem doğası, sıcakkanlı insanları ve kuzey ışıklarını görme imkanıyla, merak edilen İzlanda hakkında küçük çaplı bilgi aktarımı yapmak istiyorum. Ülkenin sadece 330 bin civarı nüfusu olduğu ve muhteşem doğal güzellikleri barındırdığını söyleyebilirim. Son zamanlarda futboldaki başarıları ve tribünde yaptıkları şovlarla tanınan İzlandalılar, her ne kadar az olsalar da popüler olmayı başardı. Fakat bizi asıl etkileyen İzlanda’nın kartpostallarda gördüğümüz yemyeşil coğrafyası ve kuzey ışıkları. Şimdi İzlanda’ya gitmek isteyenler için konum ve ulaşım bilgilerini paylaşalım.

İzlanda Nerede

İzlanda, Avrupa kıtaları ile Kuzey Amerika arasında yani Atlas Okyanusunun en kuzeyinde yer alır. Ülkenin en yakın komşusu ortalama 350 km batısında kalan Grönland’dır. Mevcut nüfusunun yaklaşık 200 bini başkenti Reykjavik’te yaşamını sürdürmektedir. Dolayısıyla ülkenin en kalabalık bölgesi olan başkenttir ve diğer kısımları daha sessiz ve sakindir.

Birçok kişi tarafından buz ülke olarak adlandırılan İzlanda jeolojik yağısından kaynaklı sıcak su etkisi altında olduğundan düşünüldüğü kadar soğuk bir iklime sahip değildir. Ülkede gezip görebileceğiniz sayısız doğal güzellik vardır. Mesela Mavi Lagün görüp görebileceğiniz nadir güzelliğe sahip bir bölgedir. Lav alanlarının oluşturduğu siyah kayalıklar içinde masmavi sıcacık bir su kesinlikle hem görülmeli hem de deneyim edilmelidir. Ülkenin başkenti Reykjavik bölgesi ise kesinlikle görülmeye değer tarihi ve doğal güzellikleri barındırmaktadır. Özellikle renkli çatılı, büyük camlı kutu gibi evleri göreni hayran bırakacak güzelliktedir. Gecesi ayrı gündüzü ayrı olan İzlanda’da gezilecek yerler oldukça fazla olduğundan bu ülkeyi ziyaret ettiğinizde kesinlikle 5-7 gün kadar kendinize zaman ayırmalısınız. Coğrafi açıdan kendi başına ayrı bir dünya gibi görünen ve halkı tarafından da aynı görüşün savunulduğu İzlanda dünya ülkeleri arasında en güvenli ve kendi içinde en sorunsuz ülkelerden biridir. Örneğin; bütün evlerde camlar açıktır ve çoğu kişi camlarını perde ile kapatmaz. Özellikle alt katlarda camlar sürekli açıktır ve hiçbir hırsızlık ya da farklı bir vaka ile karşılaşılmaz.

İzlanda’ya Nasıl Gidilir

Böylesine ender bir ülkenin hem güzelliklerini hem de kültürel değerlerini keşfetmek için İzlanda’ya nasıl gidilir dediğinizde, Türkiye’den ülkeye direk uçuş olmadığını ancak aktarmalı şekilde ulaşım yapabileceğinizi söyleyebiliriz. Ülkenin başkentine 50 km gibi en yakın mesafede olan Keflavik Uluslararası Havalimanı’na iniş yaparak, oradan şehir merkezine transferi sağlayan iki firmadan birinin aracını tercih edip, Reykjavik merkezine ulaşabilirsiniz. Bununla birlikte şehir merkezine araba kiralayarak, taksi kullanarak veya otobüse binerek de ulaşmanız mümkündür. Havaalanı ile Reykjavik merkezi arasındaki mesafe ortalama 45 dakika kadar sürmektedir.

Dilediğiniz ulaşım aracını tercih ederek İzlanda başkentinin merkezine ulaşabilir, sonrasını istediğiniz gibi planlayarak ülkede unutulmaz bir gezi yapabilirsiniz. Ayrıca kalabalık bir grup ya da sadece 2 kişi seyahat edecek olup, kendi başınıza hareket etmek istemiyorsanız İzlanda turları ile de ülkeye ulaşabilir, en önemli gezi noktalarını deneyimli rehberler eşliğinde gezip görebilirsiniz.

İzlanda’ya Avrupa içerisinden low cost uçak firmalarıyla ucuza gidebilirsiniz. Türkiye’den yapacağınız aktarmalı uçuştan çok daha ucuza geleceğinden emin olabilirsiniz.

İzlanda Nerede ve Nasıl Gidilir yazısı ilk önce Gezi Rehberleri üzerinde ortaya çıktı.

Türkiye’den Odessa’ya gitmeye karar verenler için bir ülke daha görme imkanı var: Moldova. Odessa’dan başkent Kişinev’e toplam mesafe 173 km. Yani arabayla ortalama 3,5 saatlik bir yolculuğun ardından ikinci ülke keşfinize başlayabilirsiniz. Peki Kişinev’e nasıl gidilir?

Ukrayna’da İngilizce bilme oranı çok düşük ve tabelaların hiçbirinde latin harfleri kullanılmadığından bu konuda çok sorun yaşadık. Araba kiralamaktan da bu yüzden vazgeçtik. Genel olarak üç alternatif var: araba kiralamak, BlaBlaCar veya otobüs yolculuğu. Bunların hepsinden tek tek bahsedeceğim.

Otobüs

Odessa Uluslararası Otobüs Terminali’nden belirli saatlerden Kişinev’e direkt otobüs kalkıyor. Bu otobüs yolu çok uzatıyor ve yol üzerinde sürekli yolcu indirip bindirdiği için yolculuk 5.5 saate kadar çıkıyor. Biz sabah saatlerinde BlaBlaCar’daki randevumuza yetişemediğimiz için 08:20 otobüsüne binip saat 14:00’e doğru şehre varmıştık. Otobüsler baya bir eski ve konforsuz. Yollar da çok bozuk olduğu için iyi bir yolculuk deneyimi beklemeyin. Ayrıca otobüste bizden başka yabancı turist yoktu. Haliyle İngilizce bilen de olmuyor. Sınırda Türk pasaportunuzu görüp rüşvet isteyebilirler. (daha önce başına gelenler olmuş, bize olmadı fakat hazırlıklı olmanızda fayda var) Bize neden Kişinev’e gittiğimizi, kaç gün kalacağımızı ve daha sonra nereye gideceğimizi otobüs içerisinde sorup pasaportumuzu aldıktan sonra damgalayıp geri getirdiler. Otobüs yolculuğunuz Kişinev’in otogarında son bulacak.

Tek kişi bilet ücreti 235 UAH
Yolculuk süresi 5,5 saat

BlaBlaCar

Kişinev’den Odessa’ya veya Odessa’dan Kişinev’e arabayla giden birçok kişi oluyor. BlaBlaCar sayesinde bu arabalara katılabilirsiniz. Eğer arabayla giderseniz yolculuğunuz 3,5 saat sürer. Otoyol inanılmaz kötü olduğundan daha fazla gitmek pek mümkün değil. Bazı arabalar her gün bu iki şehir arasında gidiyor ve otobüs ücretinden daha az ücret talep ediyor. Biz Odessa’ya dönüşte 200 UAH ödeyerek BlaBlaCar ile dönmüştük ve çok memnun kalmıştık. Otobüs her zaman ikinci tercihiniz olmalı.

Araba kiralamak

Odessa Havalimanı veya Tren Garı’ndan araba kiralayarak Kişinev’e gidebilirsiniz. Biz bunu yapmadık çünkü tabelalarda sadece Ukraynaca ifadeler var. Navigasyonunuzun sürekli açık olması gerekiyor ancak otoyolun bazı noktalarında telefonumuz çekmemişti. Ayrıca sınırda sıkıntı yaşayabilirsiniz. Otoyolun da çok bozuk olduğunu düşünürseniz, araba kiralamayı pek de önermemekteyiz. Hem yukarıdaki iki seçenekten daha pahalı bir yöntem.

Kişinev, Moldova mutlaka görülmesi gereken bir yer. Fazla turistik olmasa da inanılmaz ucuz ve ilgi çekici yapılara sahip. Bu yüzden Odessa seyahatinizde vaktiniz olursa 1,5-2 gününüzü buraya ayırarak yeni bir kültür daha keşfetmiş olabilirsiniz.

Sorularınızı yorum olarak yazarsanız kısa sürede cevaplayabilirim. Şimdiden iyi yolculuklar!

Odessa’dan Moldova Kişinev’e Nasıl Gidilir yazısı ilk önce Gezi Rehberleri üzerinde ortaya çıktı.

Milano’da deliler gibi alışveriş yaptıktan, Roma’da tarihi yapılara doyduktan, Venedik sokaklarında kaybolduktan sonra kısa bir deniz molası vermek herkese iyi gelecektir. İtalya, bilinenin aksine iyi bir yaz tatili destinasyonudur. Birbirinden güzel plajlarda yüzdükten sonra tarihi ve kültürel keşfinize devam edebilirsiniz! İşte İtalya’nın en güzel 10 plajı:

Forno, Elba, Tuscany

Elba’daki beş ana kumsal, popüler sezonlarda tıklım tıklım olur. Ancak, Biodola Körfezi’nde bulunan Forno, çok daha sakin ve yeşil ağaçlarla çevrili güzel bir koyda yer almaktadır.

Levanto, Liguria

Cinque Terre’nin en batısında bulunan küçük Levanto tesisi, harika bir kum plaja sahiptir. Ayrıca sörf deneyimi yaşamak isteyenler için de gereken imkanı sunar.

Cefalu

Sicilya’nın en uğrak tatil beldelerinden biri olmasına rağmen Cefalù, küçük çaplı bir balıkçı limanı olarak sakin bir yaşama sahiptir. Harika kumlara sahip plajları en çok ilgiyi gören yerleridir ancak Cefalù hoş bir şehirdir ve görülmesi gereken birçok noktası vardır. İtalya turları ile yola çıktığınız takdirde en az bir gününüzü buraya ayırmanızı öneririz. İtalya planlamanızı yapmak için https://www.prontotour.com/Paket-Turlar/Italya-Turlari adresini ziyaret edip uygun fiyatları görebilirsiniz.

Acquavivetta, Elba, Tuscany

İtalya’nın en büyük üçüncü adasında yüzmek için Acquavivetta’ya gidin. Çok uzak olmayan Sansone Plajı, yüksek kayaların arasındadır ve hafif eğimli sahili sayesinde çocuklar için de idealdir.

Spiaggia del Fornillo, Positano, Amalfi Coast

Upmarket Positano pahalı olsa da, plajları güzel ve çok kalabalık değil. Ağaçlarla ve kayalıklarla çevrili plajda yüzerken doğanın keyfini çıkarabilirsiniz. Pupetto otelinin uzunluğu boyunca uzanan bar-terası, Positano’da en ucuz yemek yiyebilecek yerlerden biridir.

Sant’Andrea, Elba, Tuscany

Güneş şezlongları ve barlarıyla iyi hazırlanmış bu güzel kumlu plaj, Elba’daki en iyi alternatiflerden biridir. İsterseniz tekne, rüzgar sörfü kiralayabilir veya dalış yapabilirsiniz.

Tonnara di Scopello, Riserva Naturale dello Zingaro

Bir zamanlar yazar Gavin Maxwell’in yaşadığı ve kitabını yazdığı sevimli koy, İtalya’nın bilinmeyen noktalarından biri. Gerçek olamayacak kadar güzel bir mimariye sahip bölge. Rıhtımda terk edilmiş binalar ve denizin üstündeki sivri tepeli çukurlar buraya en iyi atmosferi sağlayan durumlar.

Torre Guaceto, Puglia

Bu güzel deniz alanı, birçok diğer İtalyan plajlarının yoğunluğuyla karşılaştırıldığında daha fazla özgür diyebiliriz. Mercan ve deniz otlarının deniz üzerinde süzülüşü huzur verirken tüplü dalış yapmak ya da sadece kumsalda serinlemek buranın en iyi aktiviteleridir.

Rinella, Salina, Aeolian Islands

Balıkçı Evleri Rinella’daki plajın üzerinde yer alıyor ve adeta bir Yunan adası hissiyatı veriyor. Birkaç iyi bar Filicudi üzerinde günbatımını izlemek için güzel seçenek. Denizi ise harika!

İtalya’da tatil yapmak isteyenler bu muhteşem plajları gözden geçirdikten sonra kararını pekiştirebilir. Çoğu şehirlere yakın olması da kültür keşfi yapmanızı da sağlayabilir. Her isteğinize cevap verebilecek İtalya’ya tur ile giderseniz kapsamlı bir şekilde ülkeyi gezebilirsiniz. Şehirler arasında geçiş yaparken küçük köyleri de görmeyi ihmal etmeyin. İtalya’nın lezzetli yemeklerini denedikten sonra kendinizi en güzel İtalya plajlarına bırakın…

En Güzel İtalya Plajları yazısı ilk önce Gezi Rehberleri üzerinde ortaya çıktı.

Ukrayna’nın turistik ve tatil şehri Odessa, hem tatil yapmak hem de yeni yerler keşfetmek isteyenler için oldukça güzel bir rota. Üstelik son dönemlerde pasaport zorunluluğunun da kalkması birçok Türk vatandaşının Odessa’ya gitmesini sağladı. Bizim seyahatimiz de pasaport zorunluluğunun kalkmasının tam üzerine geldi. Yaklaşık 1 saat 10 dakikalık uçuşumuzun ardından Odessa’ya varmıştık.

Ukrayna’nın birçok şehrinden, hatta Romanya ve Moldova’dan birçok insan tatil yapmak için Odessa’yı tercih ediyor. Ancak Türk sayısı çok daha fazla.  Yaklaşık 4 gün geçirdiğimiz Odessa’da ihtiyacınız olacak tüm bilgileri bu yazımda yer verdim.

Gitmeden önce şu tavsiyelerime göz atmanızda fayda var:

• Ukrayna’da İngilizce bilen sayısı çok ama çok az. Türkçe bilen sayısı daha fazla diyebilirim.
• Odessa, Lviv ve Kiev’e göre biraz daha pahalı. Tatil şehri olmasından kaynaklı fakat pahalı dediğime bakmayın, bize göre çok ucuz bir şehir.
• Denizi çok temiz değil fakat yüzülebilir. Genellikle dalgalı. Çoğunlukla beach club’lardaki havuzlar tercih ediliyor.
• Taksicilere dikkat! (Yazımın devamında gereken ipuçlarını bulabileceksiniz)
• Gece hayatı beklediğiniz gibi sonuçlanmayabilir.
• Konaklamak için Arcadia veya Merkez bölgelerini tercih edin, bu konuyla ilgili de detaylar aşağıda.

Odessa Nerede ve Nasıl Gidilir

Odessa Türkiye’nin kuzeyinde, Ukrayna’nın ise en güneyinde yer alan bir şehirdir. Doğu Avrupa bölgesinde yer alır. Moldova ve Rusya’ya komşudur.

Odessa’ya Türkiye’den Onur Air, Pegasus ve THY ile gidebilirsiniz. Uçuş süresi ortalama 1 saat 15 dakika sürmektedir. Yakın zamanda feribot ile de ulaşım sağlanacağı söyleniyor. Feribot süresi ise 36 saat. Uygun fiyatlara uçak bileti alıp vize istemeyen ülkeler arasındaki Odessa’ya 1 saatte gitmek en cazip seçenek.

Odessa, Ukrayna Para Birimi ve Fiyatlar

Ukrayna’da para birimi Grivna’dır. UAH olarak kısaltılır. 10 TL yaklaşık 75 Grivna yapar. Paranızı bozdurduğunuzda elinize bir tomar Grivna geçer, böylece kendinizi baya bir zengin hissedersiniz Para bozdurma işlemleri şehrin birçok noktasında yapılıyor. Komisyon almıyorlar. Şu ana kadar komisyondan veya kur farkından şikayet eden görmedim. Bizim paramızı da çok az bir farkla, neredeyse eşit paraya çevirdiler.

Bu temel tavsiyelerimin ardından detaylı bir şekilde şehirde işinize yarayacak bilgilere geçelim.

Odessa Havalimanı’ndan Şehir Merkezine Ulaşım

Gitmeden önce bu konuda çok fazla tavsiye alıp araştırma yapmamıza rağmen fazla ödeme yaptık. Aman diyeyim, Odessa’da taksiden uzak durun. Havalimanında iner inmez taksiciler size yapışacaktır. Merkeze ulaşımın ortalama bedeli 70-100 Grivna. Bize gelen taksicilere fiyat sorduğumuzda kapıyı 500 Grivna’dan açtılar. Pazarlıkla falan 300’e ardından da 250’ye kadar indirebildik. Eve gelip mesafeye baktığımızda iki katı para ödediğimizi fark ettik. (Çok büyük bir para değil ancak şehrin her noktasında turistlere 2-3 kat daha fazla fiyat çekiyorlar.)

Peki ne mi yapmalısınız? UBER! Odessa’da Uber’den inmeyin arkadaşlar. Araca binmeden önce ücret zaten hesaplandığından hiçbir şekilde yüksek fiyatla karşılaşmazsınız. Harita bellidir, şoför sizi dolaştıramaz. Biz merkezde konakladık. Arcadia’ya ortalama 7 km uzaklıktaydık. (Arcadia şehrin hareketli noktalarından biri) Ortalama 75 Grivna (10 TL) karşılığında UBER ile her gün gidip geldik. Taksicilerden fiyat aldığımızda 200-250 Grivna fiyat çekiyorlardı. Yani demem o ki, Odessa Havalimanı’na iner inmez UBER ile merkeze geçin, 10 TL ödeyin.

Otobüs seçeneği de var ancak taksiyle aşağı yukarı aynı paraya denk geliyor ve kimse tercih etmiyor. Otobüslerde genellikle kimse İngilizce bilmediğinden bu durumu önermiyorum.

Havalimanından indikten sonra taksiyle merkeze giderken geniş yolların yemyeşil ağaçlarla ve parklarla çevrili olduğunu görüp biraz olsun ferahlayacaksınız. Havalimanı yollarındaki reklamlarda genellikle İstanbul-Odessa kardeş şehir (Türkçe diliyle yazılı) ifadeler var. Bizden çok fazla turizm geliri elde ediyorlar. Bunu şehre gittiğinizde daha iyi anlayacaksınız.

Odessa Hakkında Bilgi

Odessa tam anlamıyla bir liman şehri. 2004 yılında bir milyonu geçen nüfusu yaz aylarında 2-3 kat artıyor. Şehrin limanı yük gemileri ile dolu. Birçok gezilecek noktası var. Turistik noktaları gezerken hiçbir Türkle karşılaşmayabilirsiniz, hatta gezerken “aa şehirde bir sürü Türk var diyorlardı, hani hiç yok” diyebilirsiniz bizim gibi. Ancak akşam saatlerinde Arcadia bölgesine giderseniz, görüşünüz tamamen değişecektir. Bunu kötü anlamda söylemiyorum. Ukraynalıların bir kısmı bizim ilgimizden memnun, bir kısmı değil. Bazı mekanlarda Türkçe müzikler çalıp garsonlar Türkçe bile konuşuyor. Bazıları ise Türkçe’yi duyar duymaz kaçıyor. Tamamen bırakılan imaj ile alakalı.

Odessa gerçekten ucuz bir şehir. Sigara paketleri 3-4 TL, ortalama bir restoranda yemekler 10-15 TL, otellerde çift kişilik konaklama ortalama 100-150 TL. Şehrin merkezi plajlara yaklaşık 15 dakika uzaklıkta. Merkez bölgesinin dışında Arcadia bölgesi en kalabalık noktalardan. Arcadia, gece kulüplerine, beach kulüplerine, Aquapark, Lunapark, restoranlar, oteller ve birçok ilgi çekici mekanlara sahip. Bu yüzden mutlaka uğranmalı.

Odessa’ya seyahat etmek, parayla zamanda yolculuk yaparak 50 yıl geriye gitmek gibi. Binalar, otobüsler, yapılar herşey çok eski. Komünizm etkileri hala göze çarpıyor. Özellikle ev kiraladık, yerel halkın yaşamını görebilmek adına. Evlere girerken 3 haneli dijital olmayan bir şifre giriyorsunuz. Apartmanlarda gezerken kendimi 15 yıl önceki İstanbul’da hissettim, o kadar eski.

Odessa’da Ulaşım

Odessa’ya seyahat ediyorsanız gideceğiniz yerler bellidir. Bu yerler arasında da çok fazla mesafe yoktur. Fakat merkezden Arcadia’ya da yürüyemezsiniz. Bunun için ya otobüse ya da taksiye binmeniz gerekiyor. Biz bir kere otobüse binmeyi denedik. Otobüslerde hiçbir şekilde latin alfabesi kullanılmadığı için tabelalardan hiçbir şey anlamadık. İnternetten bakıp hangi numaranın istediğimiz yere gittiğini öğrendik ve o otobüse bindik. Ancak içerde İngilizce bilen hiçkimse yoktu. Otobüs çok eski. Hala perde kullanılıyor. Fiyatın 5 yada 10 Grivna olduğunu hatırlıyorum. Minibüs mantığında inerken veya bindiğinizde şoföre veriyorsunuz parayı. Dijital bir sistem yok.

Şehir içinde toplu taşıma araçlarını kullanmak çok zor. Yine de ekonomik olarak tasarruf etmek istiyorsanız Google Maps kullanarak hangi otobüsün nereye gittiğini görebilir ve binebilirsiniz. Fakat yanlış bir yola saparsanız bunu anlatacağınız birisi karşınıza çıkmayacak Bu yüzden yine tavsiyemi tekrarlıyorum. Şehirde her noktaya UBER ile gidin. Ödeyeceğiniz rakamlar çok komik. 5 – 15 TL aralığında değişiyor olacak.

Odessa Gezilecek Yerler

Odessa’da turistik yer sayısı az. Müze sayısı bile çok az. Hatta görülecek yerler birbirine çok yakın olduğu için yürüyerek 1 günden kısa bir sürede her yeri tamamlayabilirsiniz. Odessa’nın en popüler noktası şehrin Devlet Opera Binası. Ayrıca İstiklal Caddesi’ni andıran Deribasovskaya Caddesi her zaman hareketli. Araç trafiğine kapalı olan geniş cadde sağlı sollu restoranlarla dolu. Cadde üzerinde geleneksel Ukrayna yemeklerini yiyebileceğiniz mekanların yanı sıra bir Türk restoranı ve McDonalds da bulunuyor.

Odessa’nın en ilginç yerlerinden biri de Katakombları. Şehir merkezinden 1 saatlik uzaklıkta bulunan yer altı yaşam alanları, bir dönem Partizanların adeta şehri imiş. Yerin 100 merdivene yakın altında bulunan, Avrupa’nın en büyük katakomblarından biri olan “Yeraltı labirentleri” mutlaka listenizde olmalı.

Odessa Opera Binası’nın devamında Duke de Richelieu anıtı bulunuyor. Adeta bir meydan niteliğinde olan bu bölgenin etrafında birçok etkinlik veya sokak sanatçısıyla karşılaşabilirsiniz. Anıtın tam karşısı, şehrin bir diğer turistik noktası olan Potemkin Merdivenleri’ne gider. 192 basamaktan oluşan merdiven oldukça uzun ve güzel bir manzaraya sahip. Merdivenlerden aşağı indiğinizde şehrin limanı ve Altın Çocuk Heykeli ile karşılaşacaksınız.

Odessa’da gezilecek yerler yazımızdan diğer noktalar ve açıklamalara ulaşabilirsiniz.

Odessa Gece Hayatı

Birçok kişinin sadece eğlenmek ve Ukrayna gece hayatı için seyahat ettiği aşikar. Bu yüzden Odessa gece hayatı bilgilerini de vermeden geçemeyeceğim. Öncelikle şunu bilmenizde fayda var: evet Ukraynalı kızlar gerçekten çok güzel, fakat beklediğiniz gibi koşa koşa size gelmeyecekler. Hatta gece kulüplerinde tanıştıklarınızın birçoğu escort olacak. Odessa’da yaz ayları çok sıcak geçtiği için insanlar genellikle akşam 10’dan sonra dışarı çıkıyor. Arcadia bölgesinde adım atılmıyor ve herkes beach club’lara akın ediyor.

Ibiza Beach Club şehrin en popüler mekanı. Herkes ilk buraya gider. Akşam erken saatlerde dolmaya başlar. Giriş ücreti erkekler için 40, kadınlar için 30 TL. İçeride alkol fiyatları da ortalama. Ne ucuz ne pahalı. Odessa’da mutlaka gitmeniz gereken bu mekan öğlen saatlerinde de yüzmek için güzel bir alternatif. Localarda günlüğü 150 TL’ye vakit geçirebilirsiniz. Normalde Avrupa’da dam sorunu yoktur ancak fazla Türk ilgisinden dolayı Ibiza Beach Club bazı dönemlerde damsız almıyor. Bu yüzden hazırlıklı olun. Sahil şeridinde diğer tercih edebileceğiniz mekanlar ise Bono Beach Club ve Itaka Beach Club.

Odessa’da Konaklama

Odessa’da konaklamak için en iyi iki alternatif var. Birincisi gece hayatına, aktivitelere ve hareketliğe yakın olan Arcadia Bölgesi. Arcadia çevresi zaten otel dolu. Her bütçeye uygun otel bulmak kolay. Fiyatlardan biraz sonra bahsedeceğim.

Diğer bölge ise Centrum, yani merkez bölge. Şehrin merkezinden Odessa’da gezilecek yerlere yürüyerek çok kolay erişebilirsiniz. Ancak denize 7-10 km mesafede. Taksiyle 10 TL karşılığında 5 dakikada gidebilirsiniz. Ben seyahatimde merkezde konakladım. Çoğu turistik noktayı yürüyerek gezdim ve Odessa’yı daha iyi hissettim. Akşam saatlerinde eğlenmek istediğim zaman UBER kullanarak 75 Grivna’ya Arcadia’ya geçtim. Tavsiyem de bu şekildedir.

Odessa’da ev kiralayabilir veya otelde konaklayabilirsiniz. Biz ev yaşantısını merak ettiğimiz için Airbnb’den ev kiraladık. 2 kişi 2 gece için 260 TL ödedik. Yani iki odalı evde geceliğine 65 TL ödemiş olduk. Ev sahibi yaşlı bir kadındı ve hiç İngilizce bilmiyordu. Ancak beden diliyle ve ara sıra oğluyla bizi konuşturarak sorunu çözdük. Yerlilerin arasında, şirin bir evde konakladık.

Odessa’da son gece ise otelde konakladık. Arcadia’da 3 yıldızlı Arcadia Hotel’de 90 TL’ye kaldık. (İki kişi) Yani geceliği 45 TL’ye üç yıldızlı otelde konaklamış olduk. Bu şehirde daha uygun fiyatlara bile konaklama seçeneği bulabilirsiniz. Ben araştırma yaparken aşağıdaki güzel seçenekleri bulmuştum. Siz de tıklayarak booking üzerinden rezervasyon yapabilirsiniz. Hepsi merkezi ve güzel konuma sahip oteller.

• Arcadia Hotel (3 yıldızlı, Arcadia bölgesinde, gayet temiz ve büyük bir otel. 2 kişi ortalama 100 TL’ye konaklayabilirsiniz.)
• Hotel Bristol (5 yıldızlı, lüks konaklama isteyenler için)
• Frapolli 21 (Merkezde 4 yıldızlı fakat ucuz ve temiz bir otel)
• Boutique Hotel California (5 yıldızlı otelde 150-200 TL’ye konaklayabilirsiniz, merkezde.)

Arcadia bölgesindeki oteller için tıklayın.

Merkezdeki oteller için tıklayın.

Odessa’da Ne Yenir? Yeme-içme 

Odessa’da diğer tatil şehirlerinde olduğu gibi deniz mahsülleri yaygın ancak tüm geleneksel Ukrayna yiyeceklerini sunan restoranlar mevcut. Öncelikle kahvaltı için Deribasovskaya Caddesi üzerinde bulunan Kompot adlı yere gitmenizi öneriyorum. Burada birçok geleneksel kahvaltının yanında reçel, bal ve tatlı türevleri var. Yumurta türevleri oldukça lezzetli. İçecek olarak kakao veya çay sunuyorlar.

Öğle yemeğinde deniz mahsülü tüketmek isteyenler için en güzel sunumlardan birini yapan Bar  Mushlya tercih edilebilir. Klasik bir Ukrayna restoranında Varenyky yemenizi öneririm. Ayrıca Lviv’in meşhur çikolatasını sunan tatlı dükkanlarında da kendinize ufak çaplı bir ziyafet verebilirsiniz.

Odessa’ya Ne Zaman Gidilir?

Odessa’ya gitmek için en güzel ay Haziran. Temmuz, Ağustos, Eylül ve hatta Ekim ayında bile sezonun hareketli olduğu Odessa’da diğer aylarda insan bulmak zor. Yaz aylarının dışında tamamen yerli halkın kaldığı şehirde gezmek çok zor. İngilizce bilen yok, hava çok soğuk, baya soğuk.

Gezerken ter içinde kalmayacaksınız ama sıcak sizi rahatsız edecek. Beach Club’larda serinleyebilir, Arcadia Plajı’nda güneşin tadını çıkarabilirsiniz. Güzel bir tatil ve seyahat için Odessa’ya Haziran, Temmuz veya Ağustos aylarında gidin.

Odessa Seyahati Uyarılarım

Odessa gezisi için birkaç uyarım olacak. Zaten yazı içerisinde çoğundan bahsettim ama yine de özet vermek istiyorum.

• Yüksek fiyatlı otellere aldanmayın. İki gün sonra fiyatı aniden düşürebilirler. Ufak bir araştırmayla çok daha ucuza konaklama bulabilirsiniz. Tavsiyem ev kiralamanız.
• Sigara çok ucuz ama Odessa’dan çıkarmak sorun. Dikkatli olun.
• Taksilerden uzak durun. Turistlere gerçekten çok yüksek fiyat çekiyorlar. Uber kullanın.
• İngilizce bilen sayısı çok az. Beden diliyle anlaşmaya çalışın.
• Hırsızlık tarzı bir olayla karşılaşmadım ama yaygın olduğu söyleniyor. Yine de dikkatli olun.
• Sokaklarda kaybolun ama merkezden çok da uzaklaşmayın.
• Gece hayatı ve Ukraynalı kadınlar için seyahat ediyorsanız hayal kırıklığı yaşayabilirsiniz. Gece hayatı gerçekten eğlenceli fakat karşınıza çıkacak kadınların büyük bir çoğunluğu paranız için size gelecek ve yararlanmaya çalışacak.

Odessa’da eğer sıkılırsanız Moldova’nın başkenti Kişinev arabayla 3,5 saat otobüsle ise 5,5 saat uzaklıkta. Odessa’dan Kişinev’e nasıl gidilir yazımdan detayları okuyabilirsiniz.

Odessa Gezi Rehberi | Ukrayna Odessa Gezisi Tüm Bilgiler yazısı ilk önce Gezi Rehberleri üzerinde ortaya çıktı.